Mahmut Arslan, Mersin'de babasının değirmeninden sadece Türkiye'nin değil Kanada'nın da bakliyat devini yarattı. Arbel, dünyanın iki farklı yarım küresinde bulunan dört ülkeye yatırım yaparak küresel bir oyuncu oldu. Şimdi de makarna üretimi ile İtalya'ya kafa tutacak.
Mühendisken iş bulamadı Mahmut Aslan… Babasının değirmenini bakliyat fabrikasına dönüştürmeyi denedi. 11 Eylül 1980'de fabrikayı kurdu. Ertesi gün askeri darbe oldu… Özal döneminde Güney Kore modeliyle tutunmaya başladı. Kanada teşvik vermek için özel olarak davet etti. ABD, ve Avustralya gibi dünyanın iki farklı yarımküresinde bulunan dört ülkeye yaptığı yatırımlarla 12 ay boyunca gerçekleştirdiği bakliyat üretimi Arbel'i küresel oyuncu ligine taşıdı.
Global anlamda başarılı adımlar atan şirket geçen yıl yurtiçinde markalaşmak için de düğmeye bastı. Arbel, Arbella markası ile makarna sektörüne iddialı bir giriş yaptı. 2008 Şubat ayında özellikle çocuklara yönelik Arbella Family markasını çıkardı. Çocuklar için Worner Bross ve Fox Century ile lisans anlaşmaları imzalayarak çizgi film karakterlerinden oluşan makarnalar hazırlayacak. 2008'i markalaşma yılı ilan ettiklerini söyleyen Mahmut Arslan makarna işinde de oldukça iddialı konuşuyor. 2010 yılında AB ülkelerinde tarım teşviğinin kaldırılacağını ve İtalyanlar'ın pazarda zorlanacağını söyleyen Arslan, "AB pazarına girdiğimizde İtalya çekilir" diyor.
Diplomalı işsizken baba mesleğine sarıldı
"Bütün başarı hikayelerinde biraz şanstan, biraz da ileri görüşlü olmaktan bahsedilir. Arbel'in hikayesinde ise 40 yıllık sistematik bir çalışmayı görebiliyorum" diyerek, Mersin'de başlayıp Kuzey Amerika'ya kadar uzanan başarısının sırrını özetliyor Arbel Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Arslan. Arslan, "Emin ve akıllı adımlarla dünyanın gen merkezi olan topraklardan dünya devi olmaya giden yol hiç de kolay değil" diyerek de iddialı olduklarının altını çiziyor. Arslan iddialı olma konusunda hiç de haksız değil. Mersin'de işsiz bir mühendisken baba değirmeninden bugün 100 milyon YTL üzerindeki ihracatı ve 57 milyon YTL'lik iç pazar satışı bulunan hem yurtiçinde hem de Kanada'da bakliyat sektörünün bir numaralı şirketi olan Arbel'i çıkarmayı başardı.
İstanbul'da Makine Mühendisliği'ni bitirdikten sonra Mersin'e evine dönen Mahmut Arslan, bir yıl kadar işsiz kaldıktan sonra baba mesleği bakliyatta karar kılarak kolları sıvıyor.
Babasının o dönem bölgedeki en iyi bakliyatçılardan biri olduğunu belirten Arslan: "Babam buğday ve mercimek değirmenlerini çok iyi biliyordu. Beyrutlu bir firma iyi bir ustaya ihtiyaç duyduğu için bölgede araştırma yapmış. Ardından 1960 yılında babamı İskenderun'dan alıp Mersin'e getirmişler. Babam 5 yıl kadar Beyrutlu firma ile çalıştı" diyor.
Baba tavsiyesini dinleyip işe koyuldu
Beyrutlu firmanın işleri yolunda gitmeyince kapısına kilit vuruluyor. Şirket kapanınca Mahmut Arslan'ın babası İbrahim Arslan kendi değirmenini kurmaya karar vererek harekete geçiyor. Değirmenciliği iyi bilmesine rağmen pazarlama konusunda iddialı bir girişimci olmayan Arslan bu nedenle kendi markasını yaratmak yerine Anadolu'dan gelen bakliyatları değirmeninde eleyerek ihracatçılara veriyordu. İbrahim Arslan'ın oğlu Mahmut Arslan'ın işe el atmasıyla değirmende yeni açılımlar başlıyor. Mahmut Arslan, "Beyrutlu şirketin kapanmasından sonra babam 1965 yılından sonra kendi işini kurmak zorunda kaldı. İstanbul'da makine mühendisliği eğitiminin ardından Mersin'e döndüm ama uzun süre iş bulamadım. 1980 yılına kadar iş aradım. Çünkü babam mühendislik yapmam konusunda oldukça ısrarlıydı. İş araken bir yandan da babamın yanında değirmende çalışıyordum. Ancak babam 'Bu işi yapacaksan devam ettir' dedi. Bu iş kafama yattığı için Arbel'i kurma kararı aldım" diye anlatıyor kuruluş dönemini.
İlk iş günü 12 Eylül şanslı yanı Özal oldu
Arslan'ın şirketi kurma kararı aldığı dönemde ülke en kötü dönemlerinden birini yaşıyordu. Siyasi ve ekonomik krizin halkı zorladığı, 70'lerin ortalarında ekmek, yağ, tüp kuyrunun uzadığı, sokağa çıkmanın bile zor olduğu yıllarda Arslan, Arbel'i kurmak için ilk adımları atıyor. "Zor yıllardı" diye söze başlayan Mahmut Arslan, fabrikayı kurduklarının ertesi gününe askeri darbe ile uyandıklarını söylüyor ve o günleri şöyle anlatıyor: "11 Eylül 1980'de fabrikayı resmen kurduk. Ve o gece askeri darbe oldu. Zor zamanlardı. Ama Anadolu o kadar çok etkilenmedi. Halk ve sanayici kısa bir süre zorluk yaşadı. Üniversitelerde gençler öldürülüyordu. Ama yine de şanslıydık çünkü darbe cuma günü gece oldu."
Cumartesi günü ilk kez iş başı yapan Mahmut Arslan endişelenmeden yolunu sürdürme kararı alıyor. İş bağlantılarının iyi olduğunu ifade eden Arslan, "Babamın iş yaptığı ihracatçılarla 3-4 yıl çalıştık. Ama bu şekilde çalışarak şirketi ileri götüremiyorduk" diye sözlerine devam ediyor. Arslan sıkıyönetimin döneminde büyük fırsatları kaçıran Türkiye'nin yeni Başbakanı Turgut Özal ile yeni bir döneme girdiğini anlatıyor.
Kanada teşvik vermek için davet etti
Turgut Özal'ın ihracat konusunda değişiklikler yaptığını belirten Arslan, "Güney Kore modeline benzer bir yapı ile ihracatçıları yapılandırdı" diyor ve şöyle devam ediyor: "Sermaye şirketleri devlet tarafından desteklenmeye başladı. Teşvik alan şirketler hızla büyümeye başladı. O dönem teşviklerden yararlanabilmek için 75 milyon dolarlık taban ihracat rakamına ulaşmak gerekiyordu. Sanayileşmediği için teşvikten yaralanmak isteyen büyük firmalarda tarımsal ihracata yöneldi. Taban ihracat rakamına ulaşmak için ENKA, Çukurova, Koç gibi büyüklerde tarım ürünleri ihracatına yönelmişti. O yıllarda Arbel yeniden doğdu." Kuruluşunun ardından 1990'lı yılların sonuna kadar toptan ve fason üretim yapan Arbel dünya bakliyat üretimi ve ihracatında lider olan Kanada tarafından davet almasıyla yeni bir döneminde kapıları aralanmaya başlıyor. Kanada Tarım Bakanı tarafından özel görüşme talebini kabul eden Mahmut Arslan uzun süreden beri kurduğu hayal gerçek olmaya başlıyordu: Arbel global pazara açılıyordu. Üstelik yabancılardan gelen davetle. Kanada Tarım Bakanı, hükümet tarafından sadece bir firmaya verilecek özel teşvikten Arbel'in yararlandırmak istediğini söyler.
Kanada'da bakliyat üretimine girdi
"Kanada Tarım Bakanı benimle özel bir toplantı yaparak Kanada'ya yatırım yapmamızı istedi" diyen Mahmut Arslan: "Kanada'da yatırım yapmamız durumunda eyaletin ve hükümetinde desteklerini vereceklerini dile getirince beklediğimiz fırsatın ayağımıza geldiğini düşündüm. Bu imtiyazları Türk mallarının dünyada çok iyi karşılandığını bu nedenle sadece bir firmaya verebilecekleri teşvikleri bize vereceklerini söylediler." Kanada'nın neden kendilerini seçmelerindeki nedenin dünya bakliyat sektördeki bilinirliği olduğunu vurgulayarak Mahmut Arslan, şu anektodu anlatıyor: "Kanada'dan teklif aldığımız dönemde bir Afrika ziyaretinde Arbel yazılı çuvalların içini boşaltılıp yerine başka ürünler koyarak Arbel'in ürünüymüş gibi satıldığına şahit oldum. Arbel yurtdışına gönderdiği ürünleri daha yüksek fiyata satılmaya başlayınca orada Arbel'in çuvallarını toplayıp yüksek fiyata satmaya başlamışlar." Devletin sağladığı özel destek ile Arbel, Kanada'da 1990 yılında ilk defa "special crop" yani özel ürün diye nitelendirilen baklagil üretimine girerek yeni bir dönemin de kapılarını araladı. Kanada üretim ve ihracatta ilerlemiş olmasına rağmen pazarlama konusunda sorun yaşıyordu. Ülke bu sorunların çözümü için Arbel'i kurtarıcı olarak görüyordu. 1999-2000 yılında dünyanın en büyük baklagil ihracatçısı unvanını alan Türkiye'nin yerini Kanada aldı. Şirket, özel teşviğin ardından Kanada'da kırmızı mercimek kırma tesisi kurdu. Ancak daha sonra Arbel, ülkedeki ciddi bir bezelye üretimini olduğunu fark etti. Ancak bezelyelerin iyi değerlendirilemediğini gören Arbel yeni bir yatırım için fizibilite çalışmalarına başladı.
2007'de adımlarını global dev gibi attı
Şirket fizibilite çalışmalarının ardından bezelye soyma tesisi kurma kararı aldı. Kanada'daki bezelye yatırımıyla Arbel, Kuzey Amerika'nın en büyük bakliyat firması olma yolundaki ilk ciddi adımı atmış oldu. Bezelye soymak için özel bir makine geliştirdiklerini söyleyen Arslan, "Kendi geliştirdiğimiz bir makine ile önce bezelyenin dış zarını soyduk ve bezelyeyi ikiye böldük. İki tesisin de faaliyete geçmesinin ardından Kanada'nın en büyük kapasitesine sahip olduk. Kanada'nın 5 milyon tona yakın bezelye ihracatı var. Bu ihracatın hepsi ham madde olarak satılıyordu" diye anlatıyor.
Artık 2007 yılına gelmeye başlandığında Arbel 1980'lerde ektiğini biçmeye başladı. Kuruluş ve olgunlaşma sürecini tamamlayan şirket, artık global bir dev gibi hareket etmeye başladı. Şirket 2007 yılı Temmuz ayı sonunda Kanadalı Agtech firmasını satın alarak Toronto Menkul Kıymetler Borsası'nda hisselerini satışa çıkardı. Satın almadan önce şirket hisseleri 4.6 dolardan işlem görürken bu rakam 5 ay içinde 10 dolara kadar yükseldi. Buradan elde ettiği gelirle Arbel, yine 2007'nin Temmuz ve Ağustos aylarında ABD'nin Kuzey Dekota Eyaletinde ve Avustralya'da yeni üretim tesisleri satın alarak bünyesine kattı. Arbel ,yatırımlarını Türkiye, ABD, Avustralya, Kanada gibi yerkürenin iki farklı yarımküresinde gerçekleştirmesinden dolayı 12 ay gerçekleştirebildiği bakliyat üretiminden pazarlamaya küresel bir oyuncu haline geldi. Mersin'de baba mesleği değirmencilikten başlayan Kuzey Amerika'ya kadar uzanan başarı serüveni sonunda Arbel'in bugün Kanada'da dört üretim tesisi bulunuyor.
Makarnayı Japonlara da satıyor
Arbella markası için şirket 20 milyon dolar civarında yatırım yaptı. İç piyasaya ilk etapta 100 ton Arbella ile çıkan şirket gelen taleple bu rakamı 1500 tona çıkardı. Makarna için yeni yatırımın yolda olduğunu söyleyen Mahmut Arslan, "Daha önce üretimimizin yüzde 70'ini yurtdışına satıyorduk. Şimdi bu oran iç pazarla yüzde 50-50 eşitlendi. Arbella markası için geçen yıl günlük üretim kapasitesini 100 tondan 150 tona çıkardık. 2008'de de yüzde 25 artıracağız" diye konştu. Arslan daha önce Ortadoğu ve Afrika ülkelerine makarna ihracatı yaptıklarını ancak ürettikleri ürünün kalitesinden ötürü stratejilerini değiştirdiklerini ifade etti. Japanyo ile ihracat için geçen yıl başladıkları görüşmeleri noktaladıklarını belirten Arslan, "Japonlar tüm bir yıllık üretimimizi bağlamak istedi. Biz kabul etmedik. Ancak sonunda belli bir miktarda anlaştık" dedi.
Çizgi film karakterlerindne makarna
2007 yılında makarna sektöründe yurtiçinde markalaşma kararı alan firma Arbella markası ile makarna sektörüne yeni bir oyuncu olarak katıldı. 2008 Şubat ayında özellikle çocuklara yönelik Arbella Family markasını çıkardı. Çocuklar için Worner Bross ve Fox Century ile lisans anlaşmaları imzalayarak çizgi film karakterlerinden oluşan makarnalar hazırlayacak. Mahmut Arslan makarna işinde de oldukça iddialı konuşuyor. 2010 yılında AB ülkelerinde tarım teşviğinin kaldırılacağını ve İtalyanlar'ın pazarda zorlanacağını söyleyen Arslan, "AB pazarına girdiğimizde İtalya çekilir" diyor.
İtalya'yı kalbinden vuracak
Arslan şöyle anlatıyor: "Önceleri bizi sadece pazara yeni giren bir yatırımcı zannettiler. Şimdiyse bakışları değişti. 5 yıl önce Türkiye'de makarna yatırımı kadar gereksiz başka bir daha yatırımı yoktu. Ancak 2 yıl önce makarna yatırımının geleceğin yatırımı olduğunu gördüm. Çünkü AB tarım desteklerini 2010'dan sonra kaldırıyor. İtalya'daki makarnacılar sorunlar yaşıyor. AB'nin şaşalı devri bitmek üzere, AB sıkıntıya girdiği zaman bizim 1 milyon tonluk kapasitemiz AB'nin ihtiyacını karşılamaya yetmez. Büyümemiz gerekiyor. AB pazarına girdiğimizde İtalya çekilir. Gerekirse İtalya'da da yer alabiliriz. 2010 yılından sonra makarnada İtalya'nın adı kalmayacak."
Arbel nasıl hızlı balık oldu
*Mersin'den çıkıp ABD'den Kanada'ya uzanan bir bakliyat imparatorluğu kurdu.
*2007'de Kanadalı Agtech firmasını satın alarak Toronto Borsası'nda halka açıldı.
*ABD'nin Kuzey Dekota Eyaleti'nde ve Avustralya'da yeni üretim tesisleri satın aldı.
*Yurtiçinde makarna sektörüne Arbella ile adım attı.
*Çocuk makarnası üretmek için Worner Bross ve Fox Century ile lisans anlaşması imzaladı.
Kaynak: Referans
Rakamlarla Arbel |
|
|
|
Rakamlar (000, YTL) |
2004 |
2005 |
2006 |
Net dönem karı |
1.057,27 |
1.029 |
2.043 |
İthalat |
85.127 |
64.287 |
100.44 |
Yurtiçi satışlar |
19.223 |
41.706 |
57.012 |
Net satışlar |
104.08 |
105.368 |
155.48 |