Borsa Nedir?
Sermaye Borsaları (Security Exchanges), değerli evrakların (menkul kıymetlerin) ticaretinin yapıldığı kurumsal piyasalardır. Bir piyasadır, çünkü menkul kıymetlerin ticaretinin yapıldığı yerlerdir. Kurumsaldır, çünkü kendine özgü kuralları ve standartları varır.
Borsalar, sadece hisse senetleri için değil, başka tür emtiaların (ticari malların) ve enstrümanların da ticaretinin yapıldığı yerlerdir. Örneğin bono ve tahviller genellikle menkul kıymetler borsalarının içerisinde ticareti yapılageldiği halde, döviz ticareti için döviz borsaları (forex, foreign exchange) veya mal ticareti için emtia borsaları (commodity exchange) vardır. Örneğin, pamuk fiyatlarının belirlendiği ve ticaretinin yapıldığı pamuk borsaları vardır (Türkiye’de de İzmir’de pamuğun vadeli ticaretin yapılacağı bir vadeli işlemler borsası kurulma aşamasındadır).
Türkiye’de borsanın tarihi Osmanlının son dönemlerine kadar uzanmakla (özellikle bono piyasası) birlikte 1970 ve 1980 lerin ilk yarısında, mekan olarak Sirkeci Vakıf Han’da bir tür tezgah üstü piyasa (OTC; over the counter) şeklinde faaliyette bulunuyordu. (Tezgah üstü piyasalarda, sermaye piyasasına aracılık eden kurumlar, kendi aralarında bir borsanın belirleyici kural ve tüzüklerine uyma zorunluğu duymadan işlem (alım/satım) yaparlar.Bugün en gelişmiş piyasalardan biri olan Amerika Birleşik Devletlerinde bazı küçük işlem hacmine sahip firmalar, borsa haricinde OTC olarak işlem görürler.)
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB), konjektürel gelişmeler sonucu, hisse senetlerinin ticaretinin düzenlenmesi ve standartlaştırılması amacıyla 1986 yılında Karaköy-Tophane’de faaliyete geçmiş bulunmaktaydı. Günümüzde, kendi modern binasıyla İstinye’de faaliyetini sürdürmektedir.
İlk zamanlarda az sayıda şirket, düşük işlem hacmi ve türk ekonomisine endeksli hareket eden İMKB, günümüzde 270’den fazla şirketin hisse senedi, ortalama 200-300 milyon dolarlık işlem hacmi ve dünya ekonomileriyle entegre bir şekilde faaliyetini sürdürmektedir.
Borsa Nelerden Etkilenir?
İMKB endeksleri ve işlem gören hisse senetlerinin fiyatları, diğer dünya borsalarında olduğu gibi başlıca üç etmenden etkilenirler; dünya ekonomisinin durumu ve gidişatı, yerel (Türkiye’nin) ekonominin durumu ve gidişatı ve sektör/firmanın durumu ve performansı.
Global Ekonomi’deki herhangi bir gelişme tüm ülke ekonomilerini az veya çok etkileyeceği gibi, o ülkedeki ilgili veya tüm firmaları da dolaylı veya dolaysız olarak etkiliyecektir.
Örnek 1: Şirketimizin Petkim’den hammadde olarak herhangi bir petrokimya ürününü aldığını (girdimiz) ve bunun az veya çok nihai ürünümüzde (çıktımız) bir ağırlığının olduğunu düşünelim. Dünya petrokimya piyasalarında oluşabilecek herhangi bir nedenden dolayı bir dalgalanma, Petkimin maliyetini değiştirecektir. Bu değişikliği de Petkim bizim alış fiyatımıza yansıtacaktır. Sonuçta, biz de bunu kendi ürünümüz fiyatına yansıtmak zorunda kalacağız. Dalgalanma fiyatlarda bir artış şeklinde olursa, bizim rekabet gücümüzü azaltıcı ve/veya kar marjımızın daralması şeklinde etkisi olabilir. Bu da bizim ciromuzu ve net karımızı etkiliyebilir.
Örnek 2: Global etkinin yansıması bir çok şekilde olabilir. Örneğin, şirketimizin Almanya’ya Deutsche Mark (DEM) üzerinden ihracat yaptığını ve ürünümüzün önemli bir hammaddesini Amerika’dan dolar (USD) olarak ithal ettiğini düşünelim. Bu halde, bizim kar marjımız büyük ölçüde dolar/mark paritesine bağlı olacaktır. Uluslararası döviz borsalarında oluşacak pariteler bizi etkiliyecektir ve faaliyetlerimiz esnasında eğer bu paritenin gidişatını doğru tahmin edemezsek veya paritenin dalgalanmalarına karşı önlemimizi alamazsak (ör. hegde ederek, bir finans tekniği), şirketimiz bu durumdan olumsuz olarak etkilenebilecektir.
Örnek 3: Şirketimizin tekstil alanında faaliyet gösterdiğini düşünelim. Ülke olarak tekstil sektöründe güçlü ve birçok avatajımız olduğunu, gümrük birliği (GB)’nden öncede, GB’den sonrası için çok umutlu olduğumuz için yeni yatırımlara (kapasite arttırımı ve modernizasyon) girişmiş olalım. Fakat, dünya’da bazı sebeplerden dolayı bir kriz (ör. Uzakdoğu veya Rusya krizi) çıktığında, uluslararası pazarımız daralırsa, bu bizim tam kapasitede çalışamayacağımızı ve yeterli ihracat yapamazsak, kullanılmış olan kredilerin geri ödemelerinde zorlanabiliriz; belki de bu, bizim iflas etmemize bile sebep olabilir.
Ulusal Ekonomi’deki, yani Türkiye ekonomisindeki herhangi bir gelişme, Türkiye’deki şirketleri bulundukları sektöre ve gelişmenin yapısına göre az veya çok etkiliyecektir. Ekonomideki büyüme hızı, işsiz sayısı, enflasyon, faiz oranları, vergi oranlarında olabilecek değişiklikler, olağan üstü halin ilan edilmesi, teşvik politikasındaki değişimler vb. akla ilk gelen örneklerdir. Ulusal ekonominin etkilerini de örnekleme yoluyla açıklamaya çalışalım.
Örnek 1: Almanya’ya ağırlıklı olarak ihracat yapan ve girdilerimizin çoğunu iç piyasadan yani TRL olarak sağladığımızı düşünelim. Eğer hükümetimiz kurları hızlandırıcı (reel olarak TRL nin değerini düşürücü) yani dolar, mark gibi yabancı para birimlerinin para birimimiz karşısında hızlı artması gibi bir politikayı benimserse, bundan şirketimizin olumlu olarak etkilenmesi büyük bir ihtimaldir. Çünkü girdilerimiz değer kaybeden TRL, buna karşılık çıktılarımız değer kazanan DEM üzerinden olacağından, kar marjımız ve dolayısıyla karımız artacaktır.
Şirket veya Sektör olarak etkiler de, sektörün veya özel olarak o şirketin ürünlerine talebin azalması şeklinde bir eğilimin olması, sektöre karşı devletin desteğinin olması veya eski desteğinin kalkması, sektörel olarak girdilerin pahalanması, dış pazarlarda rekabetin zorlaşması, sektöre aşırı yatırımın (atıl kapasitenin) yapılmış olması vb. akla ilk gelen örnekler olmakla birlikte, özel de şirket yönetimlerinin yanlış yönetimleri de sayılabilir.
Örnek 1: Şirketimiz GB öncesi ülkenin önde gelen bir otomotiv üreticisi olabilir. Yabancı bir otomotiv üreticisinden aldığımız know-how’la birlikte fazla rakibimiz olmadığı ve gümrük duvarlarıyla birlikte dış rekabete karşı korunduğumuz için fazla bir yatırıma gereksinim duymadan, pazarın isteği kadar üretim yapıp bunu pazarlıyor olabiliriz. Fakat, yeni hükümetimizin GB’ne girmeye karar verdiğini ve anlaşmanın bir maddesi icabı otomotiv sektöründe ithalatçıların aleyhinde olan fazla vergilerin kaldırıldığını düşünürsek, bu bizim satışlarımızı olumsuz olarak etkiliyecektir ve faaliyetlerimizin sonucu zarar etmemiz ve bir daha karlı duruma geçmemiz zor olabilecektir.
Mali Tablolar Nelerdir?
Mali tablolar teriminden sözedilen tablolar, türk vergi kanunu, türk ticaret kanunu, sermaye piyasası kanunu vb. kanunlar tarafından bazı şirketler için zorunlu olarak tutulan, bir şirketin dönemsel faaliyetleri sonucu hazırlamak ve yayınlamak (halka açık şirketler, aracı kurumlar vb.) zorunda oldukları ve ilgili şirketin performansını gösteren, standartlaştırılmış muhasebe kayıtlarıdır. Başlıcaları bilanço, gelir-gider tablosu, satılan malın maliyeti, kar dağıtım, fon ve nakit akım, tablolarıdır.
Bilanço
Bilanço, bir şirketin dönemsel faaliyetleri sonucu, dönem sonunda hazırladıkları (31 Mart, 30 Haziran, 30 Eylül ve 31 Aralık) ve yayınladıkları, şirketin bir portresini çizen, muhasebe dilinde “t tablosu” olarak adlandırılan düzendeki tablolardır. Bilançolarda iki kısım vardır; aktifler (sol taraf) ve pasifler (sağ taraf). Aktifler kısmında şirketin sahip olduğu varlıklar, pasiflerde ise yabancı kaynakları ve özkaynakları vardır. Aktif ve pasiflerdeki herhangi bir madde kalem olarak adlandırılır.
Aktifler kısmında örnek olarak nakit, stoklar, binalar, araziler, kullanılan aletlar, telif hakları gibi bir şirketin sahip olabileceği her şey kayıtlıdır.
Pasifler kısmında ise şirketin kaynakları yazılıdır. Örneğin, kısa vadeli (ticari, finansal) borçları, uzun vadeli (vadesi bir yıldan uzun olan) borçları ve özsermaye kalemleridir. Özsermaye kalemleri şunlardır; ödenmiş sermaye, yeniden değerleme fonu (şirketin sahip olduğu varlıkların dönem içindeki yeniden değerlemeden dolayı oluşan artışları), emisyon primi, yedekler (kanunen, şirketin anasözleşmesi gereği veya yönetim kurulu kararı sonucu dağıtılmayan karların tutarıdır) ve dönem karıdır. Bir şirketin bilançosunda aktifler ve pasifler toplamı eşittir. Olaya matematiksel olarak yaklaşırsak, edinilen kaynaklarla alınanlar/yapılan yatırımlar, kayıtlara girdiği sıradaki değerleri eşit olmak zorundadır ve muhasebe açısından bilançoya çift taraflı olarak kaydedilmektedirler.
Örnek bir bilanço aşağıdaki gibidir;
Örnek 1:
AKTİFLER | PASİFLER |
I.DÖNEN VARLIKLAR | I.KISA VADELİ BORÇLAR |
A.HAZIR DEĞERLER | A.FİNANSAL BORÇLAR |
1.KASA | 1.BANKA KREDİLERİ |
2.BANKALAR | 2.ANAPARA VE FAİZLER |
B.MENKUL KIYMETLER | 3.ÇIKARILMIŞ BONOLAR VE SENETLER |
1.HİSSE SENETLERİ | B.TİCARİ BORÇLAR |
2.TAHVİL, SENET, BONOLAR | 1.BORÇ SENETLERİ |
C.KISA VADELİ TİCARİ ALACAKLAR | 2.ALINAN DEPOZİTO VE TEMİNATLAR |
1.ALICILAR | C.DİĞER KISA VADELİ BORÇLAR |
2.ALACAK SENETLERİ | 1.ORTAKLARA BORÇLAR |
3.VERİLEN DEPOZİTO VE TEMİNATLAR | 2.İŞTİRAKLERE BORÇLAR |
D.DİĞER KISA VADELİ ALACAKLAR | 3.ÖDENECEK VERGİLER |
1.ORTAKLARDAN ALACAKLAR | II.UZUN VADELİ BORÇLAR |
2.İŞTİRAKLERDEN ALACAKLAR | A.FİNANSAL BORÇLAR |
E.STOKLAR | B.TİCARİ BORÇLAR |
1.İLK MADDE VE MALZEME | C.DİĞER UZUN VADELİ BORÇLAR |
2.YARI MAMÜL | III.ÖZSERMAYE |
3.ARA MAMÜL | A.SERMAYE |
II.DURAN VARLIKLAR | B.EMİSYON PRİMİ |
A.UZUN VADELİ TİCARİ ALACAKLAR | C.YENİDEN DEĞERLEME DEĞER ARTIŞI |
B.DİĞER UZUN VADELİ ALACAKLAR | D.YEDEKLER |
C.FİNANSAL DURAN VARLIKLAR | E.NET DÖNEM KARI |
1.BAĞLI MENKUL KIYMETLER | |
2.İŞTİRAKLER | |
3.BAĞLI ORTAKLIKLAR | |
D.MADDİ DURAN VARLIKLAR | |
1.ARAZİ VE ARSALAR | |
2.BİNALAR | |
3.MAKİNE,TESİS VE CİHAZLAR | |
E.MADDİ OLMAYAN DURAN VARLIKLAR | |
1.HAKLAR | |
2.KURULUŞ VE TEŞKİLATLANMA GİDERLERİ | |
3.ARGE GİDERLERİ | |
AKTİF TOPLAMI | PASİF TOPLAMI |
Gelir-Gider Tablosu
Gelir-gider tablosu, bir şirketin herhangi bir dönemdeki faaliyetlerinde, cirosundan yola çıkarak, gelir ve giderlerini ekleyip veya çıkarmak yoluyla net karının hesaplandığı, standartlaştırılmış ve SPK mevzuatlarına göre hazırlanan bir tablodur. Gelir-gider tablosu bize şirketin ilgili dönemde ki faaliyetlerinin neticesini öğrenmemizi sağlar.
31 Mart itibariyle hazırlanan gelir-gider tabloları yılın ilk üç aylık faaliyet sonuçlarını; 30 Haziran itibariyle hazırlanan gelir-gider tabloları yılın ilk yarısının faaliyet sonuçlarını; 30 Eylül itibariyle hazırlanan gelir-gider tabloları yılın ilk dokuz aylık faaliyetlerinin sonuçlarını ve 31 Aralık itibariyle hazırlanan gelir-gider tabloları yılın tümündeki faaliyetlerin sonuçlarını göstermektedir.
Örnek 1:
GELİR GİDER TABLOSU |
A.BRÜT SATIŞLAR |
B.SATIŞDAN İNDİRİMLER(-) |
C.NET SATIŞLAR |
D.SATIŞLARIN MALİYETİ(-) |
BRÜT SATIŞ KARI (ZARARI) |
E.FAALİYET GİDERLERİ(-) |
1.ARAŞTIRMA GİDERLERİ(-) |
2.PAZARLAMA, SATIŞ VE DAĞITIM GİDERLERİ(-) |
3.GENEL YÖNETİM GİDERLERİ(-) |
ESAS FAALİYET KARI (ZARARI) |
F.DİĞER FAALİYETLERDEN GELİRLER VE KARLAR |
1.İŞTİRAKLERDEN TEMETTÜ GELİRLERİ |
2.FAİZ GELİRLERİ |
DİĞER FAALİYETLERDEN GİDERLER VE ZARARLAR(-) |
H.FİNANSMAN GİDERLERİ(-) |
1.K.V.BORÇLANMA GİDERLERİ(-) |
2.U.V.BORÇLANMA GİDERLERİ(-) |
FAALİYET KARI (ZARARI) |
I.OLAĞANÜSTÜ GELİRLER VE KARLAR |
J.OLAĞNÜSTÜ GİDERLER VE ZARARLAR(-) |
DÖNEM KARI (ZARARI) |
K.ÖDENECEK VERGİ VE YASAL YÜKÜMLÜLÜKLER(-) |
NET DÖNEM KARI (ZARARI) |
Dipnotlar
Dipnotlar, bilanço ve gelir-gider tablolarında gösterilemeyen bilgilerin, denetçiler tarafından, bu tabloların sonunda ek olarak standartlaştırılmış özel notlar şeklinde verilen halidir. Dipnotların önemli olmasının nedeni, bilanço ve gelir-gider tablolarında belirtilemeyen fakat bu tabloları daha anlaşılır kılan bilgiler sunmasından ileri gelmektedir.
Başlıca dipnot kalemleri :
- Alınan/verilen teminatlar,
- Yaptırılmış olan sigorta tutarları,
- Ortaklardan/iştiraklerden alınmış veya verilmiş borçların dökümü,
- İştirak/ortaklık yapısının durumu,
- Yabancı para biriminde duran nakitlerin dökümü,
- Dövize endeksli alacaklar/borçlar,
- Personel durumu, amotizman türü ve tutarı, vb.
Fon Akım ve Nakit Akım Tabloları
Bu tablolar, şirketin fon ve nakit tutarlarının akışını ayrıntılı olarak düzenleyen standart tablolardır. Şirketin iki dönem arasındaki yönetimsel ve finansman politikaların mali tablolara yansımasını daha rahat anlaşılmasını sağlarlar.
Dönemsel Açıklamaların Önemi Nedir?
Şirketler SPK mevzuatı gereği üçer aylık dönemler itibarıyla mali tablolarını oluşturmak ve yayınlamak (halka açık olanlar için) zorundadırlar. Altı aylık ve yıllık (oniki aylık) mali tablolarının denetimden geçme zorunluluğu olduğu için bunları denetim (mali müşavirlik) firmaları denetlerler, üç ve dokuz aylıkların böyle bir zorunlulukları yoktur ve bunlar genellikle şirketler tarafından hazırlanırlar.
Üçer aylık bazda bu mali tabloların açıklanması ile, yatırımcılar, şirketleri daha iyi izleme ve analiz yapma olanağına kavuşuyorlar. Böylece, her üç ayda bir şirketler yatırımcılar tarafından değerlendirilmiş ve denetlenmiş oluyor.
Kaç Çeşit Sermaye Sistemi Vardır
Türkiye’de mevzuat gereği şirketler iki çeşit sermaye sisteminden birini seçebiliyorlar. Bunlar kayıtlı ve esas sermaye sistemleridir. Kullanılacak sisteme şirketlerin genel kurulları karar verir ve bu karar SPK tarafından incelenip onaylandıktan sonra yürürlülüğe girer.
Kayıtlı Sermaye Sistemi Nedir?
Kayıtlı sermaye sistemi, şirket yönetim kurullarına sermaye arttırımlarında belli bir serbesiyet verir. Şöyle ki, genel kurullarından arttırabilecekleri sermaye için bir maksimum limit (sermaye tavanı) isteyen yönetim kurulu, bu tavanı aşmamak kaydıyla, en az beş yıl içerisinde de o tavana ulaşmak kaydı ile, istediği zamanda, ister bir kerede ister bir kaç sermaye artırımı yoluyla, tavan miktarına kadar sermayelerini yükseltebiliyorlar. Böylece daha serbest ve hızlı hareket edebilen şirket ve yönetim kurulu, sermaye gereksinimi duyduğunda en kısa zamanda bu ihtiyacını giderebilme imkanına kavuşuyor.
Şirketler kayıtlı sermaye sistemine genel kurularının karar vermesi ve SPK’nın onaylaması durumunda geçebilmektedir; sisteme giriş ve çıkışlar SPK’nın tasarrufuna bırakılmıştır. Son yıllarda şirketler arasında gözlenen eğim kayıtlı sermaye sistemine geçiş yönündedir, bunun başlıca nedenide şirket yönetim kurulların her sermaye artırımı için genel kurulun onayına ihtiyaç duymayacaklar olmalarıdır.
Kayıtlı sermaye sisteminde, şirketlerin sermayesi için (finans literatüründe) çıkarılmış sermaye ve tavan miktarı için kayıtlı sermaye tavanı terimleri kullanılıyor. Çıkarılmış sermaye terimi türetildiği halde, uygulamada yerine ödenmiş sermaye veya sermaye terimleri kullanılabiliniyor. Esasında aynı şeyi belirten bu terimler, teorik açıdan sistemi doğru betimlemesi için yanlış kullanılmaması uygun olacaktır.
Esas Sermaye Sistemi Nedir?
Esas sermaye sisteminde bir sermaye tavanı yoktur. Şirketin ödenmiş sermayesi ancak ve ancak genel kurulun alacağı zaman ve arttırım miktarı kararına göre zamanında bir kerede yapılır. Eğer yeni sermayeye ihtiyaç duyulursa, o zaman yapılacak tek şey genel kurulu toplamak ve oradan bu kararın çıkmasını sağlamak.
Esas sermaye sisteminde, sermaye terimi yerine ödenmiş sermaye terimi kullanılır.
Sermaye Artırımı ve Temettü
Sermaye Artırım Çeşitleri Nelerdir?
Şirketler genelde yılda bir defa olmak üzere sermayelerini artırma yoluna gitmektedirler. Başlıca sermaye artırım nedenleri yüksek enflasyon şartlarında erimiş olan sermayelerini güçlendirmek ve yeni yatırımlar için veya şirketin faaliyetlerinin reel büyümesi sonucu gereken fon ihtiyacının gidermek içindir.
Şirketler iki şekilde sermaye artırımına gitmektedirler; ilki, içkaynaklardan yapılan Bedelsiz Sermaye artırımı; ikinci ise, şirket ortaklarından ek fon temin ederek yapılan Bedelli Sermaye artırımıdır.
Bedelsiz Sermaye Artırımı Nedir?
Bedelsiz Sermaye artırımı, şirketlerin kendi iç kaynaklarını (emisyon primi, yeniden değerleme değer artışı, yedekler, iştirak ve duran varlık satış karları, temettü) kullanarak yapmış oldukları ve ortaklarından ilave kaynak talep etmeden bedelsiz olarak hisse senedi dağıttıkları sermaye artırım türüdür.
Bedelsiz Sermaye artırımı şirkete ek bir finansman kaynağı sağlamamakla beraber şirketlerin bedelsiz sermaye artırımına gitme nedenleri bulunmaktadır. Başlıca nedenleri emisyon primi ile iştirak ve duran varlık satış karı kalemlerinden yapılan sermaye artırımlarının şirkete sağladığı vergi avantajıdır. Bir başka neden ise şirketlerin enflasyon karşısında erimiş olan sermayeyi güncellemek amacıyla yapılmak istenmesidir.
Bedelsiz Sermaye artırımında kullanılan Temettü dışındaki kaynaklar birer Özsermaye kalemi olup, esasında yapılan işlem Özsermaye kalemleri arasında tutarların yer değiştirmesinden ibarettir.
Temettünün Bedelsiz Sermaye artırımında kullanılması ise şu şekilde olmaktadır; Şirketler’in Genel Kurulları dönem sonunda elde ettikleri kar’dan dağıtılabilinecek olan kısmından temettü tutarlarını belirler. Yine Şirketlerin Genel Kurulları veya Genel Kurulların yetkilendirmesi ile Yönetim Kurulları bu temettü tutarların bir kısmının veya tamamının nakit olarak değilde hisse senedi şeklinde bedelsiz olarak sermaye artırımında kullanabilir.
Bedelsiz Sermaye artırımı şirketlerin Piyasa Değerlerini etkilememektedir. Bunu aşağıdaki örnek ile daha iyi görebilme imkanına sahip olacağız.
Örnek:
Örnek bir Bedelsiz Sermaye Artırımı işlemi aşağıdaki gibi olmaktadır; Şirketin %100 Bedelsiz Sermaye artırımına gittiğini düşünelim,
100 milyar TRL’lik ödenmiş sermayeye sahip şirket, 1 hisse senedinin sermayedeki 1.000 TRL’lik dilimi temsil ettiğini hatırlarsak, şirketin 100 milyon adet hisse senedi sayısı bulunmaktadır. 1 hisse senedinin fiyatı 5.000 TRL ise, piyasa değeri (hisse senedi sayısı*hisse senedi fiyatı) 500 milyar TRL olarak bulunmaktadır.
Şirket %100 Bedelsiz Sermaye artırımına gitmektedir, bu durumuda 100 milyar TRL’lik eski ödenmiş sermayesine (birebir oranında, çünkü %100) 100 milyar TRL’lik yeni sermaye eklenmektedir, böylece şirketin yeni sermayesi 200 milyar TRL olmaktadır. Hisse Senedi sayısıda ödenmiş sermayeye paralel bir şekilde artacaktır ve 200 milyon adet olacaktır.
Sermaye artırımları esnasında hisse senetlerinin yeni fiyatlarını hesaplayan formülü kullanarak, şirketimizin hisse senetlerinin eski 5.000 TRL’ye göre yeni fiyatlarını ve buna bağlı olarakta piyasa değerlerini bulabiliriz;
R: | Rüçhan Hakkı Kullanım Fiyatı, |
n1: | Bedelli Sermaye Artırım Oranı, |
n2: | Bedelsiz Sermaye Artırım Oranı, |
TEM: | Hisse Başına Nakit Temettü Tutarı, |
Şirketimizin Temettü dağıtmadığını ve Bedelli Sermaye Artırımı yapmadığını bilmekteyiz, hisse senetlerin yeni fiyatı aşağıdaki şekilde olacaktır;
Şirketin hisse senetlerinin yeni fiyatı 2.500 TRL olmakta ve sermaye artırımı sonrası ilk seansta bu fiyattan işlem görmeye başlayacaktır. Bu yeni fiyat üzerinden şirketin Piyasa Değerini hesaplayacak olursak (2.500 TRL*200 milyon adet senet) yine 500 milyar TRL’lik değeri buluruz.
Rüçhan Hakkı ve Bedelli Sermaye Artırımı Nedir?
Bedelli Sermaye artırımı, şirketlerin dış kaynaklardan temin etmiş oldukları yeni kaynaklar karşılığında yani bir bedel karşılığında hisse senedi dağıttıkları sermaye artırım türüdür. Ortakların Bedelli Sermaye artırımına katılma hakları da Rüçhan Hakkı olarak adlandırılmaktadır.
Şirketleri Bedelli Sermaye artırımı yapmaya iten başlıca iki neden bulunmaktadır. Bunlardan ilki, şirketin faaliyet hacminin büyümesine paralel olarak sermaye ihtiyacının olması. İkincisi ise, yeni yatrırımlar neticesinde şirketlerin fon ihtiyacı içinde olması ve ihtiyaç duyulan fonların bir kısmının sermaye artırımı yoluyla temin edilmeye çalışılması.
Bedelli Sermaye artırımı şirkete ek bir finansman kaynağı sağlamaktadır. Bu kaynak genellikle mevcut ortaklardan temin edilmekle beraber bazı durumlarda da mevcut ortakların Rüçhan Hakları kısıtlanarak, yeni ortaklara bu imkan primli olarak kullandırılmaktadır. Böylece yeni ortaklar edinebilen şirketleri bu yola iten başlıca neden daha fazla fon temin etme ihtiyacıdır. Bu yolla şirketler normalde 1.000 TRL nominal değere sahip yeni senetleri mevcut ortaklarına yine 1.000 TRL’den kullandırarak, bir senet karşılığında böylece 1.000 TRL fon temin edecekken, yeni ortaklara daha yukarı bir fiyattan senetleri satarak daha fazla fon temin etme olanağını elde etmektedirler.
Yukarıda bahsedildiği gibi şirketler Bedelli Sermaye artırımında genelde 1.000 TRL’lik nominal değere sahip yeni senetleri yine 1.000 TRL karşılığında mevcut ortaklarına kullandırmakla beraber, bazı zamanlar daha fazla fon ihtiyacı içinde olan şirketler daha yüksek bir fiyattan Rüçhan Hakkını mevcut ortaklarına kullandırma yoluna gitmektedir.
Bedelli Sermaye artırımı esnasında şirketler gerek mevcut ortaklarına, gerekse yeni ortaklarına primli fiyattan kullandırdıkları senetlerin primli kısmı Bilanço’da Özsermayenin Emisyon Primi kalemine kaydedilmektedir.
Örnek:
ABC A.Ş. yapmış olduğu Bedelli Sermaye’de mevcut veya yeni ortaklarına 1.000 TRL nominal değere sahip beher hisse senedini 3.000 TRL fiyattan kullandırmıştır. Bu durumda şirketin yapacağı muhasebe işlemi şu şekilde yapılacaktır; ihraç edilen her yeni senet için Ödenmiş Sermaye’ye 1.000 TRl, aradaki 2.000 TRL’lik fark ise Emisyon Primi kalemine kaydedilecektir. Bu işlemin muhasebe prensipleri ile gösterimi şu şekilde olacaktır;
Kasa | 3.000 TRL |
Ödenmiş Sermaye | 1.000 TRL |
Emisyon Primi | 2.000 TRL |
Bedelli Sermaye artırımında ortaklardan fon talep edildiğinden yukarıda bahsedilmiş idi. Bu fon ortakların özkaynaklarından karşılamak durumunda oldukları gibi, sermaye artırım ile aynı zamanlarda yapılan Temettü ödemelerinden (eğer şirket temettü dağıtırsa) elde edilen kaynaklar ile bir kısmının veya tamamının karşılanması da olası bulunmaktadır. Bu durum temettü’den yapılan Bedelsiz Sermaye artırımına benzemektedir ve İMKB’ye kote şirketlerin çokça kullanılan bir methoddur. Esasında temettüden dolayı direk olarak yapılabilinen Bedelsiz Sermaye artırımı imkanı da bu usülden hasıl olmuştur.
Bedelli Sermaye artırımı şirketlerin Piyasa Değerlerini etkilemektedir. Bunu aşağıdaki örnek ile daha iyi görebilme imkanına sahip olacağız.
Örnek:
Bedelsiz Sermaye artırımına örnek olarak kullandığımız XYZ A.Ş.’nin aynı cari piyasa verilerinde bu sefer %50 Bedelli Sermaye yaptığını düşünelim. Şirket Rüçhan Haklarını 3.000 TRL’den kullandırıyor olsun.
Şirket %50 Bedelli Sermaye artırımına gitmektedir, bu durumuda 100 milyar TRL’lik eski ödenmiş sermayesine (bire yarım oranında, çünkü %50) 50 milyar TRL’lik yeni sermaye eklenmektedir, böylece şirketin yeni sermayesi 150 milyar TRL olmaktadır. Fakat Şirketin kasasına 150 milyar (50 milyon yeni hisse senedi*3.000 TRL hiise başına rüçhan hakkı bedeli) girmektedir. Hisse Senedi sayısıda ödenmiş sermayeye paralel bir şekilde artacaktır ve 150 milyon adet olacaktır.
Kasa | 150 milyar TRL |
Ödenmiş Sermaye | 50 milyar TRL |
Emisyon Primi | 100 milyar TRL |
Sermaye artırımları esanasında hisse senetlerinin yeni fiyatlarını hesaplayan formülü kullanarak, şirketimizin hisse senetlerinin eski 5.000 TRL’ye göre yeni fiyatlarını ve buna bağlı olarakta piyasa değerlerini bulabiliriz. Şirketimizin Temettü dağıtmadığını ve Bedelsiz Sermaye Artırımı yapmadığını bilmekteyiz, hisse senetlerin yeni fiyatı aşağıdaki şekilde olacaktır;
Şirketin hisse senetlerinin yeni fiyatı 4.333 TRL olarak hesaplanmakla beraber bu fiyatı en yakın fiyat aralığına yuvarlar isek 4.350 TRL değerini buluruz ve hisse senedi sermaye artırımı sonrası ilk seansta bu fiyattan işlem görmeye başlayacaktır. Bu yeni fiyat üzerinden şirketin Piyasa Değerini hesaplayacak olursak (4.350 TRL*150 milyon adet senet) yeni 652.5 milyar TRL’lik piyasa değeri buluruz. Yapılan Sermaye artırımı işlemi şirketin piyasa değerini 152.5 milyar TRL arttırmış bulunmaktadır ve dikkat edilirse bu tutar (küsürat düzeltmesini de dikkate alınmalı) şirketin kasasına giren tutara eşit olmaktadır.
Temettü Nedir?
Temettü, şirketlerin bir yıllık faaliyet dönemleri sonucunda elde ettikleri Net Dönem Karı üzerinden (yasal karşılıklar ayrıldıktan sonra) dağıttıkları ve ortakların şirkette sermayelerinin bulunması karşılığında elde ettikleri getiridir.
Temettüler iki şekilde dağıtılmaktadırlar; ilki, nakit olarak ortaklara ödenen temettüler, ikincisi ise Bedelsiz Sermaye artırımına dahil edilerek karşılığında yeni senet dağıtılan temettüler.
Örnek:
Bedelsiz Sermaye artırımına örnek olarak kullandığımız XYZ A.Ş.’nin aynı cari piyasa verilerinde bu sefer %100 Temettü dağıttığını, bu temettünün yarısının karşılığında Bedelsiz Hisse Senedi verdiğini, diğer yarısının ise Nakit olarak ortaklara dağıttığını düşünelim. Şirket başkaca Bedelli veya Bedelsiz Sermaye artırımı yapmamaktadır.
Şirket %50 Temettüden dolayı Bedelsiz Sermaye artırımına gitmektedir, bu durumda 100 milyar TRL’lik eski ödenmiş sermayesine (bire yarım oranında, çünkü %50) 50 milyar TRL’lik yeni sermaye eklenmektedir, böylece şirketin yeni sermayesi 150 milyar TRL olmaktadır. Hisse Senedi sayısıda ödenmiş sermayeye paralel bir şekilde artacaktır ve 150 milyon adet olacaktır.
Sermaye artırımı ve Temettü dağıtımı esanasında hisse senetlerinin yeni fiyatlarını hesaplayan formülü kullanarak, şirketimizin hisse senetlerinin eski 5.000 TRL’ye göre yeni fiyatlarını ve buna bağlı olarakta piyasa değerlerini bulabiliriz. Şirketimizin başkaca Bedelsiz veya Bedelli Sermaye Artırımı yapmadığını bilmekteyiz, hisse senetlerin yeni fiyatı aşağıdaki şekilde olacaktır;
Şirketin hisse senetlerinin yeni fiyatı 3.000 TRL olarak hesaplanmakta ve hisse senedi sermaye artırımı sonrası ilk seansta bu fiyattan işlem görmeye başlayacaktır. Bu yeni fiyat üzerinden şirketin Piyasa Değerini hesaplayacak olursak (3.000 TRL*150 milyon adet senet) yeni 450 milyar TRL’lik piyasa değeri buluruz. Yapılan Sermaye artırımı ve Nakit Temettü ödemesi işlemi şirketin piyasa değerini 50 milyar TRL azaltmış bulunmaktadır ve dikkat edilirse bu tutar şirketin kasasından çıkan Nakit Temettü tutarına eşit olmaktadır.
Kaç Çeşit Hisse Senedi vardır?
Farklı özelliklere sahip senet türlerini iki ana grupta toplamak mümkündür: imtiyazlı senetler ve adi (normal) hisse senetleri. Bunlar içerdikleri özelliklere göre sınıflandırmışlardır. İmtiyazlı hisse senedi türü, başta Amerika olmak üzere gelişmiş ülkelerde yaygın olarak kullanılmakla birlikte, ülkemizin mevzuatları bu tür hisse senetlerine izin vermemekte ve şirketlerimiz ve yatırımcılarımız bu tür bir enstrümandan yararlanamamaktadırlar.
Hisse Senedi Nedir?
Hisse Senetleri, Anonim ortaklıklar tarafından çıkarılan ve belirli ortaklık sermayesine katılma payını temsil eden, yasa ve sermaye piyasası kural ve şartlarına uygun olarak düzenlenmiş kıymetli evraklardır.
Hisse Senetleri, şirket sermayesinin belirli bir kısmını temsil eder, sahibine her türlü ortaklık haklarından yararlanma imkanı verir. Bu haklar;
- Şirket karından pay alma hakkı,
- Şirket yönetimine katılma hakkı,
- Oy kullanma hakkı,
- Rüçhan hakkı,
- Tasfiyeden pay alma hakkı,
- Şirket faaliyetleri hakkında bilgi edinme hakkı.
İmtiyazlı Senet (Preferred Stock) Nedir?
İmtiyazlı senetler, adi hisse senedi ile tahvil karışımı bir özellik taşıyan bir hisse senedi türüdür. Hisse senedidir, çünkü adi hisse senetlerinin taşıdığı ortaklık hakkı (ör. oy hakkı) yanında adi hisse senetlerden farklı ve öncelikli olarak temettü hakkı vardır. Bu ikinci özelliği de tahvillere benzer. Şöyle ki, imtiyazlı senetler temettüden öncelikli ve sabit bir tutarda yararlanır. İmtiyazlı senetlerin temettü ödemeleri yapıldıktan sonra, ancak arta kalan dağıtılabilir kar üzerinden, adi hisse senetleri için bir temettü ödemesi yapılabilinir.
Türkiye’deki halihazırdaki mevzuatlar uyarınca imtiyazlı senet olarak adlandırılan tür senetler şirketler tarafından ihraç edilememektedirler. Bu tür bir enstrümandan yararlanamayan türk şirketleri, normal adi senetlerin yanında değişik özellikler taşıyan ve imtiyazlı senetlere kısmen benzetmeye çalıştıkları farklı grup adi senetler oluşturmaya çalışmaktadırlar. İMKB’ye kote birçok şirket bu tür farklı grup senetlere sahip olmalarına rağmen (bu farklı gruplar genellikle halka arz edilmedikleri dolayısı ile İMKB’ye kote olmadıklarından pek tanınmamıştır, örneğin, Anadolu Gıda) en bilinenleri İş Bankası, Adana Çimento ve Kardemir’dir. Örnek olarak Adana Çimento’yu ele alacak olursak, bu şirketin üç farklı grup senedi bulunmaktadır; A, B ve C olarak adlandırılan bu senet sahipleri farklı tutarlarda temettü geliri elde etmektedirler; A grubu senet sahipleri dağıtılacak toplam temettünün %54’ünü hak kazanırlarken, B grubu %36’sını ve C grubu’da %10’unu hak kazanmaktadırlar.
Adi Senet (Common Stock) Nedir?
Adi senet türü İMKB’de karşımıza çıkan ve genelde bilinen senet türüdür. Yalın bir tür olmasına rağmen kanunlarımızın verdiği bazı olanaklar sayesinde bu tür senetlerimiz kendi içinde değişik özelliklere sahip gruplara bölünebiliyorlar. Bu şekilde bir gruplandırma, imtiyazlı senetten farklı bir şekilde olmaktadır. Herhangi bir öncelik veya sabit temettü ödeme şeklinden çok, temettü dağıtım oranında farklılık ve/veya oy hakkındaki farklılık şeklinde karşımıza çıkmaktadır.
Türkiyede nominal değer (par value) olarak değişikler ( 500 TRL, 1.000 TRL, 5.000 TRL en yaygın olarak kullanılanlarıdır) olmasına rağmen, İMKB getirmiş olduğu standartlarda nominal değeri 1.000 TRL olarak kabul ediyor ve farklı olanları bölme/çarpma işlemleri yolula 1.000 TRL’lik nominal değere indirgemektedir. Örneğin 5.000 TRL nominal değere sahip bir senedi bu yolla beş adet 1.000 TRL nominal değere sahip senet olarak kabul edilmektedir.
Örnek 1: Yatırımcılar tarafından en çok bilinen örnekler İş Bankası ve Adana Çimento örnekleridir. Bilindiği gibi İş Bankası’nda dört değişik grup hisse senedi (Kurucu, A, B ve C) olmakla birlikte Adana Çimento’da üç değişik grup senet (A, B ve C) vardır. Bunların ödenmiş sermayede bir payları vardır ve toplamları da şirketin toplam sermayesini vermektedir. Bu senetlerin farklı oy oranları (her gruptaki senedin 1 oy’dan farklı oy hakkı olabilir) ve/veya dağıtılacak temettüden alacakları pay farklıdır.
Örnek 2: XXX isimli bir şirketin toplam 500 milyar TRL’lik sermayesi ve üç değişik grup (A, B ve C) hisse senedi olsun. Dönem sonunda 300 milyar TRL kar ettiğini ve tüm miktarı temettü olarak ortaklarına dağıttığını düşünelim. Acaba hisse başına temettü geliri ne kadar olacaktır. ( 1 Hisse = 1.000 TRL’lik sermaye tutarı olduğunu unutmayalım)
HİSSE GRUBU |
HİSSE ADEDİ (*1.000) |
TEMETTÜDEN |
NET TEMETTÜ ÖDEMESİ |
HİSSE BAŞINA TEMETTÜ |
A GRUBU | 100.000 | % 40 | 120.000 TRL | 1.200 TRL |
B GRUBU | 200.000 | % 40 | 120.000 TRL | 600 TRL |
C GRUBU | 200.000 | % 20 | 60.000 TRL | 300 TRL |
TOPLAM | 500.000 | % 100 | 300.000 TRL |
Görüldüğü gibi, 300 milyar TRL kar eden ve karının tamamını dağıtan XXX şirketinin haiz olduğu farklı hisse grubu sahipleri farklı miktarlarda temettü geliri elde ediyorlar ve dolayısıyla her grup senetlerin piyasa fiyatları farklı olacaktır.
Örnek 3: YYY isimli bir şirketin toplam 500 milyar TRL’lik sermayesi ve üç değişik grup (A, B ve C) hisse senedi olsun. Bu değişik grupların değişik oy hakları olduğunu düşünelim. Acaba grupların yönetim de söz hakları ne kadardır.
NOT: | ***Grup Hisse Oranı = | Gruptaki Hisse Adedi/ Toplam Hisse Adedi |
***Grup Oy Hakkı = | Gruptaki Hisse Adedi * Oy Hakkı | |
***Grup Oy Oranı = | Grup Oy Hakkı/ Top. Oy Hakkı |
HİSSE GRUBU |
HİSSE ADEDİ |
GRUP HİSSE ORANI |
OY HAKKI |
GRUP OY HAKKI |
GRUP OY ORANI |
A GRUBU | 100.000 | % 20 | 10 OY | 1.000.000 | % 55.50 |
B GRUBU | 100.000 | % 20 | 5 OY | 500.000 | % 27.80 |
C GRUBU | 300.000 | % 60 | 1 OY | 300.000 | % 16.70 |
TOPLAM | 500.000 | % 100 | 1.800.000 | % 100.00 |
Yukarıda da görüldüğü gibi A Grubu senetleri sermayeden %20 pay aldıkları halde, şirket yönetimi seçiminde %55.5 gibi çoğunluğu teşkil eden bir oy hakları var. Bir yatırımcı, yatırım yapmadan önce bu durumu gözönünde bulunduracaktır ve senedi buna göre değerlendirecektir.
Nominal Değer, Hisse Adedi, Lot Ne Demektir?
Hisse senedine yatırm yapmayı düşünen bir yatırımcının hisse senetleriyle ilgili terimleri bilmesinde yarar vardır. Burada bu terimlerden üçünü açıklamaya çalışacağız.
Nominal değer (par value), bir hisse senedi başına sermayeden düşen payı belirtir. İMKB, borsaya kote olmuş tüm senetlerin nominal değerlerini 1.000 TRL olarak kabul etmiştir. Fakat, kote olmayan şirketlerin genelinde de nominal değer 1.000 TRL olarak kullanılmasına rağmen 500 TRL veya 5.000 TRL gibi nominal değerlerde kullanılmaktadır. Sorun, farklı nominal değerlere sahip senetlerin halka açılmasının akibetinde borsaya kote olmalarında çıkmaktadır. Bu durumlarda borsa yönetimi bunları hisse başına 1.000TRL’ye eşitlemektedir. Yani 5.000 TRL nominal değere sahip bir senedi, İMKB, 1.000 TRL’lik beş adet senet olarak görmektedir.
Nominal değerlerin borsada 1.000 TRL olarak eşitlenmesi bizim borsamıza özgü bir tasarruftur. Başka dünya borsalarında değişik nominal değerlere sahip senetler işlem görebilmektedir. Örneğin New York Borsası’nda 1 USD’lık nominal değere sahip senetler olduğu gibi 5 USD’lık senetlerde işlem görmektedir.
Şirketlerin sermayelerindeki her 1.000 TRL nominal değerdeki paylar o şirketin birer senedini oluşturmaktadırlar. 1.000 adet hisse senedi bir araya gelerek de birer lotu oluşturmaktadırlar. Böylece 1 Lot senet miktarı, şirketin 1.000.000 TRL’lik sermayesini temsil etmektedir ve İMKB’de işlemlere konu birimi teşkil etmektedir. Lot’un altındaki küsüratlı miktardaki senet miktarları normal seans esnasında alım-satıma konu olabilmekle beraber fiyat kotasyonları verilememektedir.
Hamiline ve Nama Yazılı Senet nedir?
Buradaki ayrımın mantığı aynen alacak senetlerinde veya çeklerde olduğu gibidir. Bir hisse senedi de nama veya hamiline yazılı olabilir.
Nama yazılı olan senetler sahiplerinin isimlerine kaydedilmiş olduğu için, bu türde alım-satım borsa da değil, aynen borsaye kote olmayan şirketlerin senetlerin, ticaret kanunundaki kurallarına göre olmaktadır; eğer bu tür senet sahipleri ellerindeki senetleri borsa aracılığı ile satmak istemeleri durumunda, senetlerini hamiline çevirmeleri ve İMKB’ye kote ettirmeleri gerekmektedir.
Hamiline yazılı senetlerin üzerinde herhangi bir kimlik yoktur, bu senetlerin sahibi ya bunu ibraz edendir yada takasbank dökümünde kimin üzerine gözüküyorsa onundur. Borsada işlem gören senetlerin hepsi hamiline yazılıdır, fakat bir şirketin hamiline yazılı senetlerin hepsinin borsaya kote olması gerekmez. Hamiline yazılı bir senedin borsada işlem görebilmesi için kayıt altına girmesi gerekmektedir.
Kurucu Hisse Senedi Nedir?
Kurucu hisse senetleri, şirket kurucularına yada şirket açısından önem arzeden şahıslara genellikle bedelsiz olarak verilen, oy hakkından yoksun ve sadece temettü hakkı olan bir adi senet türüdür.
Borsaya Kote Olmak Ne Demektir?
Borsanın, hisse senetlerinin ticaretinin yapıldığı bir piyasa olduğu belirtilmişti. Her piyasada olduğu gibi, bu piyasanın da kendine özgü kuralları vardır.
Bizim borsamız, İMKB, diğer borsalarda olduğu gibi hangi şirketlerin senetleri ve ne miktarda (kaç adet) işlem görebileceğinin kayıtlarını tutmaktadır. İlk halka arzlarda, şirket yönetimleri, ne kadar hissenin borsaya kote (kayıt altına) edilmesinin düşünüldüğünü bildirir ve İMKB’den izin ister. İleride oluşabilecek değişimler için İMKB’den izin almadan yani kote ettirilmemiş senetlerin ticareti olanaklı değildir.
Kısacası, bir senet için kote olmak demek, o senedin İMKB tarafından tanındığını ve alım/satımının yapılmasına izin verildiği anlamına gelmektedir.
Neden Halka Arz ?
Halka arz nasıl olur sorusundan önce neden şirketlerin halka arz ettiklerini anlamak yerinde olacaktır. Şirketlerin faaliyetlerini yürütebilmesi için kaynaklara ihtiyacı vardır. Bu kaynaklar yabancı kaynak (borç yoluyla elde edilen kaynak) veya özkaynak (ortaklardan sermaye yoluyla veya faaliyetler sonucu kar yoluyla sağlanan) olabilir. İki kaynak türününde şirkete bir maliyeti vardır. Bu maliyet yabancı kaynaklarda faiz maliyeti iken, özkaynakta ise ödenmesi gereken ve ortaklar tarafından belli bir taban limitte beklenen temettü geliridir. Şirket yönetimi hangi kaynak ucuza geliyorsa, o kaynaktan faydalanma yoluna gidecektir. Eğer özkaynak yoluyla fonlama yani senet ihraç ederek toplanacak fonların maliyeti daha ucuz ise, şirketler halka arza başvurma yoluna gidebilirler.
Ayrıca, şirket ortakları halka açılmayı bir tanıtım ve reklam vasıtası olarak görebilir ve halka açılmaya karar verebilir. Sonuçta, borsa yoluyla şirketin değeride oluşabileceği için, bu bir performans ölçüsü olarak da kullanılabilir.
Unutulmaması gereken bir husus ise vergi mevzuatımız halka açık şirketlere bir indirim sağlamasıdır.
Halka Arz Yöntemleri Nelerdir?
Aile şirketleri veya bir kaç ortağın bulunduğu şirketler, yukarıdaki sebeplerden biri veya birkaçını özönüne tutup halka açılmayı düşünüyorsa, kullanabileceği birkaç metod vardır ve genellikle bir danışman aracı kuruluş kullanıldığından, aracı kuruluşun hazırlayacağı öneriler arasından, şirket yönetimi en uygununu seçecektir. Çok fazla halka açılma metodu olduğundan biz burada belli başlı bir kaçını kısaca anlatmakla yetineceğiz.
Sabit Fiyatla Talep Toplama Yöntemi, bu metodda şirket ortakları yapılmış olan önfizibilite çalışmaları ışığında belli bir fiyat ve arz edilecek hisse miktarı belirlerler. Bu ilgili yatırımcı grubuna sunulur ve isteyen kişilerden talepleri toplanır. En sonunda hisselerin karşılığını yatırmış olan yatırımcılara hisse senetleri dağıtılır. Bu metodda aracı kurum sadece yatırımcılar ile şirket arasında elçilik görevi görebileceği gibi, bu halka arzı kendisi de üstlenebilir (underwriting). Underwriting anlaşması çerçevesinde arzı kendisi üstlenen bir aracı kuruluş, hisselerin tamamını satmayı taahüt eder. Eğer satamadığı senet olursa, bu durumda satılamayan kısmı kendisi almakla mükelleftir.
Halka açılacak senetler, sermaye arttırımında ortakların rüçhan haklarının kısıtlanması yoluyla (şirket yapmayı düşündüğü bedelli sermaye artırımına mevcut ortakların kullanım haklarını kısıtlar ve primli fiyattan bu tutarlar halka arz edilir) olabileceği gibi, ortakların payından satılması yoluyla da olabilir.
Fiyat Teklifi Alınması Yöntemi, bu metodda şirket belli bir taban limitin altında olmamak koşuluyla senetler için teklif edilen fiyatlar alınır ve nihai karara göre hisseler satılır.
Bir başka metod ise, gelişmiş ülkelerde sıkça kullanılan, senede dönüştürülebilinen tahvil ihraç etme yoluyla (convertible bonds) olabilir. Burada, şirket yatırımcılara tahvil ihraç eder ve bu tahvilde, tahvil sahibine önceden belirlenen bir fiyattan hisse senedi alma hakkı verilir. Eğer tahvil sahibi (bondholder) ileride oluşacak konjektürde fiyatı uygun bulursa tahvilini hisse senediyle değiştirir.
Aracı Kurumların İşlevi Nedir?
Aracı kurumlar kuruluş amaçları itibariyle, hisse senedi ticaretinde yatırımcı ile piyasa (karşı taraf) arasında aracılık işlemleri ve yatırımcıyı bilgilendirme fonksiyonları ifa ederler. Bu aracılık işlemleri için, en büyük gelir kaynaklarını oluşturan, işlem başına komisyon alırlar.
Aracı kurumların bir başka görevleri ve gelir kaynakları ise halka arz konsorsiyumlarında yer alırlar ve yeni hisse senetlerin ihraclarında aracılık görevi görürler.
Lider Aracı Kurum Nedir?
Bir şirketin halka arzı için, çeşitli aracı kurumlar bir araya gelip konsorsiyum kurarlar. İsteyen aracı kurum bu konsorsiyuma katılır ve belli bir miktarının halka arzını üstlenir. Bu konsorsiyumda, halka açılacak şirkete danışmanlık yapan, konsorsiyumu düzenleyen yani bir halka arzda lider rolünü oynayan aracı kuruluşa Lider Aracı Kuruluş denir. Burada kısaca bahsedilen lider aracı kuruluşun esasında görevleri ve sorumluluğu daha fazladır.
Ortaklar Kimlerdir?
Ortak Ne Demektir?
Şirketler belli bir faaliyette bulunmak üzere bazı şahısların bir araya gelip kurdukları, tüzel kişiliği olan ve ülke mevzuatlarına uymakla mükellef bir kuruluştur. Bu şirketleri kurmak için bir araya gelen kişilere girişimci, tüzel kişilik oluştuktan ve girişimciler bu şirketin sermayelerine iştirak ettikten sonra ortak durumuna gelirler.
Ortaklar, sermayedeki paylarına göre küçük ortak veya büyük ortak olarak adlandırılırlar. Büyük ortakların genellikle şirkette %50’den fazla oy oranları vardır. Günümüzde halka açılmalar yaygınlaştıkça, şirketlerin çok fazla miktarda küçük ortakları oluşmaya başladı.
İMKB’de hisse senedi sahipleri aynı zamanda sahip oldukları şirketlerin hisse senetlerinden doğan bir hak olarak, o şirketlerin birer ortaklarıdır.
Ortaklar kurumsal ortak (fonlar, holdingler, emeklilik fonları vb.) olabilecekleri gibi şahıslar da olabilirler.
Holding ve Şirketler Grubu Ne Demektir? Ne İşe Yararlar?
Bir kişinin, bir grup girişimcinin veya bir ailenin birçok alanda faaliyet gösteren şirketleri olabilir. Fazla büyük olmanın bir sonucu ise bu şirketlerin yönetimlerinin zorlaşması ve ortak bir misyon etrafında idare edilme güçlüğüdür. Böyle bir durumda şirket sahipleri, bu şirketleri belli bir çatı altında toplama ihtiyacı içinde olabilirler. Bu ise ya bir holding kurma veya bir şirketler grubu oluşturmaktan geçer.
Holding şirketleri, üretim ve satış türü faaliyetlerde bulunmayan ve belli bir faaliyet alanları olan şirketlere iştirak eden ve genellikle böyle şirketlerin büyük ortağı durumunda olan anonim şirketlerdir. Holding şirketlerinin kuruluş ve varoluş nedenleri birden çok şirkete iştirak etmek ve bu şirketleri yönlendirmek/kontrol etmek olduğundan sermaye şirketleri sınıfında bulunmaktadırlar. Holding şirketlerin sahipleri genellikle bir çok şirketin sahipleri olup, bu paylarını holdinglere devrederler ve bu yolla o şirketlerin yönetimlerini tek elde toplarlar.
Şirketler Grubu, yine aynı mantıktan yola çıkan şirket sahibi veya sahipleri, bunu bir başka şirket aracılıyla değil, direkt kendileri, bu şirketleri biraraya getirerek yönetmek isterler. Basit anlamda, şirketler grubu, aynı kişi veya kişilerin sahip olduğu şirketlerin bir araya getirilmesidir. Şirketler grubunda genellikle şirket sayısı fazla değildir, buna karşın holdinglerde en az yedidir (kanuni gereklilik).
Yatırımcı Kimdir?
İnsanlar gelirlerinin harcamalar kısmından arta kalanlarını, ileriki bir tarihte kullanmak üzere saklamak ve gelir getiren bir enstrumanda değerlendirmek istiyecektir. Yatırım aracı olarak tanımladığımız, ileride bize artı olarak bir gelir getirme fırsatı sunan enstrumanlara yatırım yapan kişilere yatırımcı denir. İMKB’de hisse senedi sahipleri (stockholder, shareholder) birer yatırımcıdır. Çünkü ileride belli bir gelir elde etme umuduyla yatırım yapan şahıslardır.
İştirak Nedir?
İştirak, bir şirketin başka bir şirkette sermayesinde ortaklığı söz konusu olması durumunda, sermayelerinde payları oldukları şirketlere denir.
İştirak Çeşitleri Nelerdir?
Yukarıdaki tanımdan hareketle iştirak çeşitlerini ikiye ayırabiliriz: ana şirketin, ortak olduğu şirkette %50’den fazla oy hakkına sahip ise ortak olunan şirket bir bağlı ortaklıktır. Eğer çoğunluk ana şirkette değil ise basit anlamda iştirak (bağımsız ortaklık) denir.
İştirak Etme Amacı Ne Olabilir?
Bir şirket, gereksiniminin üzerindeki fonları, iki nedenden dolayı başka bir şirketin sermayesine ortak olma yoluyla ekler. İlki, iyi bir getiri beklentisiyle, klasik bir yatırımcı mantığı ile bu yatırımını yapabilir. İkinci olarak, bunu anafaaliyetleri ile ilişkili olarak yapabilir. Örneğin, ürünlerinin pazarlamasını yapan şirketlere, hammadde üreten bir şirkete, başka bir şirketle ortak olarak benzer bir alanda üretim yapmak üzere vb. şeklinde olabilir.
Takasbank Nedir?
İMKB’de işlem gören senetlerin muhafazası ile görevli olan İMKB Takas ve Saklama Bankası A.Ş., böylece işlemlerin düzgün olarak işlenmesi ve düzenli olarak tutulmasına faydası olmaktadır. Kote olan senetlerin büyük bir kısmı burada muhafaza edildiği için ayrıca fiziki bir dolaşıma, hatta şirketlerin senet basma külfetinden kurtarmaktadır; şöyleki, İMKB’deki işlemler elektronik ortamda yapıldığından burada fiziki bir dolaşım olmamaktadır, bu durum da gereksiz sayıda senet basılması külfetinden şirketleri kurtarmaktadır.
Glossary |
|
Menkul Kıymet | Taşınabilir nitelikte ekonomik kıymet ifade eden ve paraya çevrilmesi yada parayla ifade edilmesi mümkün olan kıymetli evraktır. |
Borsa | Belirli ticaret merkezlerinde belirli tarihlerde alıcı ve satıcının bir araya gelerek menkul değerlerin fiyatlarını saptadıkları yer. |
Döviz Borsası | Foreign Exchange. Döviz arz edenlerle döviz talep edenlerin karşılaştıkları, ulusal paraların birbirlerine çevrildikleri standartlaştırılmış piyasalar. |
Emtia Borsaları | Commodity Exchange. Ticarete konu olabilen malların alım ve satımının gerçekleştirildiği standartlaştırılmış piyasalar. |
Tezgah Üstü Piyasa | OTC; Over The Counter. Değerli evrakların ticaretinin yapıldığı standardize edilmemiş piyasalardır. |
Hedging | Çitleme. Nakit piyasada bulunan bir pozisyondan oluşan risklerden diğer piyasalarda (futures, options vs.) pozisyon alarak korunmadır. |
Atıl Kapasite | Bir üretim biriminde, mevcut olan fakat kullanılamayan kapasite. |
Know-How | Bir işletme tarafından, o işletmenin üretim yöntemlerinin yada teknolojisinin, aynı dalda çalışan, yada aynı işi yapmaya çalışan bir başka firmaya satılması veya kiralanması. |
Çıkarılmış Sermaye | Kayıtlı sermaye sistemine tabi ortaklıkların satışı yapılmış (ihraç edilmiş) hisse senetlerini temsil eden sermayelerdir. |
Ödenmiş Sermaye | Esas sermaye sistemine tabi ortaklıklarda, ortaklarca taahhüt edilen sermayenin nakden ödenmiş kısmıdır. |
Nominal Değer | Menkul değerlerin üzerinde yazılı olan değerdir. |
Lot | Hisse senetleri piyasasında işlem birimidir. İMKB Hisse Senetleri Piyasası’nda, 1 Lot 1.000 adet hisse senedini veya 1.000.000 TRL nominal değerli hisse senedini ifade eder. |
Underwritting | Taahhütlü Aracılık Yüklenimi. Aracı Kuruluşun bir şirketin hisse senetlerinin halka arzı esnasında senetlerin ihracını garanti vererek üstlenir ve satılamayan senetleri kendisi satın alır. |
Convertible Bonds | Hisse senedine dönüştürülebilir tahvil. |
Bondholder | Tahvil Sahibi. |
Konsorsiyum | İki veya daha fazla işletmenin belirli bir projenin uygulanması konusunda yapmış oldukları işbirliği. |
OTC (over the counter) | Tezgah üstü piyasalar. Tezgah üstü piyasalarda, sermaye piyasasına aracılık eden kurumlar, kendi aralarında bir borsanın belirleyici kural ve tüzüklerine uyma zorunluğu duymadan işlem (alım/satım) yaparlar. Bugün en gelişmiş piyasalardan biri olan Amerika Birleşik Devletlerinde bazı küçük işlem hacmine sahip firmalar, borsa haricinde OTC olarak işlem görürler. |