Üst düzey yönetici 4 arkadaş girişimci olmaya karar verip işlerinin başındayken televizyon sehpası üreticisi Sonorous’u kurmuş. Şirket 4 yılda Avrupa’nın en büyükleri arasına girmiş.
Yıl 2004. Arkadaşlıkları ortaokula dayanan üst düzey 4 yönetici…
Motorola, JohnsonDiversey, British American Tobacco gibi uluslararası devlerde çalışıyorlar. Ancak bir gün radikal bir adım atıyor ve girişimci olmaya karar veriyorlar. Plazma ve LCD TV’lere sehpa üreten bir şirket kuruyorlar. Firmaları şu an, alanında Avrupa’da en büyük 3 arasında…
Sonorous firmasının sıfırdan zirveye uzanan hikâyesi birçok ilginç ayrıntı barındırıyor. Motorola Türkiye Genel Müdürü’yken ayrılarak Sonorous’a katılan Murat Öngör, şirketin sözcüsü gibi… Öngör anlatıyor:
“Cengizhan Küçükfenercioğlu, Tolga Yamanel, Gökhan Özdöl ve ben ortaokuldan beri arkadaşız. Hepimiz Boğaziçi Üniversitesi’ni kazandık. İstanbul’a gelince de aynı yurtta kalmaya başladık. Cengizhan inşaat mühendisliği, Tolga ve Gökhan endüstri mühendisliği, ben de işletme okudum.”
GÜNDÜZ İŞTE, GECE ŞİRKETTE
Arkadaşlıkları iş hayatları sırasında da devam etmiş. Farklı firmalarda çalışıyorlarmış. Zaman zaman ortak iş fikirleri ortaya atılmış ama bir sonuca varılamamış. Ta ki, Cengizhan Küçükfenercioğlu parlak bir fikirle ortaya çıkana kadar… Küçükfenercioğlu, bir cam fabrikasında çalışıyormuş. Plazma ve LCD televizyon patlaması dikkatini çekmiş. Arkadaşlarına ‘Avrupa’da satışlar artacak, televizyon sehpası yapalım’ demiş. İlk etapta projenin başına, işinden ayrılan Küçükfenercioğlu geçmiş. Diğer 3 ortak sermaye desteği vermiş, kariyerlerine de devam etmiş. Öngör şöyle anlatıyor:
“Gündüz işe gidip akşamları şirket toplatıları yaptık. Sırayla istifa edip şirkete katılma planı yaptık. İstanbul Kayışdağı’nda 150 metrekare bir yer tuttuk.”
FİGÜRAN İŞÇİYLE SİPARİŞ ALDI!
Sonorous’un altyapısı tamamlandıktan sonra sıra müşteri bulmaya gelmiş. Uluslararası elektronik zincirleriyle temasa geçilmiş. İngilizce kataloglar hazırlanmış. Tasarımcılara 12 model çizdirilmiş ve 50 deneme sehpası üretilmiş. Üretim kadrosu o kadar darmış ki, müşterilerin içine kurt düşmesin diye başlangıçta figüran işçi tutmak zorunda kalmışlar! Murat Öngör devam ediyor:
“İlk görüşme talebi Ukraynalı bir zincirden geldi. 3 çalışanımız var. Biri muhasebeci. Siparişi alsak plan hazır ama adamlar bizi 3 – 5 kişi görünce ne düşünür diye çekiniyoruz. İşçilere, ‘İş arayan akrabanız varsa çağırın’ dedik. 5 – 6 kişi geldi. Biz sunum yaparken o arkadaşlar da oturmuş çay içiyordu. Sunumun sonunda, ‘Siparişi alırsak bu arkadaşlar hemen işe başlayacak’ dedim. Ukraynalılar çok güldü. Bir hafta geçmeden iyi bir sipariş geldi. O arkadaşları da işe aldık.”
‘EN BÜYÜK OLMAK İSTİYORUZ’
O dönemde tüketici elektroniği aksesuarında Türkiye’de rakip yokmuş. Avrupa’nın büyük firmaları da henüz bir yıldır plazma ve LCD için sehpa yapıyormuş. Sonorous bu boşluktan faydalanarak hızla ilerlemiş. Geçen yıl Selim Ergün ve Uğur Karabulak da ortaklara katılmış.
Sonorous ilk yıl 500, geçen yıl 100 bin sehpa satmış. Bu yıl hedefin 160 bin sehpa satmak olduğunu söyleyen Öngör, “120 çalışana ulaştık. Ciromuz 2007’de 18 milyon YTL oldu. Bu yılki ciro hedefi 30 milyon YTL. Satışımızın yüzde 60’ı yurtdışına. Avrupa’da bir numara olma heyecanını tattık. Artık dünyada en büyük olmak istiyoruz” diyor.
YUNANA, ALMANA VE İRANLIYA AYRI REÇETE
Sonorous sehpaları 38 ülkede satılıyor. Geçen yıl 5,5 milyon dolar ihracat yapan şirket, Yunanistan, Ukrayna, İran, Gürcistan, Bulgaristan ve Azerbaycan’da pazar lideri. Türkiye’de de birinci sırada olduklarını belirten Murat Öngör şunları söylüyor:
“Geçen yıl İstanbul mobilya ihracatçıları arasında 5’inci olduk. Bir Türk markasının 4 yılda bu noktaya gelmesi kolay değil. Yabancı ülkelerde işi distribütörlere bırakmadık. Her ülkeye uygun strateji geliştirdik. Yunanlılar kurulumda telefon desteği bekler. İranlı tüketici, Farsça katalog görmek ister. Almanlar kapıya teslimata önem verir. Hamburg’da depo açtık. Ürünü Almanya’nın her yerine 48 saatte gönderiyoruz. Londra, Milano ve Almatı’da da depolar kurduk. Üretimin tamamı Gebze’de. Ürün kaliteli değilse başarı gelmez. O yüzden tedarikçilere makine bile alıyoruz.”
SONOROUS ARANIP SONER OĞUZ İSTENİYOR!
İngilizce ahenkli ve güçlü ses anlamına gelen Sonorous, ‘sonorus’ diye okunuyor. Dünya markası olmak için yola çıktıklarından, yabancı isim seçtiklerini dile getiren Sonorous ortağı Tolga Yamanel, “Markamız nedeniyle ilginç olaylarla karşılaşıyoruz. Telefonla arayıp ‘Soner Oğuz’la görüşebilir miyiz?’ diyenler çıkıyor. Kulaktan kulağa Sonorous, Soner Oğuz olmuş. Markayı yabancı sanan da çok. En son bir yerde bana Belçika markası olarak tanıttılar” diyor.
Sonorous’ta fiyatların 300 ile 1.500 YTL arası değiştiğini belirten Yamanel, şunları söylüyor:
“Renk ve boyut kombinasyonuyla model sayımız 500. 4 kişilik de araştırma ve geliştirme ekibimiz var. Son olarak uzaktan kumandayla sağa sola dönen sehpa yaptılar. Başka yerde örneği yok.”