Her örgüt ve sosyal sistem, kendilerine toplum tarafından verilmiş temel görev ve fonksiyonlara sahiptir. Bu anlamda işletmenin amaçları, genel olarak iktisadi mal ve hizmetleri üreterek ya da pazarlayarak fayda sağlamaktır. Böylece işletmeler toplumun büyüme ve gelişmesinde önemli bir yer tutar. Bu amaçla araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunur, teknolojiyle ve işletmeyle ilgili yenilikler yapmaya çalışır ve tüketicilerin isteklerine cevap verir. Kolayca anlaşılabileceği gibi, genel amaçlar çevrenin işletmeye yüklediği bir görevdir. Eğer maddeler altında toplayacak olursak;
– Uzun dönemde kâr etmek
– Satış geliri sağlama amacı
– Topluma hizmet etmek yoluyla sosyal sorumluluk işlevini yerine getirmek
– Varlığını sürdürme ve büyüme amacı
Klasik iktisatçılardan beri geleneksel olarak işletmenin “kâr sağlamak amacıyla” kurulduğu varsayılmıştır. Kâr işletmenin belirli bir dönemdeki faaliyet sonucu olup, genellikle toplam gelirlerin toplam giderlerden farkı olarak düşünülür. Kısaca söylemek gerekirse, kâr işletme için çok önemli bir kavramdır. İşletmenin başarı derecesini ölçme aracı, denetleme aracı ve hepsinden önemlisi varlığını sürdürme aracıdır.
“Satış geliri sağlama amacı”nda özellikle az sayıda işletmenin pazara sahip olduğu oligapol piyasalarında, işletme yöneticileri, en çok kârı değil belirli düzeyde kârı sağlamak kaydıyla, satış gelirlerini maksimum düzeye çıkarmaya çalışmaktadırlar.
Sosyal sorumluluk da modern işletmecilikte giderek önem kazanan amaçlardan biri olmaktadır. Sahiplik ile yönetimin gitgide ayrılmakta olması ve profesyonel yöneticinin az önce değinilen çok yönlülüğü çevresinde, hissedarlar yanında toplumun işletme ile ilgili çeşitli menfaat gruplarına hizmet kaygısının güçlenmesi de kâr amacını zayıflatmaktadır.
İşletmenin varlığını sürdürmesi, büyüme ve gelişmesi de vaz geçilmez nitelikte bir işletme amacıdır. İşletme varlığını tehdit eden sayısız tehlikelerle dolu bir iktisadi çevre oluşturan piyasa ortamında faaliyet gösterir; bu çevrenin her zaman büyük değişmeler gösteren koşullarına ayak uydurarak yaşamını sürdürmesi ve büyüyüp gelişmesi gerekir.
İşletmenin kendi öz kaynaklarından yararlanarak ve dış kaynakları değerlendirerek kendi yapısının genişlemesi sonucu ortaya çıkan birinci türdeki büyüme iç büyüme olarak nitelendirilir. Bu tür büyümede işletmenin yeni bir birim kurması veya başka işletmelerle birleşmesi söz konusu değildir. İşletmenin yeni işletmeler kurması veya mevcut başka işletmelerle birleşmesi sonucu ortaya çıkan ikinci büyüme tarzı ise “dış büyüme”dir.
İşletmelerin genel amaçları dışında, bir de özel amaçları vardır. Bunlar;
– Müşteri ve tüketicilere daha kaliteli mal ve/veya hizmet sunmak,
– Çalışanlara iyi ücret verme ve çalıştırma koşullarını geliştirip iyileştirmek,
– Çalışanlarını eğiterek kendilerini geliştirme ve meslekte ilerleme olarak ve fırsatlarına kavuşmalarını sağlamak,
– Çalışanlarına istikrar içinde sürekli istihdam sağlamak.
İşletmeler pazardaki paylarını arttırmaistek ve çabasında bulunduklarından, mallarını alıp kullanan nihai tüketicileri hoşnut etmek ve onların gereksinmelerine uygun mal ve hizmetler üretmek ve pazarlamak zorundadır. İşletmelerin diğer özel amaçlarından ikincisi çalışanlarına olanakların elverdiği ölçüde iyi bir ücret ödemeleri ve bu kişilerin çalışma koşullarını geliştirip iyileştirme yönünde gerekli çabaları göstermesidir.
Çalışanları eğiterek meslekte gelişme ve ilerlemelerine imkan sağlamak, çağdaş işletmelerin bireysel açıdan yerine getirmeleri gereken bir diğer özel amaç olarak karşımıza çıkmaktadır.
İşletmenin özel amaçları arasında sayılan dördüncü husus, işletmenin istikrar içinde istihdamı sürdürmesi şeklinde belirtilebilir. İstikrar işletmenin ciddi bir belirsizlik durumu ile karşılaşmadan varlığını sürdürebilmesinin mümkün olduğu bir durumu veya ortam koşullarını yansıtır.