Finans, Muhasebe, Vergi...
Uncategorized

Vergi hukukunda yanılma ve yeni duzenleme

image

image Mükellefler, Vergi Usul Yasası’nın 413’üncü maddesi uyarınca Maliye Bakanlığı’ndan veya Maliye Bakanlığı’nın bu hususta yetkili kıldığı makamlardan vergi durumları ve vergi uygulaması basımından müphem (karmaşık) ve tereddüdü mucip (duraksama yaratan) gördükleri hususlar hakkında izahat isteyebilirler.

Yetkili makamlar yazı ile istenecek izahatı yazı ile veya sirkülerle cevaplandırmak zorundadırlar.

Diğer yandan zaman içinde bir vergi hükmünün uygulanma tarzında idarenin görüş veya kanaati de değişebilir, yine bazı hallerde içtihat değişikliği ortaya çıkmış olabilir.

Vergi Usul Yasası’nın 369’uncu maddesinde bu gibi durumlar vergi cezası uygulaması açısından dikkate alınmış ve ‘Yanılma’ başlığı altında hükme bağlanmıştır.

Vergi Usul Yasası’nın 369’uncu maddesi gereği olarak aşağıda yazılı hallerde vergi cezası kesilmez:

* Yetkili makamların mükellefin kendisine yazı ile izahat vermiş olmaları;

* Bir hükmün uygulanma tarzı hususunda yetkili makamların görüş ve kanaatini değiştirmiş veya bu hükme ait bir içtihadın değişmiş olması,

hallerinde mükellefin kendisine verilen bilgi veyahut da idarenin görüş ve kanaatini değiştirmesi veyahut da içtihat değişikliği nedeniyle ortaya çıkan olumsuzluklar için ceza kesilememektedir.

Maliye Bakanlığı tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan ‘Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’ ile Vergi Usul Yasası’nın 369 ve 413’üncü maddelerinde değişiklik yapılması ve özelge (mukteza) verilmesinin de harca tabi tutulması öngörülmektedir.

Vergi Usul Yasası’nın 369’uncu maddesinde yapılması öngörülen değişiklik uyarınca "Yetkili makamların mükellefin kendisine yazı ile yanlış izahat vermiş olmaları veya bir hükmün uygulanma tarzına ilişkin" bir içtihadın değişmiş olması halinde, mükellefe vergi cezası uygulanmayacak ve gecikme faizi de hesaplanmayacaktır. Diğer taraftan bir hükmün uygulanma tarzı hususunda yetkili makamların genel tebliğ veya sirkülerle belirli bir değişiklik yapmak suretiyle görüş ve kanaatini değiştirmesi halinde de oluşan yeni görüş ve kanaate ilişkin genel tebliğ ve sirküler yayımlandığı tarihten geçerli olacak, bu bağlamda da yapılan değişiklikler geriye dönük olarak uygulanmayacaktır.

Yapılması öngörülen yeni değişiklikle Vergi Usul Yasası’nın 369’uncu maddesinin başlığı ‘Yanılma ve Görüş Değişikliği’ olarak yeniden belirlenmiştir. Söz konusu maddenin yasallaşması halinde "Yetkili makamların mükellefin kendisine vermiş olduğu izahat" doğrultusunda işlem yapılan mükellefe bilahare bu işlem dolayısıyla ceza kesilemeyeceği gibi kendisinden konuya ilişkin olarak gecikme faizi de talep edilemeyecektir.

Yapılması öngörülen bu değişiklikle idarede istikrar ve vergide öngörülebilirlik ilkelerine uygun bir şekilde, mükellefin yetkili makamların genel tebliğ veya sirküler vasıtasıyla oluşturdukları görüş ve kanaatlerini değiştirmiş olmaları nedeniyle geriye dönük olarak bir tarhiyat yükümlülüğü ile karşı karşıya kalmamaları sağlanacaktır.

Anayasa Mahkemesi kararlarında da vurgulandığı üzere, hukuk güvenliği ilkesi, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de hukuk normlarında bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılmaktadır. Bu bağlamda da hukuk devletinin hukuk güvenliği ilkesi vergilendirmede belirliliği gerektirmektedir. Belirlilik ilkesi, yükümlülüğün hem kişiler hem de idare yönünden belli ve kesin olmasını, hukuk normlarının, ilgili kişilerin mevcut şartlar altında belirli bir işlemin ne tür sonuçlar doğurabileceğini makul bir düzeyde öngörmelerini mümkün kılacak bir şekilde düzenlenmesini ve uygulanmasını gerektirir. (Vergi Usul Yasası’nın 369’uncu maddesi gerekçesi.)

Dolayısıyla özellikle zaman içinde idarenin bazı yasa maddelerinin uygulanması ile ilgili görüş değiştirmesi halinde, mükellefler nezdinde yapılan incelemelerde geriye yönelik olarak yapılan cezalı işlemler, Vergi Usul Yasası’nın 369’uncu maddesinde yapılacak yeni değişiklikle önlenmiş olacaktır. Bir başka anlatımla bir yasa hükmünde değişiklik yapılmadığı sürece idarece, belirli bir dönemde oluşturulmuş bir görüş ve kanaatin sonradan değiştirilmesi, mükellefler açısından öngörülebilmesi mümkün olmadığından, salt görüş ve kanaat değişikliğine bağlı olarak geriye dönük vergi tarh edilemeyecektir.

Diğer yandan, bir hükmün uygulanma tarzı hususunda yetkili makamların tebliğ ve sirkülerde değişiklik yapmak suretiyle görüş ve kanaat değiştirmesi, buna ilişkin genel tebliğ veya sirkülerin yayımlandığı tarihten itibaren geçerli olacak ve geriye dönük olarak mükellefler hakkında işlem yapılamayacaktır.

Kaynak: Referans Gazetesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir