Başbakanlıkça 25 Mayıs’ta TBMM’ne sevk edilen "Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" Vergi Usul Kanunu’nun vergi incelemeleri ile ilgili hükümlerine kapsamlı değişiklikler getiriyor. Mükellef haklarını daha ön plana çıkaran ve vergi incelemelerinde açılık ve belirlilik ilkesini kanun hükümleri ile vurgu yapmayı amaçlayan değişiklik önerilerine ve bunlara ilişkin görüşlerimize kısaca bu yazımızda yer verilmiştir.
Vergi incelemelerinde maksat ve yenilikler
Vergi Usul Kanunu’nun vergi incelemelerinin amacı (maksat) ile ilgili 134.maddesine yeni bir fıkra eklenmesi önerilmektedir.
Yapılması öngörülen düzenlemeyle vergi incelemeleri, tam veya sınırlı inceleme olarak iki gruba ayrılmakta ve bu incelemelerin kapsamı tanımlanmaktadır. Ayrıca, vergi incelemesine yetkili olanlarca yapılacak incelemelerin, vergi inceleme ve denetim koordinasyon kurulu tarafından hazırlanan yıllık vergi inceleme ve denetim planına uygun olarak yerine getirilmesi hükme bağlanmaktadır. Teftiş, soruşturma, ihbar, şikayet, yetkili makamların talebi ve benzeri nedenlerle yıl içinde ortaya çıkabilecek vergi incelemelerinin yapılmasına dair usul ve esaslara da hazırlanacak bu planda yer verilmesi öngörülmektedir. Böylece vergi incelemelerinin, tüm denetim birimlerini kapsayacak şekilde tek bir plan dahilinde gerçekleştirilmesi ve vergi denetim kapasitesinin etkin ve verimli bir şekilde kullanılması sağlanmak istenmektedir.
Öngörülen düzenleme yapılırken sadece gelir ve kurumlar vergisine yönelik incelemelerin göz önünde tutulduğu izlenimini vermektedir. KDV, ÖTV ve diğer vergileri de kapsadığının açıkça anlaşılması doğru olurdu. Ayrıca tam ve sınırlı inceleme yanında daha çok bilgi almayı amaçlayan karşıt incelemeler sırasında vergi kaybı olduğu anlaşılırsa ne tür bir işlem yapılacağı açık değil. Oluşturulması planlanan vergi denetim koordinasyon kurulu bu konu ile ilgili düzenleme önerebilir. Ancak özellikle Ankara, İstanbul, İzmir dışında turne programı çerçevesinde yapılacak incelemelerde süre faktörü önemli bir sorun doğurabilir.
Vergi incelemesine tabi olanlar ve yeni düzenleme
Kimlerin vergi incelemesine tabi olacağı VUK’nun 137’nci maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir.
Bu kanuna veya diğer kanunlara göre defter ve hesap tutmak, evrak ve vesikaları muhafaza ve ibraz etmek mecburiyetinde olan gerçek ve tüzel kişiler vergi incelemelerine tabidirler.
Maddeye eklenen fıkra kimlerin hangi sürelerde inceleneceğini de içeren kapsamlı düzenlemeler içermektedir. Buna göre;
"Vergi incelemesine tabi tutulacakların, risk analizlerine dayalı olarak seçimi esastır. Ancak, vergi incelemesine tabi tutulma bakımından birinci sınıf tüccarlar; yıllık iş hacimleri, aktif ve öz sermaye büyüklükleri esas alınarak üç gruba ayrılır. Birinci gruba dahil olanlar üç yılda en az bir kez, ikinci gruba dahil olanlar altı yılda en az bir kez, üçüncü gruba dahil olanlar ise dokuz yılda en az bir kez tam veya sınırlı vergi incelemesine tabi tutulur. Maliye Bakanlığı, vergi incelemesine tabi tutulma bakımından mükellef gruplarını ve bu hükmün uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir. Vergi incelemesine tabi tulumla bakımından yapılan gruplandırma, sadece bu fıkrada öngörülen amaçlar için kullanılabilir."
Mükellefleri inceleme sürelerini belirlemek üzere gruplandırmak inceleme etkinliğini artırma bakımından yararlı görülebilir. Ancak büyük mükelleflerin faaliyetlerini, ilk gruba girmemek için, birden fazla şirkete bölme yoluna gitmeleri söz konusu olabilir. Bu da etkin vergileme amacını olumsuz etkiler. Ekonomik etkinliği de bozabilir. Bu tür düzenlemelerin kanunla belirlemek yerine verilecek yetki çerçevesinde, vergi denetim koordinasyon kurulunca yapılacak önerilerle tebliğ veya yönetmelik çıkarmak suretiyle yapılması daha uygun olur kanısındayım.
İncelemede uyulacak esaslara ilişkin düzenlemeler
Vergi Usul Kanunu’nun vergi incelemesi yapanların uyacakları esaslarla ilgili 140. maddesine eklenmesi öngörülen fıkralardaki düzenlemelerle bu esaslara yeni bir şekil verilmektedir. Düzenlemelerin gerekçesi şöyledir.
Çağdaş vergi uygulamalarında mükellef hakları, vergi idarelerinin önem verdiği konuların başında gelmektedir. Vergi incelemelerinin yapılmasında incelemenin başladığı tarihin açık olarak belirlenmesi, incelemenin vergi mevzuatına uygun şekilde yürütülmesi ve öngörülebilir bir süre içerisinde tamamlanması mükellef haklarının vazgeçilmez unsurlarındandır. Bu çerçevede, yapılması öngörülen düzenlemeyle vergi incelemesine başlandığını gösteren tutanağın düzenlenerek mükellefe bir örneğinin verilmesi ve vergi incelemesinin belirli süreler içerisinde tamamlanması kuralı getirilmektedir.
Diğer taraftan, düzenlenen vergi inceleme raporlarının işleme konulmadan önce yetkili komisyonlar marifetiyle değerlendirilmesi suretiyle bunların vergi mevzuatına uygunluğunun sağlanması amaçlanmaktadır. Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların vergi kanunlarıyla ilgili kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ ve sirkülere uygun olarak vergi inceleme raporu düzenlemeleri hükmü, söz konusu mevzuatın Maliye Bakanlığı’nda görevli tüm memurlar açısından bağlayıcı olmasının doğal bir sonucudur. Özellikle vurgulanması gerekirse, sirküler bakımından bu tasarı ile yapılan düzenlemeyle bunların vergi kanunlarının uygulanması ve yorumlanmasında "uygulamaya yön vermek ve açıklık getirmek" şeklinde bir vasfı bulunduğu hususunsun hüküm altına alınması karşısında, sirkülerlerin de vergi incelemesi yapmaya yetkili olanları bağlayacağı kuşkusuzdur.
Ayrıca düzenlenen vergi incelme raporlarında, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından verilmiş özelgelerin yanlış olduğu savıyla tarhiyat önerisi yapılması halinde de Gelir İdaresi Başkanlığı ile incelemeye yetkili olanlar arasındaki görüş farklılığının bu maddede oluşturulan bir komisyon marifetiyle karara bağlanması sağlanmış olacaktır.
Vergi incelemesine başlanması, incelemenin süresi ve sonuçta düzenlenen vergi inceleme raporlarının vergi dairesince işleme konulmasına ilişkin hususlar ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
İncelemenin başlaması ile bitirilmesi arasında uzun bir süre geçmesi,bu sürenin belirsizliği bir yandan mükellefleri tedirginliğine yol açmakta ,diğer yandan süre uzadıkça ödenecek gecikme faizi yükselmektedir.Bu nedenlerle sürenin bir ölçüde belirli hale gelmesi olumludur. Ancak incelemenin ne sürede tamamlanacağı işletmenin büyüklüğüne,mükellefin ve mükellefle iş ilişkisi olanların incelemeye yardımcı olma veya engelleme durumuna göre değişebilmektedir.Süre baskısı denetim elemanının,üzerindeki iş yüküne göre verilen işe yeterli zaman ayıramama riski ortaya çıkabilir.
İnceleme sonucu inceleme elemanınca düzenlenen raporların okuma birimlerinden geçip tarhiyat aşamasına ulaşması önemli miktarda zaman alacak bir hala gelebilecektir. Bu durum kısa süre kalınan turne yerlerinde düzenlenen raporların vergi dairelerine ulaşması bakımından sıkıntıya yol açabilir.Ayrıca inceleme yapılabilecek beş yıllık zaman aşımı süresinin sonuncu yılında yapılacak incelemelerde de ciddi sıkıntı ile karşılaşılabilir.
Kanunla yapılacak ayrıntılı düzenleme yerine ,kanunla çerçevesi net olarak çizilmiş olarak verilecek yetki ile Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılacak bir tebliğle inceleme ve denetim standartlarının belirlenmesi suretiyle amaç gerçekleştirilebilir.İncelemede etkinlik ve verimlilik açısından ,ihtiyaca göre daha kolay değiştirilebilen tebliğlerle düzenleme yoluna gitmek daha yarlı olabilir.
İncelemelerde yetkili gelir uzmanı çalıştırılması
VUK.nun 141.ci maddesine eklenen bir fıkra ile incelemeye yetkili olanların gelir uzmanı çalıştırmalarına imkan tanınmaktadır.Düzenleme şöyledir.
İnceleme yapmaya yetkili olanlar, vergi incelemeleri sırasında gerekli görmeleri halinde refakatlerinde çalıştırmak üzere, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde, yetkili gelir uzmanı görevlendirilmesini talep edebilir. Bu şekilde görevlendirilen yetkili gelir uzmanları, nezdinde vergi incelemesine başlanılan mükelleflere ait beyanname, bildirim, defter ve belgeler üzerinde kontrol yapabilir, gerektiğinde mükelleften izahat isteyebilir, lüzumunda iş yerinin her tarafını gezip görebilir, fiili envanter çalışmalarına katılabilir ve vergilendirme ile ilgili olaylar ve hesap durumları hakkında tespit ettikleri hususları tutanağa bağlarlar. İlgililerin itiraz ve mülahazaları varsa bunlar da tutanağa geçirilir. Bu tutanaklar, 141.madde uyarınca düzenlenen tutanaklar hükmündedir. Tutanakları bir nüshasının, nezdinde inceleme yapılan kimseye verilmesi mecburidir. Yetkili gelir uzmanları, düzenledikleri tutanaklar ile diğer bilgi ve belgeleri, yapılmakta olan vergi incelemesinde değerlendirilmek üzere vergi incelemesine yetkili olanlara tevdi eder.
Vergi incelemesi yapacak inceleme elemanlarına getirilen bu imkan incelemelerin hızlandırılmasına yardımcı olabilecek niteliktedir.
Dünya Gazetesi | Verginin Gundemi Akif Akarca Drmehmet Safak