İcra Hukuku; iki bölüme ayrılır :
İlamlı İcra : Alacaklının elinde borçlusuna karşı almış olduğu bir mahkeme ilamı vardır.Alacaklı elindeki mahkeme ilamını icra dairesine vererek icra takibinde bulunur. Burada alacaklının alacağı mahkeme ilamı ile tespit edildiğinden borçlu borcu olmadığına ilişkin itirazda bulunamaz.
İlamsız İcra : Alacaklının elinde bir mahkeme ilamı veya bir senet dahi bulunmayabilir.Yalnız para alacakları ilamsız icraya konu olabilir.Alacağın konusu paradan başka bir şey ise ilamsız icraya gidilemez. Bu durumda ilk önce mahkemeye başvurularak bir ilam alınması gerekir. Üç çeşit ilamsız icra yolu vardır:
1.Genel Haciz Yolu : Rehinle temin edilmemiş olan para alacağı bir kambiyo senedine de dayanmıyorsa,başvurulacak yol genel haciz yoludur. Alacak bir rehin ile temin edilmişse önce rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılmalıdır. Genel haciz yolu bir takip talebi ile başlar, takip talebi üzerine icra dairesi borçluya bir ödeme emri gönderir. Bu ödeme emrine itiraz edilmez veya itiraz kaldırılırsa ödeme emri kesinleşir. Bundan sonra alacaklının talebi ile icra dairesi borçlunun borcu ödemeye yetecek kadar malını haczedebilir. Bu mallar yine alacaklının talebi üzerine icra dairesince satılır ve alacaklının alacağı ödenir.
Takip Talebi : Alacaklının icra dairesine başvurarak alacağının cebri icra yolu ile tahsil edilmesini istemesine takip talebi denir.Takip talebine alacağın tutar faizli alacaklarda faiz tutarı ve faizin işlemeye başladığı günün yazılması gerekir.Alacak bir belgeye bağlı ise belgenin aslı veya onaylı bir örneği takip talebine eklenerek icra dairesine verilmesi gerekir.Takip talebini alan icra dairesi üç gün içinde borçluya ödeme emri göndermek zorundadır.
Ödeme Emri : Takip talebini alan icra dairesi, bir ödeme emri düzenleyerek borçluya bildirir. Ödeme emrinde; borcun yedi gün içinde ödenme ihtarı, borca itiraz varsa yedi gün içinde itirazını icra dairesine bildirmesi,yedi gün içinde itiraz etmediği ve borcunu ödemediği taktirde bu yedi günlük süre içinde mal beyanında bulunması, bulunmazsa hapisle cezalandırılacağı, yedi günlük süre içinde borç ödenmez ve itirazda da bulunulmazsa mallarının haczedileceği belirtilir. Alacak bir belgeye dayanıyorsa , belgenin bir örneği ödeme emri ekinde borçluya gönderilir.Borçlu ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde borca itiraz etmezse ödeme emri kesinleşir ve alacaklı borçlunun mallarının haczedilmesini isteyebilir. Borçlu yedi gün içinde ödeme emrine itiraz ederse, aleyhine yapılan icra takibi durur. Alacaklının itirazla duran takibe devam edebilmesi için borçlunun itirazının kaldırılması gerekir.
Ödeme Emrine İtiraz : Borçlu çeşitli yollarla borca itiraz edebilir. Borcum yoktur, vadesi gelmemiştir, senet sahtedir gibi. Borçlunun borca itirazları; İmzaya itiraz ve Borca itiraz olmak üzere iki türlü olabilir. İmzaya itiraz dışındaki bütün itirazlar borca itirazdır. İtiraz ile icra takibi kendiliğinden durur. Ve itirazın alacaklı tarafından kaldırılması gerekir.
Ödeme Emrine İtirazın Kaldırılması : Borçlunun itirazı ile duran icra takibine devam edilebilmesi için alacaklının iki yolu vardır: İtirazın iptali için mahkemede dava açılması veya İcra Tetkik Merciine başvurulması.Alacak bir belgeye bağlı ise, alacaklı iki yoldan birini seçebilir.Buna karşılık alacak bir belgeye bağlı değilse yalnız mahkemede itirazın iptali davası açılması gerekir. Alacaklı itirazın iptali davasını itirazın kendisine tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde açabilir.Alacaklı bu davayı kazanırsa alacağın % 15 inden az olmamak koşuluyla icra inkar tazminatına mahkum edilir. Dava sonucunda alacaklının aleyhine karar verilmişse icra takibi esastan reddedilir ve alacaklının % 15 tan az olmamak üzere tazminat ödenmesine karar verilir. Alacağı bir belgeye bağlı olan alacaklı, İcra tetkik Merciinden itirazın kaldırılmasını talep edebilir. İtirazın kaldırılması davası altı ay içinde açılmalıdır.
Haciz : Ödeme emrinin kesinleşmesi üzerine, alacaklı icra dairesinden borçlunun mallarının haczedilmesini isteyebilir.Alacaklının haciz isteme talebi, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren 1 yıl geçmekle düşer.Bu süreden sonra haciz istenebilmesi için alacaklının yenileme talebinde bulunması gerekir. Haczedilen mallara ilişkin olarak icra memuru malların değerlerini de gösteren bir haciz tutanağı düzenler.Borçlunun üçüncü kişilerden olan alacakları haczedilince icra dairesi üçüncü kişilere bir haciz ihbarnamesi gönderir. Haciz ile borçlunun hacizli mal ve alacakları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlanır.
Bankalardaki Mevduatın Haczi : Alacaklı isterse, icra memuru birden fazla bankaya birinci haciz ihbarnamesi gönderir. Birinci haciz ihbarnamesi ile bankaya, borçlunun mevduatına haciz konduğu, bankanın mevduatı bundan böyle icra dairesine ödeyeceğini, borçluya yapılacak ödemenin geçerli olamayacağını bildirir. Birinci haciz ihbarnamesinde, borçlunun bankada mevduatı yoksa, bunu yedi gün içinde icra dairesine bildirmesi, bildirmezse borcun bankanın zimmetinde sayılacağı bildirilir. Borçlunun bankada mevduatı varsa bu icra dairesine ve borçluya bildirilir. Borçlunun bankada mevduatı yoksa yedi gün içinde icra dairesine durumu bildirmesi gerekir.Banka birinci haciz ihbarnamesine yedi gün içinde itiraz etmezse, istenen borç bankanın zimmetinde sayılır. İcra dairesi, birinci haciz ihbarnamesine yedi gün içinde itiraz etmemiş olan bankaya ikinci haciz ihbarnamesi gönderir. İkinci haciz ihbarnamesi ile bankaya, birinci haciz ihbarnamesine yedi gün içinde itiraz etmemiş olması nedeniyle borcun zimmetinde sayıldığı, ikinci haciz ihbarnamesinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde icra takibini yapmış olan alacaklıya karşı mahkemede (takip borçlusunun bankada böyle bir mevduatının bulunmadığının tespiti için) bir menfi tespit davası açabileceği, açmadığı taktirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi gerektiği bildirilir. Banka ikinci haciz ihbarnamesinde belirtilen süre içinde menfi tespit davası açmazsa borç bankanın zimmetinde sayılır.Bankanın bu parayı icra dairesine ödemesi gerekir. Bu durumda banka borçlu olmadığı gerekçesiyle takip alacaklısına karşı geri verme davası açamaz. Banka ancak, takip borçlusuna sebepsiz zenginleşme davası açabilir.Banka menfi tespit davası açtığında, borçlunun bankada mevduatı olmadığını ispat ederse borcu ödemekten kurtulur.
Amme Alacaklarının Tahsili Hakkındaki kanun hükümlerine göre yapılan takipte bankaya haciz ihbarnamesi bir kere tebliğ edilir.
Haczi Caiz Olmayan Şeyler : Borçlunun kendisi ve mesleği için gerekli elbiseleri, vazgeçilmesi mümkün olmayan mutfak takımları, borçlunun meslek ve sanatı için gerekli olan alet –edevat haczedilemez. SSK ve Bağ-kur gereğince bağlanan gelir ve aylıklar haczedilemez. Borçlunun maaş ve ücretinin ¼ ne haciz konabilir.
Hacizde İstihkak Davaları : Borçlu kendi elinde iken haczedilen bir malın üçüncü kişiye ait olduğunu veya üçüncü kişi bu malın kendisine ait olduğunu iddia ederse, icra memuru bu malı üzerindeki istihkak iddiasını da belirterek haczetmek zorundadır.Alacaklı bu istihkak iddiasına itiraz ederse icra dairesi dosyayı icra tetkik merciine gönderir. İcra tetkik mercii üçüncü kişiye istihkak davası açmak için yedi günlük süre verir. Üçüncü kişi bu süre içinde istihkak davası açmaz ise malın borçluya ait olduğu kabul edilir.Üçüncü kişi dava açarsa basit yargılama usulüne göre davaya bakılır ve karar verilir. İstihkak iddia edilen malın üçüncü kişinin elinde olması halinde, alacaklı malın borçluya ait olduğu iddiasında bulunursa icra dairesi bu malları da haczeder ve alacaklıya icra tetkik merciinde dava açması için yedi günlük süre verir.Burada mallar üçüncü kişinin elinde haczedildiğinden dava açma hakkı alacaklıya düşer.Alacaklı yedi günlük süre içinde dava açmazsa mallar üzerindeki haciz kalkar.
Haczedilen Malların Satılması : Hacizli malların icra dairesince satılabilmesi için alacaklının haciz talebinde bulunması gerekir. Satış talebi, haciz tarihinden itibaren menkul mallar için bir yıl gayrimenkul mallar için ise iki yıl içinde yapılmalıdır. Bu süre içinde satış talebi yapılmazsa mallar üzerindeki haciz kalkar.Menkul mallar pazarlık veya açık arttırma usulü ile gayrimenkul mallar ise mutlaka açık arttırma yolu ile satılır. Malların satılabilmesi için, ihale bedelinin o mal üzerinde daha önce bulunan rehin alacaklarından fazla olması gerekir. Bundan başka ihale bedelinin, malın tahmin edilen kıymetinin ilk satışta % 75 i ni, ikinci satışta % 50 sini bulması gerekir.
Borç Ödemeden Aciz Belgesi : Alacaklı, alacağını borçlunun haczedilen ve satılan malların bedelleri ile karşılayamaması halinde kendisine alamadığı alacak için Borç Ödemeden Aciz Belgesi verilir.. Hacze gidildiğinde borçlunun haczedilecek malının olmadığına ilişkin haciz tutanağı da aciz belgesi hükmündedir.Aciz belgesinde yazılı olan alacak için artık faiz istenemez ve bu alacak için zamanaşımı işlemez. Alacaklı aciz belgesine dayanarak bir yıl içinde borçluyu takip ederse yeni bir ödeme emrine gerek yoktur. Derhal haciz yapılabilir.
2. Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yolu İle Takip : Alacaklının bu yola başvurabilmesi için alacağının mutlaka kambiyo senedine bağlı olması gerekir. Kambiyo senetleri çek, poliçe ve bonodur. Takip, alacaklının yapacağı takip talebi ile başlar ve kambiyo senedinin aslının takip talebine eklenmesi gerekir. Takip talebini alan icra dairesi borçluya ödeme emri gönderir. Ödeme emrine kambiyo senedinin bir örneği eklenir. Kambiyo senedinin aslı icra dairesinde saklanır. Burada ödeme emrine itiraz süresi 5 gün, ödeme süresi ise 10 gündür. İmzaya itiraz kendiliğinden icra takibini durdurur. Alacaklı itirazın iptali davası veya itirazın kaldırılması davası açması gerekir. Borçlunu borca itiraz etmesi halinde, genel haciz yolundan farklı olarak burada icra takibi kendiliğinden durmaz., alacaklı haciz talebinde bulunabilir. Ancak borca itiraz hakkında icra tetkik merciince karar verilene kadar hacizli malların satışı istenemez.
3.Kiralanan Gayrimenkullerin İlamsız İcra Yolu İle Tahliyesi : Kiraya verilmiş olan bir gayrimenkulü tahliye ettirebilmek için, kiralayanın ilk önce sulh hukuk mahkemesinde bir tahliye davası açması gerekir. Kiralayan bu tahliye davasını kazanırsa, mahkemeden alacağı tahliye ilamını icraya koyarak evin tahliyesini sağlar.
Kiracı kirayı zamanında ödemezse , kiralayan, kiracıya bir süre vererek bu süre içinde kira ödenmezse, kira sözleşmesini feshedeceğini kiracıya ihtar eder.Kiralayan ödenmeyen kiralar için icra takibi yaparken yukarıda belirtilen ihtarın ödeme emrine yazılmasını isteyebilir. Bunun üzerine icra dairesi borçluya ödeme emri gönderir. Borçlu ödeme emrine yedi gün içinde itiraz edebilir. Bunun üzerine kiralayan tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını isteyebilir. İtiraz etmezse 30 gün içinde borcunu ödemelidir. Ödemezse kiralayan icra tetkik merciine başvurarak kiracının tahliyesine karar verilmesini isteyebilir.
Kiralayan, kira süresinin bitiminde kira sözleşmesini yenilemek istemiyorsa bir ay içinde icra dairesine başvurarak kiracının tahliyesini isteyebilir.Bunun üzerine icra dairesi kiracıya bir tahliye emri gönderir. Kiracı tahliye emrine yedi gün içinde itiraz etmez ve 15 gün içinde gayrimenkulü tahliye etmezse gayrimenkul icra memuru tarafından zorla tahliye ettirilir. Kiracı yedi gün içinde itiraz ederse , kiralayan tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını isteyebilir.
İlamlı İcra : Konusu paradan başka olan alacaklar için ilk önce mahkemede dava açarak bir ilam alınması ve ondan sonra icraya başvurulması gerekir. Alacaklı, para alacağının ödenmesini sağlamak için ilamlı veya ilamsız icra yollarından birini seçmekte serbesttir.Alacaklı elindeki ilamı icra dairesine vererek takip talebinde bulunur. Takip talebini alan icra dairesi borçluya icra emri gönderir.Borçlu icra emrine itiraz edemez.Ancak borçlu ilamda yazılı olan alacağı ödediğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse tetkik mercii icra takibinin durdurulmasına karar verebilir.Para alacakları içinde borçluya icra emri gönderilir, borcun yedi gün içinde ödenmemesi halinde haciz yapılır.
1.Rehnin Paraya Çevrilmesi Yolu İle Takip : Alacak bir rehin ile temin edilmişse alacaklı haciz yolu ile takip yapamaz. İlk önce rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmak zorundadır.Rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip kural olarak ilamsız takiptir. Ancak alacak veya rehin hakkı ilam veya ilam niteliğindeki bir belge ile tespit edilmişse alacaklı ilamlı icra yoluna başvurabilir.
Menkul rehninin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip : Alacaklının alacağı veya menkul rehin hakkı bir ilam veya ilam niteliğindeki bir belge ile tespit edilmişse , bu yola gidilir.Takip talebi üzerine borçluya bir ödeme emri gönderilir. Ödeme emrine itiraz süresi yedi gün ve ödeme süresi de on beş gündür.Borçlu burada yalnız rehin hakkına itiraz ederse, alacak hakkındaki icra takibi kesinleşmiş olacağından alacaklı bu yol yerine genel haciz yolu ile takibe devam edebilir. Rehin hakkı dışındaki itirazlar genel haciz yolunda olduğu gibidir.
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip : Alacaklının alacağı veya ipotek hakkı, bir ilam veya ilam niteliğindeki bir belgede tespit edilmiş değilse ve ipotek akit tablosu kayıtsız şartsız bir para borsu ikrarını içermiyorsa bu yola gidilir.Alacaklının talebi üzerine icra dairesi borçluya bir ödeme emri gönderir. Burada borcu ödeme süresi 30 gündür.Borçlu yedi gün içinde ödeme emrine itiraz edebilir, ancak alacaklının ipotek hakkına itiraz edilemez.
Menkul rehnin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip : Alacak veya menkul rehin hakkı bir ilam veya ilam niteliğindeki bir belgede tespit edilmiş ise bu yola gidilir. Bu halde ilamlı icra hakkındaki hükümler kıyasen burada da uygulanır.
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip : Alacağın veya ipotek hakkının bir ilam veya ilam niteliğindeki belgede tespit edilmiş olması halinde, ilamlı icra hakkındaki hükümler kıyasen burada da uygulanır.İpotek akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmesi halinde özel bir ilamlı icra yoluna gidilir. Bu yola ait icra emrinin diğer icra emirlerinden farkı, ödeme süresinin 30 gün olmasıdır.Bir bankanın yaptığı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte, bankanın ibraz ettiği akit tablosu kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içermese dahi, banka, borçluya ait hesabın kesilmesine ilişkin hesap özetinin noter aracılığıyla borçluya gönderildiğini gösteren suretini icra dairesine ibraz ederse bu halde de borçluya icra emri gönderilir.
Rehin Açığı Belgesi : Alacaklı, rehnin satış bedelinden alacağını tamamen alamazsa icra dairesi alacaklıya Rehin Açığı Belgesi verir.
İhtiyati Haciz : Alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için, borçlunun mallarına geçici olarak el konulmasıdır.Alacaklı borçlunu borcunu zamanında ödeyeceğinden emin değilse, önce borçlunun mallarını ihtiyaten haczettirir, ondan sonra davasını açar veya icra takibinde haklı çıkarsa hacizli malların satışını ister. Alacaklının alacağının vadesi gelmiş ise ve alacak için bir rehin yoksa alacaklı mahkemeye başvurarak ihtiyati haciz isteyebilir. Alacaklının alacağının vadesi gelmemiş ise, alacaklı kural olarak borçlunun mallarına ihtiyati haciz koyamaz. Ancak alacaklı;- Borçlunun belli bir ikametgahının bulunmadığını- Borçlunun taahhütlerinden kurtulmak için mallarını gizlemeye ve kaçırmaya veya kaçmaya hazırlandığını belirtmesi halinde vadesi gelmeyen borç içinde ihtiyati haciz istenebilir.Mahkeme ihtiyati haciz isteyen alacaklıdan % 10-15 oranında bir teminat ister. Alacaklı mahkemeden alacağı ihtiyati haciz kararını on gün içinde icra dairesine vererek borçlunun malları üzerine ihtiyati haciz konmasını isteyebilir.Alacaklı ihtiyati hacizden itibaren yedi gün içinde alacağı için ya mahkemede dava açmaya veya icra dairesinde icra takibi yapmaya mecburdur. Bunlar yapılmazsa ihtiyati haciz hükümsüz olur.Alacaklı dava veya haciz sonrasında haklı çıkarsa ihtiyati haciz kesinleşir ve hacizli malların satışı istenebilir.
İflas Yolları :
Genel İflas Yolu : Alacaklının alacağı bir kambiyo senedine bağlı değilse, iflasa tabi borçlu genel iflas yolu ile takip edilebilir. Alacaklı icra dairesine bir takip talebi ile başvurur. İcra dairesi borçluya bir ödeme emri gönderir. Ödeme emrinde, borç yedi gün içinde ödenmezse alacaklı ticaret mahkemesinden borçlunun iflasına karar verilmesini isteyebileceği belirtilir. Bu süre içinde ödeme yapılmazsa alacaklı iflas davası açar. Borçlu yedi gün içinde ödeme emrine itiraz edebilir. Ticaret mahkemesi borçlunun borçlu olduğunu ve borcu ödemediğini tespit ederse borçluya borcunu ödemesi için yedi günlük süre verir. Uygulamada buna depo kararı denir. Bu yedi günlük süre içinde de borçlu borcunu ödemez ve mahkeme veznesine depo etmezse mahkeme iflas kararını vermek zorundadır. Mahkemenin aldığı iflas kararı iflas dairesine gönderilir ve iflas dairesi bu kararı ilan eder.
Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yolu : Alacaklının alacağı bir kambiyo senedine dayanıyorsa izlenecek yol budur. Burada ödeme ve itiraz süresi yedi değil beş gündür. Ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş günlük süre içinde borç ödenmezse , alacaklı ticaret mahkemesinde iflas davası açarak borçlunun iflasını ister. Ödeme emrine itiraz edilmişse açılacak iflas davasında borçlunun itirazının kaldırılması ve borçlunun iflasına karar verilmesi istenir. Alacak kambiyo senedi yanında rehinle temin edilmiş olsa bile alacaklı bu yola başvurabilir.
Doğrudan Doğruya İflas Yolu : Bazı hallerde alacaklı doğrudan ticaret mahkemesine iflas davası açabilir ki, bu yola doğrudan doğruya iflas yolu denir. Doğrudan doğruya iflas nedenleri; borçlunun ikametgahının belli olmaması, borçlunun borçtan kurtulması için mallarını kaçırması ve kaçması ihtimali varsa, ilama bağlı bir alacağın icra emri ile istenmesine rağmen ödenmemiş olması gibi sebeplerdir. Ticaret mahkemesi iddia edilen sebebin ve alacağın mevcut olduğunu tespit ederse, borçluya depo kararı vermeden, doğrudan borçlunun iflasına karar verir. İflasa tabi olan borçlu da, ticaret mahkemesine başvurarak kendisinin iflasına karar verilmesini isteyebilir. Eğer borçlunun mevcudunun yarısına haciz konur ve geri kalan diğer yarısı da borçlunun kalan borçlarını ödemeye yetişmezse borçlu kendi iflasını istemeye mecburdur. Bir anonim şirket, limited şirket veya kooperatifin aktifi şirketin borçlarını karşılamaya yetmezse, şirket alacaklılarından biri, doğruca ticaret mahkemesine iflas davası açarak şirketin iflasına karar verilmesini isteyebilir. Şirketin aktifinin pasifini karşılamadığını tespit eden şirketi temsil eden kimseler de şirketin iflasını istemeye mecburdur.
Bankaların İflası : Bir anonim şirket olan bankaların, genel iflas, kambiyo senetlerine mahsus iflas veya doğrudan iflas yollarından biri ile iflasının istenmesi mümkündür. Bankanın aktifinin pasifini karşılamaya yetmediği taktirde yönetim kurulu ticaret mahkemesine başvurarak bankanın iflasını istemeye mecburdur. Bunun gibi bankadan alacaklı olan kişi bankanın aktifinin pasifini karşılamadığını tespit ederse bankanın iflasını isteyebilir.
Bankalar Kanununa Göre Bankaların İflası : Denetlemeler sonucunda, bir bankanın mali bünyesinin ciddi bir şekilde zayıflamakta olduğunun tespit edilmesi halinde Bakanlık uygun bir süre vererek banka yönetim kurulundan aşağıdaki tedbirlerin alınmasını isteyebilir.
– Sermayenin arttırılması ödenmeyen kısmın ödenmesi,
– Kar dağıtılmaması
– Bir kısım şubelerin kapatılması
– İştirak ve sabit kıymetlerin bir kısmının elden çıkarılması
– Plasmanların sınırlandırılması veya durdurulması
Yönetim Kurulu, yukarıdaki tedbirleri kısmen veya tamamen almadığı, almış olmasına rağmen bankanın mali bünyesindeki zayıflama devam ettiği taktirde Bakanlık aşağıdaki tedbirleri almaya yetkilidir.
– Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu üyelerinden bir kısmını görevden almak
– Likiditenin güçlendirilmesi için gayrimenkullerin elden çıkarılması
– Kanuni karşılık yükümlülüklerini kaldırmak
Yukarıdaki tedbirlere rağmen bankanın mali bünyesinin güçlendirilmesine imkan sağlanamayan hallerde Bakanlar Kurulu bankanın bütün aktif ve pasifi ile bir bankaya devredilmesine karar verebilir. Bir başka bankaya devredilmesinin yararlı olmayacağı durumlarda, bankanın mevduat kabul ve bankacılık işlemleri yapma yetkisinin kaldırılmasına karar verilebilir.
Konkordato : Elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen ve mali durumu bozulmuş olan dürüst borçluları korumak için kabul edilmiş bir kurumdur. Borçlu alacaklıların çoğunluğu ile bir anlaşma yapar. Bu anlaşmaya göre alacaklılar alacaklarından belli bir oranda vazgeçerler. Borçlu elindeki mevcudu ile, bütün borçlarını kabul edilen oranda ödeyerek geri kalan borçlarından kurtulur. Borçlunun alacaklılarının 2/3 çoğunluğu ile yaptığı ve ou kabul etmeyen diğer alacaklıları da bağlayan bu anlaşmaya konkordato denir.
Borçlu bir konkordato teklifi hazırlar. Bu teklif ile borçlarının yüzde kaçını ödeyeceğini bildirir. Bu miktar yüzde 50 den aşağıya olamaz. Borçlu bu konkordato teklifini İcra Tetkik Merciine verir. İcra Tetkik mercii bu teklifi samimi bulursa borçluya iki aylık süre verir ki buna konkordato süresi denir.Borçluya verilen iki aylık sürede, borçluya karşı açılan icra takiplerine devam edilemeyeceği gibi, yeni icra takibi de yapılamaz. Bu süre içinde borçlu tayin edilen konkordato komiseri gözetiminde işlerine devam edebilir. Fakat, bağışlama, gayri menkullerini satma, mallarını rehnetme gibi işlemleri yapamaz.Konkordato komiseri alacaklıları 20 gün içinde alacaklarını bildirmeye çağırır. Alacaklılar belirlenen günde toplanır ve alacaklıların 2/3 ü konkordatoya muvafakat ederse konkordato kabul edilmiş sayılır. Ancak alacaklıların2/3 ünün, alacakların tutarının 2/3 ü kadar olmalıdır. Alacaklıların konkordato hakkında verdikleri karar Ticaret Mahkemesine gönderilir. Mahkeme konkordatoyu kanuni şartlara uygun bulursa konkordatoyu tasdik eder. Ticaret mahkemesi konkordatoyu kabul etmezse 7 gün içinde borçlunun doğrudan iflası istenebilir. Konkordato kararı 10 günlük süre içinde temyiz edilmez ve temyiz edilip de onanırsa konkordato kesinleşir. Artık her alacaklı alacağını konkordato oranında isteyebilir. Konkordatoya muvafakat etmemiş olan alacaklılar müşterek borçlu ve kefillere karşı bütün haklarını muhafaza ederler, yani onlardan alacağının tamamını isteyebilirler. Buna tenzilat konkordatosu denir.
Bazen borçlu o anda borçlarının tamamını ödeyecek durumda olmayabilir. Borçlu ile alacaklıların 2/3 çoğunluğu arasında yapılan bir konkordato ile borçluya vade tanınır. Bu konkordato kesinleşince , borçlu konkordatodaki vadede borçlarının tamamını öder. Buna da vade konkordatosu denir Borçlu konkordatoda belirlenen vade içinde borcunu ödemezse alacaklı Ticaret Mahkemesine başvurarak yalnız kendisi bakımından konkordatonun feshini isteyebilir.
İflas etmiş ve hakkındaki iflas tasfiyesi devam etmekte olan bir borçlu da iflastan kurtulmak için konkordato teklif edebilir. Yalnız burada % 50 şartı yoktur. Bu teklif 2. alacaklılar toplantısında 2/3 çoğunlukla kabul edilir ve konkordato Ticaret Mahkemesi tarafından tasdik edilirse konkordato yapılmış olur. İflas içi konkordatoda konkordato mühleti ve konkordato komiseri yoktur. Konkordato komiserinin görevlerini iflas dairesi yapar. Ticaret mahkemesi iflas tasfiyesi sırasındaki konkordatoyu tasdik edince iflas kaldırılır.