İhracatın lokomotifi 6 sektör arasında Avrupa Birliği'ne en hazır sektör otomotiv çıktı. Kimya sektöründe çevre konusunda düzenlemelere ihtiyaç duyulurken tekstilin AB'ye uyumu ise kolay olacak.
İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV), 6 lokomotif sektörde Avrupa Birliği (AB) müktesebatının uygulanışının etkilerini araştırdı. "AB Müktesebatı ve Sektör Raporları" isimli çalışmayla otomotiv, kimya, seramik, çimento, tekstil-konfeksiyon ile gıda sektörleriyle doğrudan ilgili en önemli müktesebat başlıklarının uygulamada sektörler üzerindeki olası etkileri ortaya kondu. Buna göre; AB sürecine en hazır sektör otomotiv oldu. Sektör için AB sürecinin öngörülmeyen bir etki doğurması beklenmezken 2. el motorlu taşıt ithalatı önümüzdeki dönem sektör için en zorlu alan olacak. Sektörün bu konudaki yaklaşımı bu taşıtların ithalatının üyelikle birlikte aşamalı olarak serbest bırakılması yönünde.
Çalışmada, kimya sektörü de özellikle çevre konusunda düzenlemeye en çok ihtiyaç duyulan ve yatırım bekleyen sektör olarak tanımlandı. Diğer sektörlerden tekstil ve konfeksiyonun AB'ye uyumu yüksek bulunurken seramik sektörü çevre mevzuatında "sınıfta kaldı." Çimento sektörü iş sağlığı ve güvenliği alanında ilerleme nedeniyle övgü alırken gıda sektöründeki AB uyumu ise "sınırlı" düzeyde kaldı. Çalışma, her sektördeki dernek veya birlikle ortaklaşa yapıldı.
Hazırlanan çalışmaya göre otomotiv sektöründe Kasım 2006 tarihine kadar 96 AB direktifi uyumlaştırıldı. Çevre mevzuatında hayata geçirilmesi planlanan yaklaşık 300 düzenlemeden yüzde 40'ı tamamlanırken sektörün tamamında "çevre yönetim sistemi" uygulandığı ve atık su arıtma tesislerinin bulunduğu belirtildi. Ancak servislerde atık yönetiminin geliştirilmesi ve mevzuattaki gerçek emisyon seviyesini temsil etmeyen ölçme ve kontrol yönteminin değişmesi gerekliliği de ortaya kondu. Bağımsız tamircilerin neredeyse tamamının yetkili servis mevzuatına uyumsuz olduğu belirtilirken bayi satışıyla servislerin hizmet için pazar potansiyelinin AB'nin 6-7 misli gerisinde olduğu ifade edildi.
Çalışmada, kimya sektörünün çevre mevzuatı kapsamında uyumlaştırılması gereken 170 kadar düzenleme olduğuna dikkat çekildi. Çalışmaya göre mevzuatın sınırlı sayıda "uzun geçiş süresi tanıyan uygulama takvimi" nedeniyle sektörde uyum için bir an önce harekete geçilmesi gerekiyor. Ayrıca uygulama alanında ciddi altyapıya ihtiyaç var. Seramik sektörüne ilişkin değerlendirmelere bakıldığında ise Çin rekabetine karşı telif hakları ve patent korunması uygulamasıyla CE işaretlemesine ihtiyaç duyuluyor. Çimento sektöründe iş sağlığı ve güvenliği konusunda gelişmeler öne çıkıyor. Bu konuda bugüne kadar 27 yönetmelik çıkarıldı. Çevre düzenlemelerine bakıldığında sektörün emisyon değerlerini yönetmeliklerin ötesinde sınırlandırmayı taahhüt ettiği görülüyor.
Gıdada Çin'den sonra en çok uyarı Türkiye'ye
Çalışmada, Türk tekstil ve konfeksiyon sektörü AB ile entegrasyonu en fazla tamamlamış sektörlerden biri olarak tanımlanırken buna neden olarak sektörün Gümrük Birliği ile birlikte AB'nin sektörel kuruluşlarıyla ilişkilerini yoğunlaştırmış olması gösteriliyor. Çalışmada, AB sanayi politikalarında sektörün öncelikli yer almadığı belirtilirken AB'ye uyum çalışmalarında Türkiye'nin sanayi önceliklerini gerçekçi biçimde tespit etmesi istendi. Gıda sektörüne ilişkin değerlendirmelere göre ise fındıktaki aflatoksin oranı, hayvan sağlığı ve hijyen gibi konularda Türkiye 2006 yılında Çin'den sonra en çok uyarı alan ikinci ülke oldu.
Referans Gazetesi