Son 10-15 yılda Türkiye’de gayrimenkul sektörü ve özellikle konut pazarı sürekli gelişerek çok önemli biri büyüme kaydetti. Bu büyümede Emlak Konut GYO ve TOKİ gibi kurumların önemli katkısı var. Fakat nnceliği kârlılık olan bankalar, uzun vadeli, uygun faizli konut finansmanı konusunda, gayrimenkul sektörünü destekleyecek seçenekler sunamadı. Bu noktada konut bankası fikri ortaya atıldı.
Mevcut koşulları ve pazardaki gelişmeleri odağına alan, tüketicilerin ihtiyaç ve beklentilerine yanıt veren bir konut finansmanı sistemi, hem nitelikli konut arzının artmasını sağlaması hem de sektöre ülke ekonomisine önemli ivme kazandırması bekleniyor.
Ülkemizde; devlet, finansal kuruluşlar, konut üreticileri ve hane halkı arasında dengeli bir model olduğundan bahsetmek zor. Bu modelin de ancak devletin destekleyeceği, uzmanlaşmış, konut ihtisas bankasının kurulmasıyla gelişebileceği düşünülüyor.
Bu modelin Amerika başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde örnekleri var. İhtisas bankası, tüketicilerin uzun vadeli borçlanma ihtiyacına paralel, Hazine’nin borçlanma oranlarına yakın seviyedeki faiz oranlarıyla tahvil ihraç ederek kaynak yaratacak ve sektörü finanse edecek. Böylelikle konut piyasasına, hazinenin borçlanma oranlarına yakın, uzun vadeli bir likidite olanağı sağlayabilecek.
Birçok ülkede, 10 yıllık borçlanmanın ortalama toplam maliyeti yüzde 10’lar civarındayken, ülkemizde yüzde 70’lerde.
Son dönemde gayrimenkul geliştiricilerinin sunduğu finansman alternatifleri tercih edilir oldu. Oysa konut üreticileri, satışlardan elde ettikleri vadeli alacakları bu kurumlara devrederek, asıl işleri olan nitelikli konut üretimine daha çok odaklanabilir.
Gayrimenkulun uzun vadeli bir yatırım aracı ve piyasasında orta ve uzun vadede bir risk oluşturmuyor. Uzmanlar böyle bir dönemde cesaret gösterip, gayrimenkul piyasasında pozisyon alan yatırımcılar bu işten kârlı çıkabilir.