Dünyada Üretim ve Sanayi sektörleri sürekli yer değiştiriyor. Şimdilik duraklan Çin ve Hindistan gibi görünüyor. Her ülkede bazı sektörler ölüyor, bazıları ise hızla büyüyor. Mesela Türkiye’ye bakalım… Türkiye son yıllarda önemli bir otomotiv üretim merkezi haline geldi. Honda, Toyota, Ford gibi dünya devleri Türkiye’deki üretim kapasitelerini sürekli artıyorlar. Türkiye şimdilik otomotiv üretimi endüstrisi için ideal bir yer. Ama üretim tesislerinin elinizin altında olması artık eskisi kadar önemli değil. Mesele tasarımdan pazarlama bütün üretim sürecini kontrol edebilmekte. Günümüzün başarılı şirketleri üretimin ham mallığı ile uğraşmıyor, tasarladıkları ürünleri ise en ucuz ve en kaliteli üretim fırsatı hangi ülkedeyse orada ürettiriyorlar. Türkiye’de henüz bu yöntemi uygulayan çok fazla şirket yok. Ancak üretim yükünün her geçen gün arttığı hazırgiyim üreticileri son yıllarda bu yöntemi keşfettiler. Bazı firmalar, bu stratejiyle moda markalar yaratan dünya devleri gibi sadece ürünlerini tasarlattırıyor, üretim yükünü çekmek yerine markasına yatırım yapıyor.
Koton: Çeyrek Milyar Dolar’lık Başarı Hikayesi
Taha Tekstil, Park Bravo, Koton ve Derimod firmaları, Türkiye’de yeni yeni hayat bulan bu akımın en önemli temsilcileri. Bu açıdan baktığımızda dört şirket de ayrı ayrı bir başarı hikayesi. Türkiye’de bu üretim sürecini başarılı şekilde uygulayan ilk şirket üretim tesisi olmayan Koton, üretiminin büyük bir kısmım Türkiye’de, geri kalan kısmını ise dünyanın en ucuz iş gücüne sahip pazarı olan Uzakdoğu’da yaptırıyor. Koton’un dizayn ekibinde 100’ den fazla kişi çalışıyor. Koton için her yılan binlerce Ürün tasarlanırken, şirket her yıl ortalama 110 bine yakın ürünün üretimini yaptırıyor. Yani Koton üretimin başında bekleyip, bu süreci kendine dert edinmiyor. Peki bu süreç şirketi başarılı kılıyor mu? Cevap hiç kuşkusuz, evet. Her yıl minimum yüzde 25 büyüyen şirketin dünya devlerinin uyguladığı bu stratejiyle 2006 yılı sonunda çeyrek milyar dolarlık bir ciroya ulaşması sürpriz oluşturmuyor.
Derimod: Tabakhanesini Kapattı, Krizi Fırsata Çevirdi
Diğer bir örnek Derimod ise, global hazır giyim üreticilerinin uyguladığı bu üretim stratejisiyle 2001 yılındaki ekonomik krizi atlatmayı başaran bir marka. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Zaim, 30 yılda deride yarattığı bu markayı krizle birlikte kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalınca, yatırımın yeni tamamladığı tabakhanelerini kapatmak zorunda kalır. Hem meşakkatli ve maliyetleri yüksek olan hem de konsantrasyonunu ikiye bölen deriyi işleme işini artık kendisi yapmaz. Bu işi dünyada iyi ve ucuza yapan bölgelere taşır. Tabakhanenin yükünü omzundan atan Zaim, bu dönemde markasına yatırım yapar. Derimod outlet mağazalarının kurar ve dünya devleri gibi Derimod Expo isimli alt bir marka yaratır. Ve o güne kadar ’A-B gelir grubuna hitap eden Derimod’u ’halka indirir’. Sonuç sürpriz değildir, Zaim, krizi fırsata çevirir ve sancılı günleri büyüyerek atlatır.
Taha Grup: Başkasına Üretiyor, Başkasına Ürettiriyor
LC Waikiki, 2oo4’ten beri Türkiye’nin en yüksek ciroya sahip hazır giyim markası. LC Waikiki’nin bağlı olduğu Taha Grup da üretim yükünü üzerinden atan şirketlerden. Grup, Fransız LC Waikiki’nin fason üreticisiyken, keskin virajlardan geçerek önemli bir perakendeciye dönüştü. Grup şirketlerinden Tema Mağazacılık’ın Pazarlama Müdürü Hami Cilara, üretim sürecini bıraktıkları dönemi şöyle anlatıyor: "1996 yılı grubumuzun iki önemli dönüm noktasından ilkidir. Artık üretici olarak devam etmeme, marka yaratma kararı bu yıl alındı! 1997 yılında Fransız LC Waikiki firmasının ortaklan markayı satmaya karar veriyorlar. LC Waikiki’yi farklılaşan, gelişen ve liderliğe oynayan bir çizgiye getiren Tema Tekstil, yeni bir marka oluşturmak yerine, Türkiye’de marka bilinirliği her geçen gün yükselen LC Waikiki’nin dünyadaki tüm isim haklarını 1997 yılında satın alarak bir Türk markası olma sürecini başlatıyor. 2000 yılı ise ikinci önemli dönüm noktamızdır. Bu yıl da grubumuz üretim ve perakende olarak iki ayrı kola ayrılıyor. Gruplar arasında tam bağımsız bir yapı oluşturuluyor. Ürettiğini kendi mağazasında satan yapı geride bırakılıyor."
Taha Grup, perakende markaları olan Waikiki’nin ürünlerini fason olarak ürettirirken, kendisi Marks&Spencer, Top Shop, Tommy Hilfiger, Next ve Timberland gibi dünya devleri için fas on üretim yapıyor. Hami Cilara bu süreç için, "Kısaca bu yapılanma hem üretim hem de perakende gruplarının önünü açtı" diyor. Cilara, yine bu süreçte mağaza konseptlerinin geliştirilmesi için Zirve Mimarlık adlı bir şirket kurduklarını ve dünyaca ünlü firmalarla birlikte mağaza konseptleri geliştirdiklerini anlatıyor ve şöyle devam ediyor: "Aslında Batı’da ve gelişmiş ülkelerde bu süreç çok önceden başladı. Perakendeci olma kararını 2000 yılında aldık. Geçen yedi seneye baktığımızda, global bir tedarik ve pazarlama anlayışı benimsedik ve hızla dünya pazarlama hazırlamıyoruz. Bunun için de global pazarların şartlarına uymamız gerekiyor."
Parkbravo: Başarısının Sırrı Global
Trendleri iyi takip etmesinde. Global şirketlerin üretim stratejisini uygulayan hazır giyim üreticilerinden biri de ark Bravo Group. Şirketin Yerli Markalar Genel Müdür Yardımcısı Çiğdem Özgür, şu anda ürün tasarımı ve geliştirilmesi noktasından, mağazaya giriş aşamasına kadar gerekli olan her halkayı içeren komple ir altyapıya sahip olduklarını söylüyor. Özgür’e göre, değişim uzun bir süreç ve içinde bulunulan dinamik ekonomik koşulların değişikliğe zorlayan koşullarının gerisinde kalmadan strateji ve organizasyon yapısında değişikliği öngörmek gerekiyor. Çiğdem Özgür şöyle devam ediyor:"Üretimimizi fason olarak yaptırmamız, işimizi verimlilik ve karlılık anlamında ölçebilmemizi ve kontrol edebilmemizi sağladı. Bugün dünya standartlarında değerlendirilme ve daha iyi rekabet olanakları gibi bir dizi avantaj yarattı.
Kaynak: Turkistime Dergisi