Finans, Muhasebe, Vergi...
Ekonomi ve Finans

Limited şirketlerin kurumsallaşmasına vergi engeli

Yeni doğan bir bebeğe isim bulmak ne kadar heyecanlıdır bilirsiniz. Kitaplar karıştırılır, çevrede konuşulan bütün isimler pür dikkat dinlenir, aileler, akrabalar, arkadaşlar tavsiyelerde bulunur. Konulan ismin, çocuğun hayatını etkileyeceği, hatta kaderinin o isime benzer olacağı düşünülerek; güzel, anlamlı bir isim bulunması için çalışılır.

Sanırım “limited ortaklıklar” için de kaderi etkileyen isim yaklaşımı geçerli. Aslında daha sınırlı bir sorumluluk içermesi ve daha kolay kurulabilmesi sebebi ile ismi “limited” olarak konulmuş olmasına rağmen, “limited” ismi, bu türdeki şirketlere birçok sınırlamaları da birlikte getirmiştir. Özellikle vergi kanunlarında yer alan ve diğer nevideki bazı işletmeler için geçerli olan birçok vergi avantajının limited şirketler için geçerli olmaması bu sınırlamanın örneği olarak verilebilir.

 

Limited Şirketler, kolay kurulması ve daha kolay yönetilebilmesi sebepleri ile birçok yatırımcı tarafından öncelikli olarak tercih edilmektedir. Ancak bu tarz şirketlerin daha az kurumsal olması ve Anonim şirketlerin yönetim kurulları ve denetim kurulları ile daha kurumsal bir yapısı olması sebebiyle, kurumsallaşmayı teşvik etmek adına, anonim şirket ortaklarına aşağıda bahsedilen ve limited şirketlere tanınmamış olan vergisel imkânların sağlandığı görülmektedir.

Bilindiği üzere Gelir Vergisi Kanun’unun mükerrer 80. maddesinin 1. fıkrasında iki yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançların değer artış kazancı olarak nitelendirilmeyeceği ifade edilirken aynı maddenin 4. fıkrasında ortaklık haklarının veya hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların değer artış kanacı olarak nitelendirileceği hükme bağlanmıştır. Başka bir ifade ile ilgili madde, gerçek kişilerin iki yıldan daha uzun süre ellerinde tuttukları anonim şirket hisse senetlerinin elden çıkarılması durumunda elde edilen kârın değer artış kazancı olarak nitelendirilmeyeceğinden vergiye tabi olmayacağını hükme bağlarken; limited şirket ortaklık paylarının satışı sebebi ile elde ettikleri karların vergilendirileceği yönünde bir düzenleme getirmektedir.

Diğer taraftan kurumlar tarafından elde edilen iştirak satış kazancı kurumlar vergisi açısından değerlendirildiğinde, iştirakin anonim şirket veya limited şirket niteliğinde olmasının bir etkisi olmadığı görülmektedir. Her iki şirket tipi için de mevzuatta yer alan koşulların sağlanması durumunda kazancın yüzde 75’inin kurumlar vergisinden istisna edilebileceği ifade edilmiştir. Ancak iştirak satışı KDV yönünden irdelendiğinde, anonim şirket hisselerinin satışının KDV’den istisna edildiği koşulsuz bir şekilde ifade edilmekteyken, limited şirketlerin bu istisnadan faydalanabilmesi için iki yıl elde tutulma koşulu aranmıştır.

Yabancı sermaye’nin limited şirketler’e bakışı

Demografik yapısı ve coğrafi konumu sebebi ile Türkiye’nin önemli bir pazar ve kâr potansiyeli barındırmakta olması, ayrıca bugüne kadar atlatmış olduğu krizler sonrasında bütün risklerine rağmen halen ayakta duruyor olması sebebi ile yabancı yatırımların Türkiye’ye ilgisi giderek artmaktadır.

Ancak hâlihazırda ülkemizde geçerli olan yukarıda değindiğimiz vergi düzenlemeleri neticesinde vergi maliyetleri emsallerine göre daha fazla olabilmektedir. Bu durum da yeni yatırımcının limited şirketler üzerindeki tercihini olumsuz yönde etkileyebilmektedir.

Benzer bir şekilde, 06 Haziran 2008 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik sonrasında Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun’unun 35. maddesinde yer alan

“Limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar. Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur.”

ifadesi, yabancı yatırımcıların mevcut bir limited şirkete yatırım yapma kararını ciddi bir şekilde etkilemektedir.

Limited şirket ortakları açısından konunun analizi

Biraz empati yaparak, limited şirket ortaklarının bakış açısı ile konuyu irdelemekte de fayda olduğunu düşünüyorum. Girişimci bir ruhla, aklındaki iyi fikirleri kara dönüştürmeyi hedefleyen sermayedarlar, eğer şirketlerini uzun vadede satma hedefleri yoksa, anonim şirketlerin kuruluşu esnasında ortaya çıkan zaman ve para kaybına yol açan bazı bürokratik işlemler ile karşılaşmamak için ve daha esnek bir yapıda hareket edebilmek adına limited şirket olarak kurulmayı tercih edebilmektedir.

Her şey yolunda giderse ve arzu edilen başarı yakalanırsa yani piyasada önemli bir pay sahibi olarak yeterli karlılık seviyelerine ulaşırlarsa, bu işletmelerin daha büyük yatırımcıların ortaklık için dikkatlerini çekmeleri doğal bir sonuç olmaktadır.

Diğer taraftan büyük yatırımcıların bu ilgisi, yerel yatırımcılar için kârlı bir satış veya ortaklık kurma suretiyle daha çok büyüyebilme fırsatı, bulunan önemli bir finansman kaynağı ve uluslararası piyasalara daha güvenilir bir şekilde açılma fırsatı anlamına gelmektedir. Özellikle birçok işletmenin kurumsallaşma hedefleri açısından yabancı sermaye ile kurulan ortaklıklar önemli fırsatlar sağlayabilmektedir.

Limited şirketlerin büyümesi ve kurumsallaşmasını sağlayabilecek bu süreçte yukarıda değindiğimiz vergi maliyetleri, limited şirket ortaklarının, yeni yatırımcıları ikna etmesini zorlaştırmaktadır. Çözümü ortaklık devri öncesinde nevi değiştirmekte bulan uygulama, bu sefer de kaybedilen zaman sebebi ile ilgili düzenlemeyi sorgulamaktadır.

Elde edilen vergi gelirleri üzerine etkisi kalmamış ve uygulamada sadece gecikmelere sebep olan limited şirketler ile ilgili düzenlemelerin günün koşularına uyumlu olarak değiştirilmesi bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle yabancı yatırımların ilgisinin yoğunlaştığı bu dönemde, limited şirketlere ilişkin farklılık içeren düzenlemelerin anonim şirketler ile ilgili düzenlemeler ile paralel hale getirilmesinin ticari hayatı daha kolaylaştıracağı unutulmamalıdır.

Uğur AKDOĞAN / VERGİ PORTALI

Kaynak: Dünya Gazetesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir