Yöneticiniz mesai bitiminden sonra da çalışmaya devam ediyor, yıllık izin dahi kullanmıyor, hatta hafta sonu bile çalışıyor mu? Aman dikkat, şirketinizi soyuyor olabilir…
İş dünyasında mali suç ve yolsuzluklarda büyük bir patlama yaşanıyor. Her iki şirketten biri, kendi çalışanları tarafından dolandırılıyor. Şirketleri bakın kimler, neden ve nasıl soyuyor.
Yöneticiniz mesai bitiminden sonra da çalışmaya devam ediyor, yıllık iznini kullanmıyor, hiç tatile gitmiyor, hatta hafta sonlarında da çalışıyor mu? Sizin "kendini işine adamış" diye nitelediğiniz çalışanınız aslında bu şekilde şirketteki yolsuzluklarını gizlemeye çalışıyor olabilir.
İş dünyasında mali suç ve yolsuzluklar son dönemde yükselişte. Rakamlar, özellikle şirket içi dolandırıcılığın son üç yılda tüm dünyada yüzde 71 arttığına işaret ediyor. Araştırmalara göre ise her iki şirketten biri, kendi çalışanları tarafından dolandırılıyor. Buna zimmete para geçirme, hırsızlık, rüşvet, kara para aklama, yetkiyi kötüye kullanma, dolandırıcılık ve yanlış bilgi paylaşımıyla çıkar sağlama gibi yolsuzluklar da dahil. Çalışanlarının dolandırıcılığına ise en çok perakende ve finans sektörlerinde faaliyet gösteren şirketler maruz kalıyor. Şirketlerin bunun farkına varmaları ise en az 1 yıl alıyor. Bu süre içinde ise milyon dolarlara varan yolsuzluk ve dolandırıcılık gerçekleştirilebiliyor. Şirket içi dolandırıcılık vakalarının şekli ise ülkeden ülkeye farklılık gösteriyor. Örneğin ABD ve İngiltere’de spekülatif hareketlerle kişisel servet yaratma eğilimi hakimken, Türk şirketlerde en sık karşılaşılan dolandırıcılık şekli, hırsızlık ve zimmete para geçirme.
Kimse Beni Dolandıramaz
Şirketiçi yolsuzlukları araştıran PriceWaterHouseCoopers Kıdemli Müdürü Wayne Anthony rakamlar aksine işaret etse de Türk iş dünyası temsilcilerinin yöneticilerin dolandırıcılık yapacağına inanmadığını söylüyor.
Anthony’ye göre bunun sebebi ise Türk insanında olan "Beni kimse dolandıramaz" inancı. Anthony, Türk şirketlerinde diğer ülkelerden farklı dikkat çeken bir diğer özelliğin ise yöneticilerin suistimallerin üzerini kapama eğiliminde olması. Şirkette, bir suistimal ya da yolsuzluktan şüphelenilse bile bunun üzerine gidilmeyip örtülmeye çalışılıyor. Bu ise, yolsuzluk tam anlamıyla ortaya çıkarıldığında şirketin çok daha büyük faturalarla karşı karşıya kalmasını beraberinde getiriyor.
Türk Şirketlerdeki Dolandırıcılık, Yetkinin Paylaşılmamasından Kaynaklanıyor
Çalışanın kıdemi yükseldikçe yaptığı dolandırıcılık miktarının da paralel olarak arttığına işaret eden Anthony, bunun kıdemle birlikte sahip olunan yetkilerin de artmasından kaynaklandığını belirtiyor. Türkiye’de şirketlerin suistimale maruz kalmalarının en büyük nedeninin tek bir kişiye çok fazla yetki verilmesi olduğunu ifade eden Anthony, "Tek bir kişi hem bankalara para transferini yapmak, hem işlemleri kontrol etmek, hem de bunları raporlandırmakla görevlendirilmiş. Yetki farklı kişilere dağıtılmak yerine tek elde toplandığı için, kişi bir işi hem yapıyor, hem denetliyor hem de rapor ediyor. Böyle olunca denetim ve suistimalin farkedilmesinde çok geç kalınıyor" diyor. Böyle insanların kontrolü daima elinde tutabilmek için işte çok fazla zaman geçirip başkalarının işine dahil olmasını engellemeye çalıştığını ifade eden Anthony, sırf bu yüzden yolsuzluk yapan kişinin uzun süre tatile çıkmayıp, gece geç saatlere kadar çalışıp hatta işi olmasa bile duruma hakim olabilmek için diğer mesai arkadaşlarıyla birlikte hafta sonu bile işe geldiklerine işaret ediyor. Yani aslında sizin, kendini işine adadığını düşündüğünüz çalışanınız aslında sizi dolandırıyor olabilir.
Şirketler Neden Dolandırıldıklarını Geç Fark Ediyor?
Türkiye’de çok fazla yetkinin tek bir çalışana verilmesi yanında, kontrollerin zayıf olması da çok önemli rol oynuyor. Özellikle KOBİ’lerde bu kontroller çok zayıf kalıyor. Bu nedenle çalışanları tarafından dolandırılma riski sanılanın aksine KOBİ’lerde büyük şirketlere göre daha fazla. Bir diğer neden ise Türk şirketlerin hesaplarına ya da iç işlerine 3. bir tarafı karıştırmak istememesi. Bir denetim şirketinden yardım istese, büyük kayıplara uğramadan bu tür suistimaller erkenden ortaya çıkarılabilir. Yine bir başka neden, Türkiye’de KOBİ’lerin sorunu kişisel olarak algılaması. Büyük şirketlere göre daha sıcak ve samimi bir iş ortamı olduğu için, bu tür bir denetim veya kontrolde çalışanların gururunun zedeleneceğini düşünüyor. Bu nedenle de, özellikle orta boy işletmelerde çalışanlardan kaynaklanan herhangi bir yolsuzluğun farkedilmesi 1 yıldan 2 yıla kadar uzayabiliyor.
5 Yıl İçinde Türkiye’de Enron Vakaları Artacak
Farklı ülkelerde farklı yolsuzluk ve sahtecilik çeşitlerinin olduğunu belirten Anthony, örneğin ABD ve İngiliz şirketlerinde en sık rastlanılan yolsuzluk tipinin yanlış veya spekülatif bilgi yayma yoluyla şirketin hisse değerini artırıp kişisel kazanç sağlama olduğunu ifade ediyor. Bunun kamuoyuna yansıyan en somut ve büyük örneği ise Enron skandalı. Türkiye’de büyük şirketler ve KOBİ’ler de dahil olmak üzere en sık rastlanılan dolandırıcılık şekli ise, çalışanların para ya da ürüne yönelik hırsızlığı ile zimmete para geçirme. Bunun yanı sıra rüşvet, karapara aklama, yetkiyi kötüye kullanma ve maddi çıkar karşılığında tedarikçi veya müşteriyle anlaşıp şirketi zarara uğratma da en sık rastlanılanlar.
Buna karşın Wayne Anthony, piyasaların gelişmesi, yabancı sermaye ilgisi ve pazara giren uluslararası firma sayısının artmasıyla birlikte, ABD ve İngiltere’de olduğu gibi spekülasyona dayalı yolsuzlukların Türkiye’de hızla yükselişe geçeceği öngörüsünde bulunuyor. Spekülatif bilgi yayma yoluyla hisse değerini yükseltmek, ya da tam tersi bir şekilde hisseler düşmeden en yüksek değerden elden çıkararak kazanç elde etmelerinin önümüzdeki dönemde Türk iş dünyasında da en yaygın dolandırıcılık eğilimi olarak ortaya çıkacağını ifade eden Anthony, "5-6 yıl içinde ABD ve İngiltere’de olduğu gibi bu tür yolsuzluklar Türk şirketlerde de en sık rastlanılan dolandırıcılık tipi olarak karşımıza çıkacak" diyor.
Türkiye’den Dolandırıcılık Örnekleri
Türkiye’de insanların tahmin edebileceğinin çok daha üstünde mali suçlar işlendiğini söyleyen Wayne Anthony, Türkiye’de çalıştığı yaklaşık 1 yıl boyunca çok değişik ve ilginç örneklerle karşılaştığını söylüyor. İşte Anthony’in Türkiye’de karşılaştığı olaylardan sadece birkaçı:
Muhasebeci Herkesi Şaşırttı
* Türkiye’de bir ilaç firması, 1 yıl boyunca hiç fark etmeden muhasebecisi tarafından dolandırılmış. Muhasebeci, şirket hesaplarından kendi banka hesabına aktarmak suretiyle yavaş yavaş 150 bin YTL çalmış. Tüm banka hesapları, kayıt ve raporları da kendi tuttuğu için, çok uzun süre kimse dolandırıcılığın farkına varmamış. Muhasebeci uzun süredir aynı şirkette çalıştığı için kimse böyle bir şey yapabileceğini düşünmemiş. Bu nedenle de hem işlemlerle ilgili tüm yetki onun eline verilmekle kalınmamış, denetim ihtiyacı da hissedilmemiş.
Kendine Ev Yaptırdı
* Bir başka dolandırıcılık olayı ise yapı ve inşaat sektöründe yaşandı. Çalışanlardan biri, şirket müşterilerine çeşitli kolaylıklar sağlama karşılığında şirketten habersiz kendi evini inşa ettirmiş, bir başka müşteriye de evin içini dekore ettirmiş. Bu gibi yetkiyi kötüye kullanma vakaları mali açıdan şirketi direkt olarak etkilemese de, ismine zarar verdiği için uzun vadede prestij, müşteri ve gelir kaybına yol açıyor.
El Altından Satışlar Yapılıyor
Türkiye’de sıkça rastlanılan dolandırıcılık şekli ise özellikle perakende ve elektronik alanında yaşanıyor. Örneğin bir market çalışanı sigaraları çalıp piyasada el altından satıyor. Aynı şekilde özellikle cep telefonu, i-pod gibi küçük, kolaylıkla çalınıp cepte saklanabilecek ürünler çalışanlar tarafından çalınıp, dışarıda satılmak suretiyle şirkete zarar veriyor.
Buna benzer bir örnek de bilişim sektöründe yaşandı. Karşı tarafla anlaşıp müşteriye 105 bilgisayar satmış gibi gösterilmiş. Oysa 100 bilgisayar satılmış, 5 bilgisayar ise el altından piyasaya sürülerek para şirket çalışanı ile karşı taraftan işbirliği yaptığı kişi arasında paylaşılmış.
Suçlu Hissetmiyorlar
Anthony’nin Türkiye’de karşılaştığı en ilginç durum ise şirketlerini dolandıran çalışanlardan bazılarının, kötü bir şey yaptıklarına inanmamaları olmuş. Çalışanların şirketlerini dolandırmalarındaki en ilginç sebeplerden birinin "Şirketim bana borçlu" düşüncesi olduğunu vurgulayan Anthohy, "Benim sırtımdan binlerce dolar para kazanıyorlar, ben bunu hak ediyorum diye düşünüp, gerçekten de çaldığı paranın hakkı olduğuna kendini inandırıyor. Karşılaştığımız birkaç vakada, şirketini dolandıran çalışanlar, gerçekten de kötü bir şey yaptıkları ya da suç işlediklerine kesinlikle inanmıyorlar" diyor.
Çalışanlar neden yolsuzluk yapar?
* Ekonomik sebepler, çalışanın daha iyi bir hayat isteği.
* Şirket içi denetim ve kontrollerin yetersiz olması.
* Bir kişinin elinde çok fazla yetkinin toplanması.
* Çalışanın psikolojik yapısı. Şirketin kendi üzerinden para kazandığını düşünüp, şirketin kendine borçlu olduğuna inanması.
Şirketlerde yolsuzluğu önlemek için ne yapmalı?
* İşe alırken özgeçmişleri çok iyi kontrol edin. İstatistikler, özgeçmişlerin yüzde 25’inin 3 yalan içerdiğini ortaya koyuyor. Türkiye’de en sık karşılaşılan yalan ise, mezun olunan okul ya da alınan eğitimle ilgili oluyor.
* Ne kadar yüksek bir pozisyona eleman alıyorsanız, geçmişini o kadar detaylı araştırın. Çok sayıda referansa başvurun.
* Çalışanınıza tüm iş sürecini tek başına tamamlayacağı şekilde yetkilendirmeyin. Yetkiyi birkaç kişi arasında paylaştırın. Bu sayede çalışanların yaptıklarının diğerleri tarafından da kontrol edilmesini sağlayabilirsiniz.
* Bir çalışanınızın yolsuzluk yaptığı anlaşıldığında şirketinizden uzaklaştırın. Bu hem diğer çalışanlara, hem de müşteri, tedarikçi ve yatırımcılarınıza yolsuzluk konusunda tolerans göstermeyeceğinizi gösterir.
* Profesyonel yardım alıp şirketinizin 3’üncü bir tarafça denetlenmesini sağlayın. Yolsuzluk henüz büyük boyutlara varmadan bir denetim şirketini kuruluşunuzu kontrol etmesi için görevlendirin.
Yöneticinizin şirketinizi dolandırdığını nasıl anlarsınız?
* Çalışanınızın yaşam standardındaki ani değişiklik. Oturduğu evi değiştirmesi, daha pahalı bir semte taşınması, maaşıyla asla karşılayamayacağı bir araba alması, pahalı giysi veya yurtdışı seyahatler gibi ani değişimler birer gösterge olabilir.
* Hesaplardaki yoğun hareketlere dikkat edin. Şirketteki dolandırıcılar hesaplarla oynayıp çok sayıda giriş, çıkış ve hesap hareketi yaparak kafa karıştırıyorlar. Parayı oradan oraya aktarıp, mal girdi çıktıları gibi hareketlerle sürekli para transferi gösteriyorlar. Bu nedenle para sürekli bir başka kaynağa aktarılmış gibi gösterildiği için hesaplarda olağandışı bir para çıkışı kısa dönemde farkedilmiyor.
* Şirket gider ve harcamalarında alışılmışın dışında yükselme.
* Mal stokunda açıklanamayan eksilmeler.
* Çalışanınızın devamlı fazla mesai yapıp hafta sonlarında bile gelmesi. Tatile bile çıkmaması. Başlangıçta çalışanınızın işine çok bağlı olduğunu düşünseniz de şirketten uzaklaşmak istememesinin ardında meydanı boş bırakıp, açığının başkaları tarafından yakalanmasına fırsat vermeme amacı olabilir.
Kaynak: Referans Gazetesi/Ceyda Çağlayan