Finans, Muhasebe, Vergi...
Diğer Gündem

Otomotiv Sektörü’nde 2011’i Görebilmek

Büyük yönetim gurusu, P.Drucker'ın sanayilerin sanayisi olarak adlandırdığı otomotiv sanayi; kimyadan tekstile, tekstilden lojistiğe, lojistikten finansa 11 farklı sektörün büyümesine neden olmakta.

Büyük yönetim gurusu, P.Drucker'ın sanayilerin sanayisi olarak adlandırdığı otomotiv sanayi; kimyadan tekstile, tekstilden lojistiğe, lojistikten finansa 11 farklı sektörün büyümesine neden olmakta. Sürdürülebilir kalkınma için elzem olan "doğrudan yabancı sermaye" yatırımlarının artması için olmazsa olmaz sektör.

Dünyada bugün toplam 60 ülkede üretim yapmakta ve 26 milyon araç ihracatı ve 2 trilyon dolarlık iş hacmi sunmakta. Sırasıyla en çok; GM, Toyota, Ford, VW, Daimler, PSA-Peugeot, Honda önemli üretim hacmine sahipler.

Türkiye'de ise bir milyon yüz bin araç üreten sektör; en fazla ihracat yapan sektör gururunu yaşarken, istihdam ve imalat sanayinin de lokomotifi. Toplam ihracatımızın yüzde 15'ini oluşturan otomotiv; Mart '07 ihracatındaki artış da yüzde 65 olarak gerçekleşerek, en büyük kalem haline gelmiş durumda. Ama bu kalem büyüdükçe ithalatı da büyütmekte. OSD; 17 üretici firmayla birlikte 2012 yılı için 2 milyon adet üretim, 1,5 milyon adet ihracat ve 25 milyar usd ihracat geliri ve 600 bin kişiye istihdam sağlayabileceği de belirtmekte. Milli gelirin de kişi başına 10 bin usd düzeyine yaklaşması halinde yılda 1 milyon adet araç satılabileceğini öngörülmesi küresel devler için cazibe unsuru.

Bu yazımda; PWC Autofacts büyüme öngörülerini ışığında otomotiv sektörünün gelecek 4 yılda, 2011'ini öngörerek alabileceği şekil ve yapıyı analiz edeceğim.

" '06-11 yılları arasında yıllık ortalama 12,7 milyon adetlik küresel büyüme beklenmekte. Bu büyümeden 3,2 milyon ile en büyük payı Çin'in. Brezilya, Rusya ve Hindistan oluşturduğu BRIC yüzde 54 ile çok önemli katkı sağlamakta. Hintli otomotiv firması TATA'nın Land Rover ve Jaguar'ı satın alması BRIC ülkelerinin küresel büyümeye BRIC'in katkısını daha da artıracak. Bu durum sürdürülebilirlik için Türk yan sanayine BRIC ülkelerindeki sektördaşlarıyla yapacakları know-how, yatırım ortaklıkları, joint-venture, için çok önemli fırsat. Esasen, hükümetin stratejisinin Türkiye'de yatırımı ciddi düşünen Çin otomotiv markası Chery'nin ve Hint Tata'nın ülkemizde yatırımı cazip hale getirecek strateji ve politikalarını oluşturarak, hızla hayata geçirmeli. Bu yaklaşım gelecekte otomotiv sektörünün sürekliliği ve bölgede rekabetçi avantaj için önemlidir. 

" Özellikle 2000'den bu yana, sektörün dünyada büyüme odağı Orta ve Doğu Avrupa olurken, Türkiye bu bölgede önemli hacme sahip. '07 yılında Türkiye; gerçekleştirdiği toplam 1,1 milyon adetlik otomotiv üretiminin 635 bini binek otomobil üretimi oluşturmakta. 2012 yılında ise 2 milyon adetlik toplam otomotiv üretimi hedefiyle yaklaşık 1,2 milyon otomobil üretmesi bekleniyor. Türkiye böylece, 2012 yılında binek otomobil üretimi 6,4 milyonu bulacak bölgede büyümenin motoru olacak. Bu güçlü potansiyel, sürdürülebilir sektör varlığı için hükümeti sektörün yapısal; politikasızlık, yerlileştirme, isdihdam maliyetleri konularında bir an önce mevzuat ve teşvik altyapısını hayata geçirmeye itmeli.

" Yeni büyüyen pazarlar olan; Endonezya, Filipinler, Pakistan, Vietnam ve Mısır gelecek 5 yılda önemli pazar olanakları sunmakta.

" Renault-Nissan büyüyen pazarlarda Logan markasıyla  "düşük maliyetli otomobil" agresif pazarlama stratejisiyle pazar payını artıracağı görülmekte. Ancak Toyota, Tata ve Chery de Logan gibi aynı stratejiyle pazarlara girebilme arayışındadır. Bu durum yan sanayiye daha çok yerlileştirme ve düşük maliyet stratejisi arayışlarına itmelidir.

" AB sektörde Asya-Pasifik ülkelerinden sonra büyümeye en büyük ikinci katkıyı sağlamakta. Ancak Almanya ve Fransa büyümeye en ciddi katkıyı sağlayan birlik ülkeleri olmaya devam edecekler. Sırasıyla; İspanya, İtalya, İngiltere azalan miktarda büyümeye katkı sağlayacaklar. Bu durum Türkiye'nin Almanya ve Fransa sektör ticaretinin artarak devam edeceğini göstermekte. İngiltere ve İtalya'da gerek nüfus yapısı, gerekse de işgücü maliyetleri nedeniyle küresel sektör büyümesine katkı gittikçe azalacak.

" Kuzey Amerika otomotiv üretim hacmi düşüş göstermekte ve zayıflamaya devam edecek. Türk yan sanayisi için teknoloji transferi fırsatı barındırmaktadır. Özellikle Kanada önemli hacim düşüşü görülmekte. Türk yan sanayi ABD ve Kanada yan sanayileriyle "savunma sanayi" yatırımı, Ar-Ge işbirliklerine gitmeli.

" Orta Amerika'da yer alan Meksika önemli otomotiv ülkesi konumundadır. Küresel büyümede 10. sırada yer almakta, yan sanayi ve after market için potansiyel sunakta.

" Amerika'da büyüme devam ederken, büyüme artışı geçmiş 5 yıla göre son 4 yılda yüzde 5,2 büyümeyle azalma eğilimindedir.

" Önümüzdeki 5 yılda dünyada otomotiv sektörünün en hızlı büyüyeceği bölge, Türkiye'nin de içinde bulunduğu Orta ve Doğu Avrupa olacak. Türkiye ile birlikte Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya, Romanya, Rusya, Slovakya, Slovenya ve Ukrayna'nın bulunduğu bu bölge, dünya ekonomisinin yükselen yıldızı Çin'in de yer aldığı Japonya ve Kore'nin hızla üretiminin düştüğü Asya-Pasifik'i üretimdeki büyüme hızını geçeceği görülmekte. Türk yan sanayi; asgari ücretin Slovenya'da 491, Çek Cumhuriyeti'nde 238, Macaristan'da 232, Slovakya'da 172 Avro olduğu bugün; Türkiye verimlilik, deneyim ve fırsat maliyetini dikkate alarak "rekabetçi avantajlarını" ön plana çıkarmalı. Yeni ana sanayi yatırım pozisyonuna göre; örneğin Hyundai ve VW'in Slovakya yatırımı, Ukrayna, Slovakya vb. ülkelerde yatırım arayışına itmeli.

" Özellikle Kore ve Japonya'nın gelecek 4 yılda düşecek üretim hacmi, ilgili ülkelerin yan sanayileriyle Türk yan sanayilerini çeşitli teknoloji, pazar, ürün geliştirme faaliyetlerinde işbirliklerine itmeli.

" Komşumuz İran kürsel büyümeye yaklaşık bir milyon civarında katkı sağlamakta. Bu katkı ve coğrafi yapısı, üretim yapan ana sanayiler dikkate alındığında İran çok önemli yan sanayi için pazar, maliyet yaklaşımlı fırsatlar barındırmakta.

" Ticari otomotiv üretimiyle de küresel arzda çok önemli rekabetçi avantaj yakalamış olan Türkiye, dünya otomotiv devlerinin yatırımlarını çekebilmek için bu teknik beceri ve yetkinliği avantajlarını yeni ana sanayi yatırımlarıyla değerlendirebilmeli.

" Özellikle gelişmiş ülkelerin ana sanayi yatırımlarını kaydırdıkları ülke lokasyonlarına yakınlıkla; İstanbul, İzmit, Bursa'da yoğunlaşan ana ve yan sanayinin oluşturduğu teknik bilgi, altyapı, tasarım ve ürün geliştirmesi için sunduğu fırsatlar iyi değerlendirilip, anlatılmalı.

Bugün sektörün; düşük kapasite kullanma oranından kaynaklanan yüksek üretim maliyeti, kontrolsüz ucuz parça girişi, hala devletin sektör politikasının belirlenememiş olması rekabetçi dezavantaj. 2011 ve ötesi için bugünlerde, popülist yaklaşımla " sektör ihracatının ithalattan fazla olduğu" söylemleri umarım kalıcı iyileştirme hedeflerini köreltmez.  Çünkü sektörün birçok girdilerinin Usd Dolarla ve satışının Avro olduğu ortamda parite kaynaklı fazlaya dikkat çekmek isterim. Küresel rekabette var olmanın dayanılmaz gereği; geçici ego tatmininden, övünmekten daha çok geleceği kazanmak için sektörü yönetenlerin derin analize ve yapısal iyileştirmelere, sektörün de fayda-maliyet ve pazar tatminine odaklanmasının gereğidir. Yoksa küresel rekabette fasoncu olmak, sadece katma değere odaklanarak, değer zincirinin sinerjik veriminden yoksun kalmak kaçınılmazdır.

 

Süleyman Dilsiz / Yönetim Uzmanı

sdilsiz90@hotmail.com.

 

Kaynak: Dunya Gazetesi 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir