Finans, Muhasebe, Vergi...
Diğer Gündem

Eskişehir Havacılık Merkezi Olacak

 

Ticaret ve sanayide Türkiye'nin önde gelen illerinden birisi olan Eskişehir; Toulouse ve Seattle gibi dünyanın en önemli havacılık merkezlerinden biri olabilmek için girişimlerini ve yatırımlarını hızlandırıyor. Dünyada havacılık ve savunma sanayi denince ilk akla gelen kentler olan 'Airbus'ın üretildiği Fransa'daki Toulouse ve 'Boeing'in üretildiği ABD'deki Seattle'ı örnek alan Eskişehir, önümüzdeki 10 yıl içinde sektörde bulunduğu noktayı daha ileriye taşımayı hedefliyor. 

 

Birinci Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı ile Birinci Hava İkmal Bakım Merkezi Komutanlığı'nın Eskişehir'de bulunması nedeniyle hava savunma sanayiinde atılan ilk adımlar, bu şehirde kurulu firmaların varlığı ile önemli bir sanayi varlığının da altyapısını oluşturmuş durumda.

Bu fikirden hareketle yola çıkan ve kentin gelişme planları arasına, savunma ve havacılık sanayiinin büyümesini de ekleyen Eskişehir Sanayi Odası (ESO), bu sektörlere hizmet verecek bir ihtisas bölgesinin kurulması için kollarını sıvadı.

Sektör ve üniversite temsilcileri, DÜNYA+ Yayın Editörü Ömer Türkdönmez'in moderatörlüğünde ve DÜNYA Gazetesi Yazarı Rüştü Bozkurt'un başkanlığında ESO'da düzenlenen yuvarlak masa toplantısında; havacılık ve savunma sanayiinin Eskişehir'de içinde bulunduğu durumu ve sektörün geleceğine yönelik beklentilerini anlattılar.

 

Eskişehir-İstanbul karayolu yetersizliği en büyük sorun

Eskişehir'in bir savunma ve havacılık merkezi olabilmesi için lojistik ve altyapı eksikliğinin giderilmesini isteyen tüm katılımcılar, ayrıca yetişmiş uzman kadrolarının da geliştirilmesi gerektiğini ifade ettiler.

Hızlı tren bağlantısının Eskişehir'den geçmesinin bir avantaj olmasıyla birlikte karayolu olarak Eskişehir-İstanbul yolunun mutlaka geliştirilmesi istenirken, özellikle Bilecik-Bozüyük hattının genişletilmesi talep edildi.

Toplantıda havacılıkta başlayan taşımacılığın geçmişte olduğu gibi bugün de devam etmesi gereğine işaret edildi. Eskişehir'in denizle, limanla bağlantısının sağlanmasının savunulduğu toplantıda, en önemli konulardan birinin de kurulması planlanan Savunma ve Havacılık İhtisas Bölgesi'nin belirli teşviklerle birlikte hayata geçirilemesi talebi oldu.

 

Eskişehir Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Savaş Özaydemir: Hükümetten, ileri teknoloji içeren havacılık projelerine teşvik sözü aldık

Eskişehir halkında geçmişten gelen bir havacılık bilinci var. Sabah saat 06.30'da uçaklar kalktığında kimse 'harp mi çıktı' demez. Bu sıralar dedikleri gibi mahallelerimiz bu sektörün geliştirilmesi için baskı yapmaya hazır! Bizim burada yıllardır çalışan bir hava üstümüz, hava ikmâl bakım merkezimiz, 1980'li yıllarda kurulan uçak motor fabrikamız, üniversitemizin çalışmaları var. Daha eskiye gidersek İnönü'de planör kampının olması ve zamanında hava harp okulunun burada bulunması, havacılık üzerine çırak okullarının açılması Eskişehir'de böyle bir sanayinin benimsenmesini sağladı. Biz de tarım ya da tekstile değil de metal sektörüne yönelik bir yaklaşım söz konusu. Sobacılıktan tutun da otomobil sanayiine doğru bir yöneliş var.

Eskiyen sanayi yapıları artık kendilerini farklılaştırıyor. Avrupa ekonomisi değişiyor, Çin gelişiyor. Biz Eskişehir'in eskiyen sanayi yapısını nasıl yenileriz fikriyle bir takım çalışmalar yaptık. 90'lı yıllarda OSB'nin yanında AR-GE'ye dayalı çalışmalar olsun diye bir bilim parkı oluşturduk, bir taraftan da strateji çalışmaları yaptık.

Havacılık ön plana çıktı

Strateji çalışmalarına baktığımız zaman Eskişehir civarında iki, üç ana sanayinin yeşerdiğini görüyorsunuz. Bunlar Eskişehir'in sanayi yapısının yüzde 50'sini kapsayan makine imalat sanayi, seramik sanayi ve havacılık sanayi. Strateji çalışması sonrasında havacılık ön plana çıkınca, bu sanayii bir yere getirmek için neler yapmalıyız diye kafa yorduk. Bunun için özel bir ihtisas OSB kuralım istedik. OSB'nin kendi ana kitlesinin dışında iki ayrı uydu yapılaşma planı vardı.

Bir tanesi demiryolu bağlantılı, diğeri de karayolu bağlantılı. Bunlardan karayolu bağlantılı 10 milyon metrekarenin 5 milyon metrekaresini meclisimiz 'Savunma ve Havacılık Sanayi İhtisas Bölgesi' yapmaya karar verdi. Bunun için resmi temas ve görüşmelerimizi tamamlıyoruz. Beklentimiz buranın OSB'den farklı olması için yatırımcıya daha cazip bir hale getirilmesi.

Görüştüğümüz makamlar ileri teknoloji içermesi açısından buraya teşvik sözü verdiler. Bu işin resmi tarafı, hükümet politikasında da bunu görüyorsunuz. Biz de altyapı sorumlusuyuz. Ancak böyle bir bölge ile ilgili başka konularda çıkabiliyor. Mesela vasıflı eleman meselesi. Bunun için okul ihtiyacı çıkıyor karşımıza. Diğer taraftan teşvik sağlanması biraz süre alacaktır. Burada bir nevi kümeleşme oluşturup sinerji yaratabilir miyiz diye düşünüyoruz. Bu kümeleşme içerisinde sertifikasyon, akreditasyon gibi birçok bağlantı alanı var.

Kentimizle ilgili bir başka çalışma alanımız da inovasyon. Havacılık ve savunma sanayiinde inovasyon ön sırada geliyor. Savunma sanayi için inovasyon ihtiyacımız açık. O konuda elektronik sanayiinde olsun, mekanik sanayiinde olsun birtakım şeylerde yapılabileceği fikrindeyiz. Eskişehir'de bu iki sektörün şimdilik daha çok yan sanayi olarak şekilleneceğini düşünüyoruz. İleriki yıllarda bu ilerleyebilir.

 

Tusaş Motor Sanayii AŞ (TEI) Genel Müdürü Akın Duman: Eskişehir, savunma sanayi kültürüne açık, Türkiye büyük projeler içinde

Dünyadaki gelişmelere şöyle bir göz attığımızda önümüzdeki 10 yıl içerisinde dünya ekonomisinin yaklaşık yılda yüzde 3.2 ortalama büyüyeceğini görüyoruz. Ortalamada büyümeye baktığımızda yüzde 3.2 üzerinde bir büyüme söz konusu. Tabii ki dünyadaki bu büyümeye paralel olarak büyüyen sektörlerden bir tanesi de havacılık sektörü.

Uluslararası Havacılık Taşıma Kurumu ve Amerikan Havacılık Kurumu'nun verilerine göre 2025 yılına kadar dünyada yaklaşık 22 bin 500 uçak üretilecek. 2006 yılı sonu verilerine göre toplam uçak sayısı 17 bin 500 civarında. Buraya da 10 ve daha az koltuk sayılı uçakları dahil etmiyoruz. Yani toplam olarak 35 bin üstü müthiş bir rakamdan bahsediyoruz. Fakat bu kadar çok yoğun iş hacmi olan sektör aynı zamanda en kırılgan sektörlerden bir tanesi. Dolayısıyla birtakım fırsatları değerlendirirken, riskleri de göz önünde bulundurmak gerekiyor.

Müşterek taarruz uçağı işi büyük

Askeri alana baktığımızda aynı gelişmenin burada da olduğunu görüyoruz. Halihazırda Türkiye çok önemli projeler içinde. Örneğin müşterek taarruz uçağı dediğimiz JSF, yani 'Joint Strike Fighter'. Türkiye bu uçaklardan 100'ün üzerinde alacak ve burada da sanayiiden önemli miktarda katılım bekliyor. Yaklaşık 11 milyar dolarlık iş hacmi olacak projenin en azından 5.5 milyar dolarlık kısmının Türkiye'de kalması bekleniyor.

Yine Türkiye F-16 programındaki hem uçak hem gövde hem de motor anlamında yenileştirme faaliyetleri, geleceğin büyük nakliye uçağı A400 ve bunun motoru projesi, ayrıca ATAK helikopter projesi, genel maksat helikopteri projesi, eğitim uçağı projesi gibi pek çok askeri projenin içerisinde. Bir tarafta bu gelişmeler yaşanırken, bir taraftan da jeopolitik konumumuz da önemli. Savunmaya ayıracağımız payın bundan sonrada azalmadan aynı oranlarda olacağı öngörülüyor. Kısaca özetlemek gerekirse dünyadaki gelişmeler bu sektörü destekler nitelikte.

Eskişehir'de havacılık tarihi Cumhuriyet'le birlikte başlar

Eskişehir'de havacılık tarihinin neredeyse Cumhuriyet'le birlikte başladığını görebiliyoruz. Birinci Hava Kuvvet Komutanlığı bünyesindeki Birinci Hava İkmal Bakım Merkez Komutanlığı ve Türk Hava Kurumu (THK) uzun yıllardan bu yana Eskişehir'de. Bu kuruluşlar hem havacılık faaliyetlerini başlatmışlar hem de havacılığın sevilmesine katkı sağlamışlar.

Birinci Hava İkmal Bakım Merkezimiz dünyadaki emsalleri arasında ilk üç arasına girecek teknolojik yapıda ve büyüklükte. Son 20 yılda ise sektör çok gelişti. Eskişehir'de kurulan TUSAŞ, Anadolu Üniversitesi'ne bağlı Sivil Havacılık Yüksek Okulu daha sonra bu kuruluşları takip eden Alp Havacılık, Savronik gibi şirketler, bunları da takip eden diğer teşebbüsler Eskişehir'in savunma ve havacılık kolunda ileride gelişimine katkıda bulunacak şirketler.

Havacılık OSB'sinde teşvik olmalı

Bizler TUSAŞ olarak daha üst teknolojiye geçişi sağlarken, Eskişehir ve çevresindeki yan sanayie aktarmak istiyoruz. TUSAŞ'ın üretimle ilgili iş saati 1 milyon 400 bin saattir. Bunun 325 bin saati bu yıl itibari ile yan sanayie verilecektir. Şu an geldiği saat 250 bin saat üzerindedir.

Eskişehir'in bir savunma ve havacılık merkezi olabilmesi için, lojistik ve altyapı ihtiyacının mutlaka giderilmesi gerekiyor. Bu yönde gelişmeler var.

Eskişehir'in Ankara bağlantısı iyi durumda. Hızlı Tren bunu daha da iyi hale getirecek. Karayolu olarak Eskişehir-İstanbul yolunun mutlaka geliştirilmesi gerek. Eskişehir'in denizle, limanla bağlantısı sağlanması gerekiyor. Bu anlamda Eskişehir-Bursa karayolundaki gelişmeler tamamlanmalı. Bununla birlikte havacılık OSB kurulabilirse, bazı teşvikleri de içermesi gerek. Çünkü bu sanayi tamamen uluslararası anlamda şiddetli bir rekabete açık bir sanayi. Dolayısıyla gerek vergi muafiyeti konusunda gerek enerji kullanımında olsun bu tür muafiyetleri alabilmek gerekiyor. Çok önemli bir konu yetişmiş personel ihtiyacı. Bir taraftan baktığınızda Türkiye'de bir işsizlik sorunu var, diğer taraftan da vasıflı eleman açığı. Gençlerimizi bu mesleğin eğitiminin verildiği okullara yönlendirmeliyiz. Yine üniversitelerin bizim iş koluna yönelik mezun öğrenci sayısının 130 civarı olduğunu biliyoruz. Tek başına TUSAŞ'ın ülkede yıllık mühendis ihtiyacının 30 olduğu düşünülürse bu rakamın da az olduğu ortaya çıkıyor. Burada da üniversitelerimize iş düşüyor.

 

Alp Havacılık Genel Müdürü Tuncer Alpata: Eskişehir'in bugün bir havacılık

üssü olduğunu söyleyebiliriz

Havacılık ve savunma sanayiini konuşurken, sektörün hassasiyetlerini ve dinamiklerini de kavramalıyız. Bu sektörlerin kendi segmetleri, üretim boyutları ve operasyon boyutları mevcut. Genel olarak savunma sanayi dediğimizde birçok alan bunun içine giriyor. Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM) ile bu sektör esas başlangıcını yapmış. Biz bu masa etrafında bu sektörü konuşuyorsak, SSM'nin Türkiye için aldığı kararlar ve politikalar sonucunda oluştu. Özellikle son yıllarda savunma sanayiinin çizdiği yön havacılık sanayiine çok ciddi katkılar sağlıyor.

Savunma sanayiinde adımlar atabilmek, ilerlemek ve dünyada kırıcı rekabet içerisinde yer alabilmek için mutlaka devlet politikalarının sizi destekliyor ve size yol gösterip önünüzü açabiliyor olması lazım. Bu saydıklarımız, bugün çok hızlı bir şekilde gerçekleşiyor. Savunma sanayiinin önümüzdeki yıllarda çok fazla gelişeceğine inanıyorum. Değindiğimiz gibi savunma sanayi pek çok alanı içine alabilir. Bunlar hava, deniz, kara ve uzayla ilgili olabilir. Ama hepsinin birleştiği bir nokta var ki ileri teknoloji, yüksek kalite standartları ve uzun yıllara bağlı deneyim ve bilgi ihtiyacı… Bu yüzden de üniversitelerin, sektörün, devletin bu konudaki yetkili organlarının ve danışman kuruluşların temas halinde olması önem taşıyor.

Havacılıkta hep bir idealimiz var

Bugün Eskişehir'in bir havacılık üstü olduğunu söyleyebiliriz. Ancak hep bir idealimiz var. Havacılık denildiği zaman dünyada iki şehir ve onların ülkeleri akla gelir. Toulouse denildi mi Fransa, Seattle denildiğinde de Amerika ve havacılık akla gelir. Dünyada da Eskişehir denildiği zaman Türkiye, Türkiye denildiğinde de havacılıkta Eskişehir akla gelmeye başladı. 10 yıl içerisinde bu nokta daha da belirginleşecek. Ancak kentteki havacılık altyapısının geliştirilmesi için belli başlı hususlara ihtiyaç var.

Bunları şöyle özetleyebiliriz; teknik personel, CNC operatörleri ve kalite uzmanlarının yetiştirilmesine dönük meslek liseleri ve meslek yüksek okullarının sayı ve kapasitelerinin artırılması. Eskişehir ve Ankara'da halihazırda bulunan havacılık ve savunma sanayii kuruluşlarına destek olacak ve bunlara alt yüklenicilik yapacak kalite odaklı daha küçük kuruluşlar, bu yüklenicilerin ihtiyaçlarını göz önüne alacak bir planlama. Enerji maliyetlerinin düşürülmesi ve kesintisiz olarak sağlanması. Vergisel teşviklerle sürekli yatırımın ve güncel teknolojilerin takip edilmesinin sağlanması.

Bu sektör hadi para koyalım sonrada çok para kazanalım denilebilecek bir sektör değil. Bu işten anlayan ve bu işe gönül veren insanlarla yola çıkarak, en önemlisi de çok çalışarak bir yol alınabiliyor.

 

TÜLOMSAŞ Genel Müdürü Hayri Avcı: Eskişehir'i lokomotif merkezi yapacağız

havacılık sektörüne tam destek veririz

Eskişehir'e baktığımızda yetişmiş eleman ve başarılı operasyonlar yapan yan sanayilerin olduğunu görüyoruz. Üretimde kalite süreçleri uygulanarak birbiriyle uyumlu çalışan sistemler var karşımızda. Akademik bir planlama ile kısa sürede Eskişehir, havacılık ve savunma sanayiinde bir üst olacaktır. Havacılık sektörünün ciddi bir pazarı var. Sektör akıllı bir şekilde planlaması halinde öne çıkacaktır. Bu sektörden bize gelen her türlü işi öncelikli olarak yapıyoruz. TÜLOMSAŞ olarak demiryolu sektöründe faaliyet göstersek de sahip olduğumuz imkan ve kabiliyetleri savunma sanayiinin hizmetine sunabiliyoruz.

Örneğin, altı yıl önce tank motorlarının revizyonunu gerçekleştirdik. İptal edilen tank üretiminin motorunu üretmek üzere bir konsorsiyuma girmiştik. Bu konu üstünde de çalışıyoruz. Yani TÜLOMSAŞ olarak kabiliyetimizi, bilgi birikimimizi, AR-GE'mizi bu sektöre sunmaya hazırız. Eskişehir'i lokomotif merkezi yapmak için uğraşıyoruz. Belki aramızdaki rekabet süreçlere hız verir. Avrupa ülkelerinde AB mevzuatından dolayı bazı sanayi üretimleri terkedildi. Belki bunların Eskişehir'e gelmesini sağlayabiliriz. Yoksa bu üretim Çin'e gidecek. Eskişehir'in bu sanayinin istediği her şeye cevap verecek yapısı var, burada herşeyi yapmaya hazırız.

 

Savronik Genel Müdürü Mustafa Kula: Türkiye'nin ihtiyacı olan atış ve

ateşleme kontrol sistemleri yapıyoruz

Birinci Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı ve Birinci Hava İkmal Bakım Merkezi Komutanlığı'nın Eskişehir'de yerleşmiş olması Savronik'in burada kurulmasında en önemli etkenlerden biri. Savronik yola ilk çıktığında Türkiye'nin ihtiyacı olan atış ve ateşleme kontrol sistemleri yaptı. Türkiye'nin bakım onarımını yurtdışına yaptıramadığı bir bom modeli olarak ortaya attığı modernizasyon modifikasyon kapsamında ortaya koyduğumuz alanlarda mühendislik faaliyetleri yürüterek, Türkiye'nin yurtdışı bağımlılığını kurtaracak minvalde çeşitli faaliyetleri yerine getirdik. Türkiye'nin envanterinde olan uçak sistemlerindeki silahların bakım onarımında önemli işler üstlendik.

Daha sonra güvenli haberleşme alanında İstanbul'da bir çalıştık. Hava kuvvetlerinde edindiğimiz tecrübeyi kara kuvvetlerinin ihtiyaç duyduğu silah sistemlerindeki atış ve atış kontrol sistemlerini tasarlayarak üretmek ve ömür boyu bakım onarım desteğini vermek üzere çalışmalarda bulunuyoruz.

Savronik, Eskişehir'de çalışırken akademik kadrodan çok fazla destek alan bir şirket yapısında oldu. Zaten bu sektöründe iyi yetişmiş kadrolara her zaman ihtiyaç duyacağı bir gerçek. Eskişehir'deki üniversitelerin teknik personel ihtiva etmesi ve elektronik ile bilgisayar alanında mühendislerin bulunması çok büyük bir artı. Ancak, Eskişehir'de havacılık mühendisliği alanında çok ciddi bir mühendis yetiştiren bölümlere ihtiyaç var.

Henüz eşiği geçip rahatlamadık

Savronik olarak biz savunma sanayii içerisinde veri linklerinin oluşturulması, atış kontrol sistemlerinin değişik silah sistemleri kapsamında olgunlaştırılarak, tasarlanarak uygun yapıda verilmesi konusunda da çalışıyoruz. Bir de şundan bahsetmekte yarar var, bizim gibi firmaların daha ziyade lisans altında üretim yapmayan firmaların, çeşitli yöntemlerle edinmiş olduğu birikimleri Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu savunma projelerinden gerçekleştirilip ihtiyacın giderilmesinde çok fazla yurtdışı işbirlikleri oluşturamıyoruz. Mühendislik birikimlerimizle yurtdışında faaliyet gösteren firmalarla çok fazla işbirliği içerisine giremiyoruz. Sadece şasi, kablo, konnektör yapılarında işbirliğine girebiliyorsunuz. Ama anahtar teknoloji dediğimiz yazılım mühendisliği konularında işbirliği sağlayamıyorsunuz.

Yabancı bu konuda yoğurdu üfleyerek yiyiyor. Biz bu işte eşiği geçip rahatlamadık. Teknoloji değişiyor. Türkiye'nin 10 yıl önce milyonlarca dolar ödeyerek aldığı sistemler artık Türkiye'de bizim gibi firmalardan tedarik ediliyor. Özelikle savunma sanayii, birbirimizle rekabet edelim ve mükerrer bir yatırım yapalım diyebileceğiniz bir sektör değil.

 

TURBOMAK Genel Müdürü Sinan Musubeyli: Afrika'ya gidecek yatırımcıyı

Türkiye'ye çağrıyoruz

50 yıldır otomobil sanayiine hizmet veriyoruz, son 8 yıldır da havacılık sanayii ile yakından ilgileniyoruz. TUSAŞ'ta düzenlenen bir yan sanayi seminerinde sektöre girmeye karar verdik ve işe başladık. Yan sanayicilik hem Eskişehir hem de Türkiye için önemli bir olgu. Eskişehir açısından iftiharla söyleyebiliriz ki altyapı ve diğer pek çok sorunu aşmış durumdayız.

2004 yılından beri yurtdışı fuarlarına katılıyorum. Türkiye'ye dışardan baktığımızda nerede olduğumuzu ve yapmamız gerekenleri daha iyi değerlendirebiliyoruz. 2004 yılında düşük dolar kurunun küçük havacılık şirketlerini zor durumda bıraktığını, bunlara Afrika üstündeki ülkelere düşük maliyetlere gittiğini görünce buraya yatırım yapan firmalara bir çağrıda bulunarak, Türkiye'nin aynı mesafede aynı zaman dilimde ve aynı imkanlara sahip olduğunu, burada yatırım yapmalarını öneriyoruz. Uçağa atlayıp öğlen gelip akşam geri dönme imkanınız var diyoruz.

Bunun yanı sıra Polonya ve Çek Cumhuriyeti'nde altyapı yatırımları söz konusu. Sovyetler Birliği döneminde yapılan yatırımları Avrupa şimdi keşfediyor. Belki bizim Türkiye ve Eskişehir sanayicileri olarak onları irdelememiz, öyle bir yol, bir model çizmemiz gerekiyor. Kardeş sanayi odalarımıza ve daha model aldığımız yerlere bakarak konuyu inceleyebiliriz. İlimizde savunma sanayii ve havacılık endüstrisini öne çıkarmak istiyorsak bunu nasıl geliştirdiklerini bakabileceğimiz modeller mevcut.

Bugün öyle bir noktaya gelindi ki ana sanayiler yan sanayisiz ilerleyemeyecek bir aşamada. Şehrimize de baktığımızda örneğin beyaz eşya alanında ciddi bir yan sanayi söz konusu. Çevremizdeki illere bakarsak, Bursa ve Kocaeli gibi bu konuda gelişmiş yerler görebiliyoruz. Biz havacılıkta bir merkez olma yolunda ilerlersek burada ciddi bir yan sanayi altyapısını oluşturmak, bunları yönlendirilmek gerekiyor. Yan sanayiciler daha esnek üretim yapabiliyorlar, daha düşük maliyetlerde üretebiliyorlar. Çabuk karar alma çabuk yön değiştirme yeteneklerine sahipler. Böyle olunca da ana üreticiler tarafından taktir ediliyorlar.

 

Savronik Genel Müdür Yardımcısı Kenan Işık: Strateji ve ihtiyaçların

tespiti şart

Savunma ve havacılığı sektörünü irdelediğimizde birbirini örten ihtiyaçlar kümesi karşımıza çıkıyor. Bunu iyi kavramalıyız. Eskişehir sanayii olarak savunma ve havacılıkta bir şeyler yapmayı düşünüyorsak, bir strateji oluşturmamız ve ihtiyaçları iyi tespit etmemiz şart. Burada derinleşmeye ve uzmanlaşmaya ihtiyaç var diye düşünüyorum. Bu konudaki en önemli ihtiyaç makamı SSM. Bu söylediğimiz pazarda pastanın büyük kısmı savunma sanayiinin ihtiyaçları ve SSM'nin belirlediği projelerden geçiyor.

Öncelikle buraya odaklanıp ama bu kümenin havacılık tarafındaki sivil havacılık bacağını, savunma tarafında da özel güvenlik tarafını unutmadan bir yol çizilebilirse sektör oluşturma konusunda önemli bir fark yaratabiliriz gibi geliyor. Şimdi SSM son 5 senede önemli bir irade gösterdi. Bunu da geçen sene yayınladı. SSM verdiği strateji dökümanında özgünlük geliştirebiliyorsanız özgün geliştirin diyor. Ülkemizde yapabilen teknoloji varsa burada yapılacak. Bu aslında Türkiye'nin savunma harcamalarının önemli bir kısmının Türk firmaları üzerine yoğunlaşmasında önemli bir iradeydi. Ama yapabildiklerimiz var yapamadıklarımız var. Yapılamayanları ortak üretim modeline yönlendirdiler. Bunlarda mümkünse 'ana alt yükleniciler' olunsun şartı konuldu. Böyle olunca da birçok yabancı firma, eskiden biz onların alt yüklenicisiyken, pek çok modelde oturmasa da Türkiye'deki firmaları yabancıları alt yüklenici olarak çalıştırmaya başladılar. Bu da olmuyorsa hazır alım, yapalım ama bunu da ortak üretim yapalım konusu var.

Şimdi bu prensipleri bir kenara koyduğumuzda, savunma sanayiinde Eskişehir'de bir vakıf şirketi yok. Var olanların hepsi özel firma. Yaşamaya, para kazanmaya, iş yapmaya hakkımız var ama pazarın büyük kısmı da askeri sektörde. Ortak sistem dediğinizde bütünsel çözüm sunmak zorundasınız. Savronik 21 yıldır bu sektörde çalışıyor. Sektör oluşturmak için başka koordinasyonlarda gerekiyor. Burada bakıldığında Eskişehir için kabiliyet ve fırsatlara iyi bakmak lazım. Eskişehir'in temel ihtiyaçların 3 tanesine cevap verecek durumda. Bunlardan bir tanesi savunma ve havacılık sektöründeki mekanik imalatlar. Bunun için bir altyapı sorunu yok. İkinci bölüm elektronik geliştirme ve üretim. Bir diğer konu da bakir kalan, bakım onarım modifikasyon merkezleri. Bu üç tane temel alan sanki Eskişehir'de destek verip sinerji oluşturulabilecek alanlar. Bu alanlarda işe koyulurken temel ihtiyaçlar karşılanmalı. En önemlisi insan kaynağı. Son yıllarda bu sektörde 2 bin kişi azaldı. Sektörden kaymalar var. Ama savunma sanayiinde istediğiniz insan kalitesi farklılık gösterir uzun dönemde yetişmesi gerekiyor. Tecrübe kazanması gerekiyor. Özellikle AR-GE kısmında. Bizim bir avantajımız var. Kentimizde 2 üniversite var. Buralarda üretilmiş bilimsel bilgilerle bir araya getirsek, üniversite sanayi işbirliğini gerçekten sağlayabilirsek önemli bir fark yaratacağız.

 

Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mustafa Cavcar: Havacılıkta eğitim ihracatı kapasitesine sahibiz

Sivil Havacılık Yüksekokulu 1986 yılında sektöre eleman yetiştirmek için kuruldu. Kurulduğundan bu yana bin 600 civarında mezun verdi. Bu mezunların yüzde 99 sektörde çeşitli kademelerde çalışıyor. Bugün biz çok büyük ve başarılı bir yol aldık. Başka hava yollarından ya da yurtdışından da pilot yetişmemiz için talepler geliyor. Bu noktada bugün, İngiltere'nin havacılık eğitimlerinden yıllık 1.5 milyon poundluk eğitim ihracatı gerçekleştiriyor. Fakat biz 20 yıllık süreç içinde edindiğimiz eğitimi ihraç edemiyoruz. Ama karşımıza Türkiye'nin her yerde olduğu gibi mevzuat hazretleri çıkıyor. Burada kazanılanların nasıl harcanacağı gibi engeller ve yine burada yer alan öğretim elemanlara aktarılacak ücretlerin nasıl olması gereken mevzuatlarla boğuşuyor. Gelen taleplere cevap vermek mümkün olmuyor. Eskişehir'de, sivil havacılık okulu olarak AR-GE yapıyoruz. THY ile protokol imzaladık. Öğretim elemanlarının tezleri vasıtası ile THY sorunlarına çözümler üretmeye çalışacağız. Ayrıca özel sektörden kurumlarla çalışmalara başladık. Bunlardan bazıları ile sanayi proje bazında işbirliği sağlayacak. Bunlar gerçekleşme aşmasında. Ayrıca OSB içerisinde bulunan Teknoloji Geliştirme Bölgesi için de bir etüt yapıyoruz. Biz de bu bölge içerisinde bazı adımları atmaya çalışacağız. Çünkü yurtdışında gördüğümüz bir konu var. Bu da Avrupa'da havacılığı sevk edip yönlendiren uluslararası kuruşlar var uluslararası kurumlar. Bunlar AR-GE projelerini üniversitelere öneriyor ve ihale açıyorlar. Bizim de bunun için kapasitemiz mevcut. Mevzuatı aşabilmek için teknoloji geliştirme bölgelerinden faydalanacağız.

Eskişehir önümüzdeki yıllarda havacılık sektöründe üretim, araştırma geliştirme ve bakım yönünde faaliyetlerin yoğun olarak yaşanacağı bir merkez potansiyeline sahip bunu iyi görmek zorundayız. Burada dikkat edilmesi gereken konu, Eskişehir bu işe yönelirken oluşturacağı konsersiyumları dikkatli ve kâr getirici bir süreç üzerine kurmalı.

 

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Melih Cemal Kuşhan Üniversitemizde yetişmiş insan kaynağı hazır

Önümüzdeki 10 yıl içinde havacılık sanayiinde Türkiye'de bir patlama yaşanacak. Eskişehir'in de bu anlamda pastadan pay alması için yaptığı bir dizi çalışmayı hızlandırması gerekiyor. Dünyada savunma sanayi sektörüne en çok pay ayıran ülke İsrail'dir. İkinci sırada ise ne ABD ne de Rusya gelir. İkinci sırayı Türkiye alır. Fakat biz bunu teknolojiyi geliştirmek için değil, o teknolojiyi almak için harcıyoruz. Bu harcamadan biz de Eskişehir olarak pay almalıyız. Teknolojilerin lokomotifi savunma sanayi, savunma sanayiinin lokomotifi de havacılık sanayiidir. Bunun tartışılacak hiçbir yanı yok. Bugün en entelektüel tartışma merkezi NASA'da da konserveden kalem üretimine kadar araştırma faaliyeti içindeler. Eskişehir'in sanayi altyapısı çok sağlam. İlklerin merkezi olan kentimizde sektör için birçok şey çok kolay çözülebilir. Üniversitelerimizde çok ciddi bir kaynak bulunuyor; yetişmiş insan. Doktora ve yüksek lisans düzeyinde havacılığa destek verecek birçok bilim insanımız var.

 

Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi Müdürü Ali İhsan Karamanlı: İhtisas bölgesinin çalışmaları tamamlandı

Eskişehir'de kurulacak 'Savunma ve Havacılık Özel İhtisas Bölgesi' için çalışmalarımızı tamamladık. İlgili bakanlıklara da resmi başvuru için hazırız. Proje, Eskişehir olarak başladı ama Türkiye projesi olarak sunmamız gerekiyor. Biz bu çalışmada İmişehir bölgesinde 5 milyon metrekarelik bir alan hazırladık. Bu alanda devlet tarafından teşvik verilmesi mümkün. Endüstri Bölgesi Yasası var biliyorsunuz, bölge bu yasa kapsamında değerlendirilmeli. Bakanlar Kurulu buraya özel teşvikler verebiliyor. Böyle bir uygulamanın hiçbir örneği yok. Bu bölgede organize sanayi bölgesinden edindiğimiz deneyimleri yansıttığımız mükemmel bir altyapı olacak. Hükümetin çalışma programında böyle bölgelerin kurulması söz konusu. Kümelenme modelini orda uygulama ve yatırımcıların yatay ve dikey entegrasyon ile sağlamaya çalışacağız. Çeşitli merkezlerin olacağı ve savuma sanayiinde olmazsa olmaz belgelendirme çalışmaları yapacağız. Altyapıya toplam yatırım tutarı 50 milyon Euro. Bu çok yüksek bir rakam, o yüzden bir Türkiye projesi yapalım istiyoruz. Bunu Eskişehir'in tek başına karşılamasının imkanı yok. Endüstri bölgesi yasasına göre altyapı harcamalarının devlet tarafından karşılanacağı açıkça yazılıyor. Böyle bir imkan ve kapı var, ama bunu ne kadar aralayabiliriz? Biz işte bunun peşindeyiz.

Kaynak: Dünya Gazetesi 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir