Liderlik, bu değişim ortamında değişime uymanın yanı sıra değişimi yaratmaktır. Bu nedenle tüm liderlerin asıl görevi başında bulunduğu kuruluşun geleceğini şekillendirmek olmalıdır.
İş dünyasında rekabet koşulları hızla değişmektedir. Rekabet ortamı hızla değişmektedir. Gelişen teknoloji, yeni olanaklar aynı zamanda zorluklar yaratmaktadır. Değişimlere uyum konusunda, elemanların teknik becerileri ve birbirini tamamlayan takım çalışması yetenekleri sürekli geliştirilmelidir. Müşteri profili ve beklentileri değişmiştir ve bu müşteri talepleri bize beklenmedik görevler yüklemektedir. Mali baskılar, büyük çaplı maliyet kısıntılarını ve küçülmeyi zorunlu kılmaktadır. Güç üreticiden tüketicinin eline geçmiştir. Yaşanan bu rekabet ortamında vasat olana artık yer yoktur.
Liderlik, bu değişim ortamında değişime uymanın yanı sıra değişimi yaratmaktır. Bu nedenle tüm liderlerin asıl görevi başında bulunduğu kuruluşun geleceğini şekillendirmek olmalıdır.
Kendi geleceğini şekillendirmek, yarının belirsizliğinde başarılı olacak akıllı işletmeler kurmakla mümkün olacaktır. Bu süreç temel değerlere dayalı, vizyon tarafından biçimlendirilmiş, bir strateji tarafından yönlendirilmiş, iyi düşünülmüş, hedeflere odaklanmış ve sürekli eğitim aracılığıyla giderek olgunlaşan bir süreç olmalıdır.
Başarılarının zirvesinde iken aniden tepetaklak olan işletmelere şahit oluyoruz. İşletmeleri bu duruma genellikle liderlik eksikliği ya da liderin doğru bildiği yanlışlar içine (tuzaklar) düşmesi getirmektedir.
Bu liderlik tuzaklarından en önemlilerini şu şekilde sıralayabiliriz :
1- İşleri aşırı iyi ve mükemmel yapma hastalığı :
Her şeyi iyi yapan mükemmel bir işletmede, değişimin zorunluluğunu kabul ettirmek oldukça zordur. İşletme yöneticileri "başarı kibiri hastalığına" yakalanmıştır. Büyüklük ve başarı, kendinden hoşnutluğa, miyopluğa ve sonunda da düşüşe yol açmaktadır. İyi liderler, çevrelerindeki değişimin sürekli bir süreç olduğunu kavramak durumundadır. Ya değişecekler ya da yok olacaklardır.
2- Çekirdek yeteneklere odaklanmamak:
Bu etkinlik eksikliğidir. Yanlış işte olma tuzağına düşmektir. Değişimin yol açtığı etkileri kavrayamamanın sonucunda oluşur. Bu tuzağa düşen lider genellikle bir değişimi fark eder, ama bunun önemini yanlış değerlendirir. Hiçbir zaman var olmayacak ortamlar için doğru kararlar almaya devam ederek şirketin yönünü belirleyemezler. Sonuçta çöküş kaçınılmaz olarak gelir.
3- Dünün tekrarı :
Bu daha önceki ortamlar içinde başarılı olmuş yöntemlere sıkı sıkıya sarılmaktır. Bir başka açıdan da dışarıdaki değişime ayak uyduramamak ve dünün mükemmel olduğunu düşünmektir. Eğer dün yapılanları güzel şeyler olarak görüyorsak bugün bir şey yapmıyoruz demektir. Dünü mükemmel olarak gören liderler, çoğu kez değişim yapmaya , hatta büyük "ilerleme" göstermeye çok isteklidirler, ancak sürekli eski koşullara göre düşünürler. Böyle bir lider büyük bir "tekrarcıdır", gelişme özürlüdür ve çoğu kez performansı kesin standartlara göre ölçmek için denetim ve aşırı kontrol sistemi oluşturur.
Bu üç tuzağın ortak bir yanı vardır. Liderler geleceği doğru tespit edememiştir, çünkü kısa vade saman alevi misali sonuçlar almak onun için daha önemlidir.
Artık yöneticilikle liderlik arasındaki fark herkes tarafından bilinmektedir.
Liderlik üç boyuta sahiptir: yönetmek, geleceği şekillendirmek ve birbirini tamamlayan, kendi kendilerini yöneten takımlar kurmak.
Tüm bunlar için liderler, stratejik düşüncenin gücünü kullanabilmelidir. Çünkü bugün farklılık, çok yönlülük ve esnekliğin, uzmanlıktan çok daha değerli olduğu bir dünyada yaşamaktayız. Bu ortamda bir işletme liderinin cesaretle cevaplaması gereken sorular şunlardır:
1- Zamanımı işletmemin gelenekçi bölümlerinde mi yoksa gelişmeci (yenilikçi) bölümlerinde mi geçiriyorum?
2- Deney yapma ve hata yaparak öğrenmeyi teşvik ediyor muyum?
3- Risk alanları (gelişmeciler) mı, yoksa işi alışıldık şekilde yapanları (tekrarcıları) mı yükseltiyorum?
4- Yatırım bütçem geçmişe mi, yoksa geleceğe mi yönelik?
5- Kısacası , "yeninin" mi, yoksa "eskinin" mi bir parçasıyım?
6- Bir lider, bu sorulara verdiği cevaplara göre kendini değerlendirebilir ve geleceğe hazırlayabilir.
Sonuç itibarıyla lider, kaynakların (zaman, enerji, eleman) bir kısmının geleceğe yöneltilmesi ve bugün ile yarın arasında bir denge kurması gerektiğini bilmelidir.
Kaynak: Kobi Efor