Finans, Muhasebe, Vergi...
Halkla İlişkiler

Medya İle İlişkiler

Her röportaj, firmanızı kamuoyuna tanıtmak için bir fırsat olmasının yanında, planlı ve stratejik hareket edilmemesi durumunda risk de taşır. Bu risklerin başında, röportajı veren kişinin yapacağı yanlışlıklar, gazetecinin konu hakkında yeteri kadar bilgi sahibi olmaması, gazetecinin konuya uzaklığı nedeniyle söyleneni yanlış algılaması, röportajla doğan fırsatların iyi değerlendirilememesi gibi unsurlar geliyor. Aslında hepsinden önemli olanı, gazetecinin gözünde röportaj yapılan kişinin, şirketin temsilcisi değil kendisi olduğu gerçeği… Bu nedenle söylenen her sözün şirketi kapsadığı akıldan çıkarılmamalı.  

Her röportaj, gazeteciye merhaba dediğiniz anda başlar. Kendiniz gibi olun. Başkalarının karakterini almayın, rol yapmayın. Hafif yorumlar ve espriler röportaj ortamını yumuşatır ancak fazlası sulandırabilir. Her röportaj kendi içinde gelişir. Konular konuları açar. Sorunun nereye gidebileceğine hazırlıklı olun. Röportajın sonrası yoktur. Ne söylemek istiyorsanız, röportaj bitinceye kadar söyleyin. Konuşacağınız konuyu ve bu konuyu anlatmakla şirketin  sağlayacağı yararı tespit edin.  Hazırlıklı olun. Vereceğiniz mesajı önceden belirleyin ve röportaj sırasında sık sık vurgulayın. Konuşma sırasında röportajın ana amacını kaybetmeyin.

Kamera ve mikrofon varsa kayda alınıyorsunuz demektir. Teybin sürekli açık olduğunu düşünerek konuşun. Hataları, yanlış anlamaları minimuma indirmeye çalışın. Röportajın banda alınmasını istemiyorsanız bunun için çok geçerli bir neden söylemelisiniz.  Konuyu gazetecinin doğru algılamasını ve yanlış bilgilerini doğrularla değiştirmesini sağlayarak söylemek istediğiniz mesajı onunla birlikte oluşturun. Böylece ortaklaşa varılan sonucu sizin adınızı kullanmadan yazmasını sağlayın.

Karşınızdakini kırmadan ‘hayır’ demeyi öğrenin. İyi bilmediğiniz ya da henüz açıklanmaması gereken konulara ileriki bir tarihte görüşme olanağı yaratın. Gerekirse konuyu daha iyi bilen kişiyi konuşturun.

Olumsuz sorulara olumlu cevap verin. Yanlışları kanıtlarla belgeleyerek kendi olumlu mesajınızı verin. ‘Doğrusu şu….’ diye söze başlayabilirsiniz. Başkalarının suçlamalarını ve  yorumlarını tekrarlamayın. Yanlışa dayalı bir soru sorulduğunda gerçeği söyleyip neden yanıtlayamayacağınızı  anlatın. Varsayıma dayanan soruları kesinlikle yanıtlamayın, yorumlamayın. Bir ihtimali diğerlerinden fazla değerlendirmekte spekülasyondur, unutmayın. Eğer’ ile başlayan, ‘olsaydı, gitseydi’ gibi kipler içeren sorulara dikkat edin. 'Bütün ihtimaller düşünülecektir’ ya da ‘düşünülmektedir’ gibi bir yanıt verebilirsiniz. Böyle sorularda bile ana mesajınızı cümle aralarına yerleştirmeye çalışın.

Röportaj için şartlarınız varsa bunu gazeteciye önceden kabul ettirin ve konuşma sırasında zaman zaman hatırlatın. ‘Yayınlamamanız kaydıyla konuşacağım’ diyerek yanıt vermeyin. Çünkü hiçbir koşulda ‘söylediklerinizin yayınlanmaması garantisi’ yoktur.

TV Çekimlerinde Nelere Dikkat Etmeli?
Öncelikle giyim konusundan başlayalım. Zıt renkler yerine, birbirinin tonu olan kıyafetler tercih edilmeli. Örneğin siyah takım elbise-beyaz gömlek yanlış, lacivert takım elbise – mavi gömlek gibi tercihler yapmalı.  Çizgili takım elbise giymemelisiniz. Ekranda çizgiler dans eden rahatsız görüntüler oluşturur. Kareli ceket ya da desenli kıyafet ve aksesuardan kaçınılmalıdır. Öte yandan düz ve koyu renkler, her türlü fona uyum sağlayacaktır. Dış çekimlerde güneş gözlüğü, şapka vb. aksesuarlardan uzak durun.

Çekime başlamadan önce, Kravatınızın düz durup durmadığının kontrol etmelisiniz, kravat çok sıkmamalı ama çok da gevşek olmamalıdır.  Ceket düğmeleri ilke olarak kapalı olmalı, resmi olmayan, rahat ortamlarda açık olmalıdır.

Ekrana yansıyacak görüntünün farkında olmalısınız. Koltukta otururken arkanıza yaslanmayın yani koltuğa gömülmeyin, bu sizi kısa ve şişman gösterir.  Ellerinizi, yüzünüzü kapatacak şekilde kullanmamalısınız. Hatta daha doğrusu, ellerinizi çok fazla kullanmamak. Gazeteci sizi soru sorarken sizin izninizi almak zorunda değildir. Emin olmadığınız konularda görüş bildirmeyin, yanlış anlamalara neden olabilir. Unutmayın, kamera sürekli üzerinizde ve kayıt yapıyor!

TV sunucusuna bakarak konuşulmalı, kamera en uygun görüntüyü yakalar. Kameranın çalışmadığı bir anda terinizi silmek için cebinizde bir mendil hazır olmalı.

Yaka mikrofonu varsa dokunmamalı, hatta hareket ederken dikkat etmeli.   Sunucu çekimin bittiğini haber verene kadar, oturma pozisyonunuzu korumalısınız çünkü kapanış aşaması biraz daha sürebilir. Sunucu, kamera ekibi ve diğer görevlilere teşekkür edip tokalaşarak çekimden ayrılmak uygundur.

Basın Toplantılarında Nelere Dikkat Etmeli?
Kontrolü her zaman elinizde tutmalısınız, toplantının amacını unutmayın. Kamuoyuna sunmak istediğiniz konu ve gelişmeleri basın mensuplarına aktarırken, vermek istediğiniz mesajları açık bir biçimde vurgulamalısınız. Soru cevap bölümünde, tanıdığınız gazetecilere ismiyle hitap ederek söz verebilirsiniz, iyi bir etki yaratacaktır.Sorulara mümkün olduğunca doğrudan  cevap vermeye çalışın, ancak sizin vermek istediğiniz mesaj daha büyük önem taşıyor, unutmayın. Toplantının amacı da kendi mesajlarınızı kamuoyuna duyurabilmeniz. Klişe laflardan uzak durun. Medya açısından iyi iş yapsa da kamuoyunda entelektüel bir birikiminiz olmadığı yönünde bir imaj yaratabilir.

İlk önce soruyu soran gazeteciye, daha sonra kameralara bakmanızda yarar var.  Cevaplarınızı mümkün olduğunca kısa tutmalısınız. Basında başlık olarak kullanılabilecek ‘kısa’ ve ‘özlü’ ifadeler kullanmakta yarar var. Sorulan soruyu duymayan gazeteciler varsa, soruyu tekrarlayın. Böylece tüm salon hangi soruya yanıt verdiğinizi bilecektir. Üstelik bu taktik size, yanıtınızı hazırlamak için de bir kaç saniye fırsat tanıyacaktır.

Gazetecilere karşı asla kızarak veya sinirli davranmayın. Ancak bu yeri geldiğinde kibar fakat sert bir tonda konuşmanıza engel değildir. Eğer Power Point sunuş yapacaksanız ilk slayttan önceki 3 dakikada dinleyicilerle konusun. Power Point sunuşunuz için her zaman yedekte destek ekipmanı bulundurun.

Kitleye Dönük Konuşmalarda Nelere Dikkat Etmeli?
Mikrofona yaklaşık 15 cm. uzaklıktan doğrudan konuşmalısınız. Alanın sağ yanındaki dinleyicilere hitap ederken mikrofonun sol arkasına geçmeli, sol tarafındaki vatandaşlara seslenirken sağ  arkasına geçmelisiniz. Sabit bir mikrofonu elinize almayın. Mikrofonun yüzünüzü ve görüş alanınızı kapatmadığından emin olun. Mikrofonu bir kez sabitledikten sonra tekrar oynamayın. Mikrofonun açık olup olmadığını kontrol etmek için asla üzerine vurmayın. Onun yerine mikrofona bir-iki kelime söyleyin. Mikrofonu elde tutarak konuşma yaparken, mikrofon ağza 15 cm. civarında yaklaştırın, yüzünüzü kapatmayacak şekilde çene hizasında tutun. Mikrofonun her zaman açık ve çalışıyor durumda olduğunu düşünmelisiniz. Kürsüdeyken bir başkasına bir şey söylerken, bunun herkes tarafından duyulabileceği ihtimalini unutmayın. Konuşurken kürsüye yaslanmayın. Konuşmanızdaki vurguyu arttırmak amacıyla kürsüyü tutabilir veya kürsüye vurmadan vuruyormuş gibi yapabilirsiniz. Elinizde önceden hazırlanmış yazılı bir konuşma varsa, sayfaları sessizce çevirip kenara koyun. Aksi takdirde mikrofondan hiç de hoş olmayan kağıt hışırtıları duyulabilir. Konuşmanızı tamamladıktan sonra yazılı notlarınızı asla kürsüde bırakmayın.

Kaynak: Yaratım İçerik İletişim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir