Finans, Muhasebe, Vergi...
Vergi Hukuku

Fatura Düzenlenirken Nelere Dikkat Edilmelidir?

Rüknettin KUMKALE
Yeminli Mali Müşavir

Fatura,
– Türk Ticaret Yasası’nın 23. Maddesi’nde ve
 
– Vergi Usul Yasası’nın 229-232 Maddeleri’nde konu edilen, müşteri ile satıcı arasında meydana gelen ticari ilişkiyi belgelendirmeye yarayan bir araçtır. Türk Ticaret Yasası’ndaki ve Vergi Usul Yasası’ndaki fatura ile ilgili hükümleri bir arada düşünmemiz ve buna göre Mali ve Hukuki açıdan faturayı tanımlamamız yerinde olacaktır.

24.12.2003 tarih ve 25326 sayılı Resmi Gazetede yayınlan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel kurulu’nun E: 2001/1, K: 2003/1 Sayılı kararında fatura “ Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir. “ şeklinde tarif edilmiştir.

– Her şeyden önce şunu söylememiz gerekmektedir; bir alış-veriş sonucunda oluşan ticari münasebet neticesinde faturanın malı veren veya hizmeti sunan tarafından düzenlenmesi, bunun karşılığında malı alan veya kendisine hizmet sunulan tarafında faturayı istemesi zorunluluğu bulunmaktadır.
 
Yasalarımız açısından faturanın verilmemesi yanında faturanın alınmaması da suçtur. Ayrıca faturada gerçek alış-verişi göstermeyecek bilgilerin yazılı bulunması da suç oluşturmaktadır.

Yukarıdaki her iki durumda da faturayı alan ve veren taraf Vergi Usul Yasası’nın 353. Maddesi’ndeki özel usulsüzlük cezası ile cezalandırılmak durumunda kalacaklardır. Bunlardan ayrı olarak fatura vermeyen veya eksik tutarda veren taraf olan satıcı için gelirini eksik gösterdiği ve Katma Değer Vergisi’ni eksik tahakkuk ettirdiği için matrah farkı doğacaktır. Bütün bunlardan ayrı olarak, vergi ziyaı oluşacağından, Vergi Usul Yasası’nın 341 ve 344. Maddeleri’ndeki vergi zıyaı cezası ile de karşılaşılabilecektir.
 
– Bir faturanın düzenlenebilmesi için satıcı tarafından, müşteriye bir emtianın satılmış olması veya bir hizmetin verilmiş olması gerekmektedir.
 
– Fatura, alınan emtia veya yaptırılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı gösterir. Fatura tutarı müşteri tarafından ödenmiş ise müşteri bu durumun faturada gösterilmesini isteyebilir. (Türk Ticaret Yasası Md. 23). Diğer bir anlatımla fatura tutarı ödenmiş ise müşteri bu faturanın piyasa koşulları çerçevesinde kapalı olarak kesilmesini yani bedelinin ödenmiş olduğunun üzerine yazılmasını isteyebilir.
 
– Fatura emtiayı satan veya hizmeti sunan tüccar hüviyetindeki hakiki veya hükmi kişi tarafından düzenlenebilecek bir vesikadır. Diğer bir anlatımla, (Vergi Usul Yasasının 232. Maddesi’nde sözü edildiği şekilde) fatura, vergi mükellefi olan, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler tarafından düzenlenmektedir.
 
– Faturanın belli bir şekli (Vergi Usul Yasası Md. 230) bulunmaktadır.

– Faturada düzenlenme tarihi ile seri ve sıra numarası bulunmalıdır.

– Faturanın üzerinde, bunu düzenleyen yani satıcının, adı, varsa ticaret unvanı, iş adresi, bağlı bulunduğu vergi dairesi ve vergi sicil numarası bulunmalıdır.

– Faturanın üzerine müşterinin adı, varsa ticaret unvanı, iş adresi, bağlı bulunduğu vergi dairesi ve vergi sicil numarası yazılmalıdır.

– Faturanın açıklaması olmalı, satılan malın veya işin nevi, miktarı, fiyatı ve tutarı yazılmalıdır.

– Faturanın üstüne satılan malın teslim tarihi ile irsaliye numarası yazılmalıdır.

– Faturanın düzenlenmesinde belli kaidelere uyulması zorunlu bulunmaktadır. (Vergi Usul Yasası Md. 231)

– Faturaların sıra numarası takip etmesi gerekmektedir. Diğer bir anlatımla 12 no.lu faturayı 24.05.2007 tarihinde düzenlemiş iseniz 13 no.lu faturaya 23.05.2007 tarihini yazamazsınız.

– Aynı müessesenin muhtelif şube ve kısımlarında fatura düzenlemesi yapılıyor ise ve her şube veya kısımda düzenlenen faturaların her biri aynı numara ile başlamak üzere kullanılıyor ise bu faturaların üzerine kullanıldıkları şube veya kısımları gösterici yazı veya işaretlerin konulması gerekmektedir.

– Faturalar mürekkeple, makine ile veya kopya kurşun kalem ile doldurulmalıdır. Bundan amaç; faturanın üzerine yazılan yazıların silinmemesini temindir.

– Faturanın en az bir asıl bir örnek olarak düzenlenmesi gerekmektedir. İrsaliyeli faturalar ise en az üç nüsha olarak düzenlenmektedir. Bu faturanın ilk iki nüshası müşteriye verilir. Tavsiyemiz: faturanın bastırılırken bir nüsha fazla bastırılması yönündedir. Bastırılan fazla nüsha muhasebe fişinin altına konulmalı, diğer nüsha ise sıra numarası halinde ayrıca muhafaza edilmelidir. Faturanın birden fazla olarak düzenlenmesi halinde her bir örneğe kaçıncı örnek olduğu yazılmalıdır.

– Faturanın baş tarafına iş sahibi veya iş sahibi adına hareket etmeye yetkili kişi tarafından imza atılmalıdır.

– Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren en çok yedi gün içinde düzenlenmelidir. Burada, muhasebedeki dönemsellik ilkesi dolayısıyla malın teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile faturanın düzenlenme tarihi arasındaki ilişki çok önemlidir.

Örneğin, 27.05.2007 tarihinde teslim edilen bir malın faturasını        dönemsellik ilkesi gereği 02.06.2007 tarihinde düzenleyemezsiniz. Bu malın faturasını en geç 31.05.2007 tarihinde düzenlemeniz gerekmektedir. Ancak düzenlenme tarihi, 27.05.2007 tarihini taşıyan bir irsaliye muhteviyatı malın teslim tarihi 01.06.2007 tarihi ise ve irsaliyenin üzerinde teslim tarihi olarak bu tarih bulunuyor ise bu mal ile ilgili faturayı 08.06.2007 tarihinde düzenleyebilirsiniz. Çünkü satıcı tarafından düzenlenen irsaliye her ne kadar 27.05.2007 tarihini taşıyorsa da mal satıcı tarafından müşteriye 01.06.2007 tarihinde teslim edilmiştir. Yani, 31.05.2007 tarihinde yapılan sayımda müşteriye teslim edilmediği için bu mal satıcının envanterinde kayıtlı bulunmaktadır.

– Faturayı düzenlemek zorunda olanlar yani satıcılar müşterinin adı ve soyadı ile bağlı bulunduğu vergi dairesi ve vergi sicil numarasının doğruluğundan sorumlu bulunmaktadırlar. Bu sebeple faturayı düzenlemek durumunda olan, malı teslim eden veya hizmeti yapan satıcının, müşterinin kimliğini ve bağlı bulunduğu vergi dairesi ile vergi sicil numarasını gösteren bir belgeyi müşteriden istemesi halinde müşterinin böyle bir belgeyi ibraz etme mecburiyeti bulunmaktadır.

–  Faturayı alan müşteri, bu faturanın münderecatı (içeriği) hakkında sekiz gün içinde satıcıya itirazda bulunmamış ise faturanın münderecatını kabul etmiş sayılmaktadır. (Türk Ticaret Yasası Md. 23) Bu sebeple, düzenlenen faturanın alınan mal veya hizmet ile karşılaştırılması, faturada yazılı olan tutarların satıcı ile anlaşılan tutar olup olmadığına bakılması, bir tutarsızlık var ise faturanın alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yazılı olarak satıcı nezdinde itirazda bulunulması gerekmektedir.

– Ticari ilişkinin kurulması sırasında var olmayan ve sonradan sözleşmeyi değiştiren ve diğer tarafın durumunu ağırlaştıran hükümlerin faturanın mutad münderecatından kabul edilmesine olanak bulunmamaktadır.

– Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, serbest meslek erbabı, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlar, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler ile vergiden muaf esnaf dışında kalanların birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tespit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin (2007 yılı için) 560,00 YTL’yi geçmesi veya bedeli 560,00 YTL’den az olsa dahi istemeleri halinde fatura verilmesi mecburidir. ( Bu tutar her yıl Bakanlar Kurulu kararı ile veya yeniden değerleme oranında artmaktadır .)

– Düzenlenen faturanın muhteviyatı olan malın, satıcının envanterinde bulunması zorunludur. Diğer bir anlatımla düzenlenen fatura muhteviyatı olan malın satıcının stoklarında bulunmaması halinde, satıcı kendisi tarafından alınmamış olan bir malın satışını yapmış olacaktır ki; böyle bir durumun olanaksızlığı sebebiyle, düzenlenen fatura gerçeği yansıtmayacağından vergi yasalarındaki ceza gerektiren durumlarla karşı karşıya kalınacaktır.

– Faturanın üzerine matbu olarak veya sonradan ilave edilen “Fatura bedeli’nin belli bir sürede ödenmemesi halinde vade farkı ödenir” anlamında bir ifade ile ilgili olarak 24.12.2003 tarih ve 25326 sayılı Resmi Gazetede yayınlan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel kurulu’nun E: 2001/1, K: 2003/1 Sayılı kararının özeti şu şekildedir : “Taraflar arasında yazılı şekilde yapılmamış olmakla birlikte geçerli sözleşme ilişkisinden doğan uyuşmazlıklarda faturalara (bedelin belli bir sürede ödenmemesi halinde vade farkı ödenir) ibaresinin yazılarak karşı tarafa tebliği ve karşı tarafça TTK.nun 23/2. Maddesi uyarınca sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde bu durum sadece fatura münderecatının kesinleşmesi sonucunu doğurup vade farkının davalı yanca kabul edildiği ve istenebileceği anlamına gelmeyeceğine"

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir