Finans, Muhasebe, Vergi...
Diğer Gündem

Kayıtdışı Ekonomi

Kayıtdışılıkta çözüme doğru

Adeta müzmin hale gelmiş "kayıtdışı" hastalığını, yıllardır tartışa geldik. Sayısız raporlar, paneller, toplantılar düzenlendi, araştırmalar yapıldı. Fakat bir türlü çözüm üretir hale gelemedik.

Kayıtdışılık, vergi sistemimizdeki bozukluğun hem sonucu hem de sebebi. Şöyle ki, adaletten yoksun ve güven vermeyen vergi sistemi, mükellefleri kayıtdışılığa yöneltiyor. Kayıtdışılık ise vergi sisteminin daha da bozulmasına ve vergi oranlarının yükselmesine neden oluyor. Sistem kısır bir döngü halinde birbirini besliyor.

 

Bugün geldiğimiz noktada, artık sorunun çözümüne odaklanmak zorundayız. İçinde bulunduğumuz ortam daha ümit verici gözüküyor; daha istikrarlı bir ekonomiye sahip olmamız, vergi sisteminin iyileştirilmesi yönünde atılan adımlar, vergi oranlarını düşürme gayretleri, Avrupa Birliği müzakere süreci, kayıtdışında olanların da eskiye göre daha rahatsız olur hale gelmeleri, risklerin daha fazla artması, kurumsallaşma gayretleri… Bütün bunlar "artık çözüm zamanı"nın geldiğine işaret ediyor. Esasen ekonomideki istikrarı kalıcı hale getirmenin başka da bir yolu yok.

Siyasi irade ve toplumsal mutabakat

Bugüne kadarki temel hatalarımızdan birisi de sorunu sadece "vergi" ekseninde görmek ve çözümünü de sadece Maliye'den beklemekti. Oysa ki kayıtdışılık, ekonominin ve sosyal yapımızdaki çok sayıdaki faktörü ilgilendiren, karmaşık (kompleks) bir konudur.

Kayıtdışılık toplumun tüm kesimlerini; devletin tüm kurumlarını, belediyeleri, özel sektörü ve sivil toplum kuruluşlarını ilgilendiriyor. Dolayısıyla ekonominin ve piyasaların tüm aktörlerini çözümün tarafları olarak görmek; aralarındaki eşgüdümü sağlamak ve devlet politikası olarak uygulamak gerekiyor.

Devletin ve hükümetin en üst seviyesinde güçlü bir iradenin gösterilmesi, çözüme gidecek yolun anahtarıdır. Bu irade ile birlikte tüm tarafların sosyal mutabakatı sağlanmalıdır ve bu mutabakatta samimi olunmalıdır.

Sürecin kurumsallaştırılması

Kayıtdışılığın çözümünü süreç olarak ele almak ve "stratejik eylem planı" anlayışı ile yönetmek, temel başarı kriterlerinden bir diğeri. Bunun sağlanması, sürecin kurumsal bir yapıya oturtulmasını gerekli kılıyor. Bu yapının ayrıca çerçeve bir yasa ile desteklenmesi ayrıca önemli. Çözümün tarafları bu yapı etrafında yer almalı, katılımcı bir yaklaşım ve ortak akılla çözümler üretilmeli ve devlet politikası olarak hayata geçirilmelidir.

Toplumun davranış kalıplarının değiştirilmesi

Yeterli sermaye birikiminin sağlanamadığı,vergi sisteminin adaletsiz, üstelik toplanan vergilerin yerinde harcanmadığı bir ortamda, mükelleflerin doğru vergi ödemelerini beklemek ne kadar mümkün olabilirdi? Dolayısıyla vergi ödememek toplumda normal bir davranış biçimi haline gelmiş ve hele de ahlaki bir sorun olarak görülmemiştir. Bu davranış kalıplarının değiştirilmesi, konuya toplumbilimcilerin de dahil olmasını ve etkin bir iletişimi ayrıca gerekli kılıyor.

Vergi sisteminin düzeltilmesi

Vergi kanunlarının basit, anlaşılır, ekonomi ile uyumlu, mükellef haklarını gözetir, oto kontrol mekanizmaları ile güçlendirilmiş özellikler taşıması da kritik başarı faktörlerinden. Vergi oranları makul ve içinde yaşanabilir olmalı, kayıt ekonomisine geçildikçe bu iyileştirmeye devam edilmelidir. Üzerinde mutabık kalınan sisteme, toplumun tüm fertleri (küçük-büyük) sahip çıkmalıdır.

Güçlü ve güven veren Gelir İdaresi

Gelir İdaresi isin temelidir ve her açıdan güçlü olmalıdır. Nitelikli ve farklı yetkinliklere sahip insan kaynağı, ekonomideki verileri anlık izleyebilen sistem altyapısı, etkin bir organizasyon ve iyi tanımlanmış süreçler yanında, uygulamada tarafsızlığı sağlayacak hukuki yapı, başkanın seçim süresi ve statüsü gibi konulardaki eksiklikleri giderilmelidir. Unutmayalım, güçlü Gelir İdaresi, güçlü devlet olmanın vazgeçilmez koşuludur. Bu birim, gelir kaynaklarını sağlıklı ve düzenli olarak sağladığı sürece kamu yönetimi etkin ve devlet güçlü olur.

Gelir İdaresi güçlü olduğu kadar mükelleflere de güven vermeli, haklarını korumalı, mükelleflerin yaşamasına, illerini geliştirip büyütmelerine herkesten daha çok sahip çıkmalıdır. Vergi ancak büyüyen ve gelişen ekonomiden alınır. Uygulamaları olabildiğince basit ve anlaşılır hale getirmeli; gri alanları olabildiğince azaltmalı ve belirsizlikleri kaldırmalı, bu durumlarda olabildiğince mükellef lehine yorum yapmalı, biraz daha vergi alacağım diye konuları marjinal ve içinden çıkılamaz hale getirmemeli, hukuku zorlamamalı, mükellefini vergi dairesinden korkar hale getirmemelidir. Bu yönüyle, mükellefler kadar vergi idaresi çalışanlarının da davranış kalıplarının değiştirilmesine ihtiyaç olduğunu kabul edelim.

Özetle, kayıtdışılık karmaşık bir konudur ancak çözümü zor değildir. Yeter ki isteyelim.

ARASIRA / Mustafa Uysal

 

Dunya Gazetesi

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir